English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ G ] / Geç kalmayın

Geç kalmayın Çeviri Fransızca

153 parallel translation
Geç kalmayın Bayan Annie.
Ne soyez pas trop longue, Mlle Annie.
Sakın geç kalmayın.
Et pas trop tard!
Bu biletle birlikte 1 Ekim sabahı saat 10'da... "... fabrikanın kapısına gelin, ve sakın geç kalmayın! "
Présentez-vous à la fabrique... à dix heures du matin, le 1er octobre, et soyez à l'heure!
Çok geç kalmayın.
Ne rentrez pas trop tard.
Molanızda bunu okuyum. Tamam, İşe geç kalmayın dostlar. Günaydın.
Ne soyez pas en retard.
Geç kalmayın, yarın okul var.
Ne rentre pas tard!
- Akşam yemeğine geç kalmayın.
- Ne soyez pas en retard pour dîner.
İlk gösteri dokuzda, geç kalmayın.
Début du spectacle à 9 h. Ne soyez pas en retard.
Geç kalmayın yemek neredeyse hazır.
Oui mais pas trop longtemps. Le dîner est presque prêt.
Tamam. Geç kalmayın.
Ok ; oh, ne sois pas en retard.
Yarın akşam, San Shui Lokantasında, geç kalmayın. Teşekkür ederim efendim.
Demain, au Pavillon des 3 sourires, qu'il pleuve ou qu'il vente.
Geç kalmayın!
Ne sois pas en retard!
Geç kalmayın!
Ne tardez pas!
Sakın geç kalmayın.
Et à l'heure.
- İyi eğlenceler. Ama geç kalmayın.
Amusez-vous mais ne soyez pas en retard.
İş kulübüne geç kalmayın!
Ne ratez pas le rendez-vous de l'ANPE!
Timmy gözlerini açık tutamıyor bile. Siz delikanlılar da çok geç kalmayın, tamam mı?
Ne veillez pas trop tard les garçons.
Geç kalmayın.
- Soyez ponctuels.
Fazla geç kalmayın.
Ne soyez pas trop tard.
- Siz de eve çok geç kalmayın. - Peki, efendim.
- Ne rentrez pas trop tard.
Bir dakika bile geç kalmayın.
Soyez ponctuels.
Benimle Route 9'da, Okeechobee Yolu'nda buluşun, ve geç kalmayın.
Rencontrez-moi à l'itinéraire 9 et route d'Okeechobee, et ne soyez pas en retard.
Bir daha, bu kadar geç kalmayın.
La prochaine fois, ne traînez pas si tard.
Bir daha ki sefer bu kadar geç kalmayın, anlaşıIdı mı?
Essayez de vous y prendre plus tôt la prochaine fois.
Ve geç kalmayın.
Et ne soyez pas en retard.
Geç kalmayın. Bayrak bile tasarlamış.
Elle a dessiné le drapeau.
Hatunlar geç kalmayın.
Troisième match, ce soir, chez Blondie.
Eğlenmenize bakın. Geç kalmayın.
Profitez, prenez votre temps.
10 dakika sonra deniz fenerinde. Geç kalmayın. Böyle dedi.
"Le phare dans dix minutes, ne soyez pas en retard".
Tamam, geç kalmayın.
Bien. Ne sois pas en retard.
Geç kalmayın. Bildiğiniz gibi Ali ile Liston ll arasındaki maç, Lewiston'daki son büyük maçtı.
Comme vous le savez, Ali-Liston II fut le dernier combat disputé à Lewiston.
Geç kalmayın, yoksa yer kalmaz.
Soyez à l'heure si vous voulez une place.
Çocuklar, geç kalmayın.
Les enfants, surveillez l'heure.
geç kalmayın.
Soyez a l'heure.
Guberlar 3 ay önce evi bıraktılar. Sakın fazla geç kalmayın.
Je ne sais pas si vous serez intéressés, mais la maison en face de votre chalet est disponible, et les Gubers ont laissé trois mois de loyer, alors j'ai pensé à vous.
- Geç kalmayın.
- Revenez quand vous voulez.
Yarın saat 14 : 30'da parkta bir reklam çekimi olacak. Kıyafetlerinizi giymiş olarak Batı Kapısında hazır bulunun. Geç kalmayın.
Mettez vos costumes et rendez-vous à la porte ouest, soyez ponctuels.
Yarın Splenditt oteldeki yemeğe geç kalmayın. Umarım seninde soruşturmada birinin yardımına ihtiyaç duyacağın o günü görürüm, Holmes.
si vous ne voulez pas rater votre déjeuner demain à l'hôtel "splendide"... vos espoirs me réconfortent Holmes.
Geç kalmayın.
- Cette affaire est finie.
Geç kalmayın.
- Ne tardez pas trop.
Bu geceye kadar, geç kalmayın..
Ne sois pas en retard.
Opera 7 : 30'da başlıyor. Geç kalmayı sevmediğimi biliyorsun.
L'opéra commence à 7 : 30, tu sais que je n'aime pas arriver en retard.
- Geç kalmayın.
- Déjà?
Geç kalmayın.
C'est ma fille!
Geç kalmayın.
dégagez.
Lütfen geç kalmayın.
Sois à l'heure.
Geç kalmayın.
Et pas de retard.
Geç kalmayın.
Ne soyez pas en retard.
Televizyondaki dizileri izlemek için, geç saatlere kadar kalmayın.
Il ne faut pas que vous regardiez la télévision tard le soir.
- Geç saate kadar kalmayın olur mu? .
- Ne veillez pas trop tard.
Çünkü çok geç olmuştu ve ben de orada kalmayı tercih ettim.
Il était tard et je n'ai pas eu envie de rentrer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]