Gidip onunla konuşacağım Çeviri Fransızca
129 parallel translation
Gidip onunla konuşacağım.
Je vais lui parler.
Kızımla birlikte gidip onunla konuşacağım.
Ma fille m'y conduira pour que je puisse lui parler.
Gidip onunla konuşacağım.
Si, j'irai la voir.
- Gidip onunla konuşacağım. - Konuşmak mı?
- Je vais retourner lui parler.
Hemen gidip onunla konuşacağım.
Je vais lui parler tout de suite.
Herkes gördü, senin suçun yok. Yine de, gidip onunla konuşacağım.
Claude, je te demande instamment de lui ordonner de s'excuser.
- Hayır, gidip onunla konuşacağım.
- Non, je dois aller la voir.
Oraya gidip onunla konuşacağım.
Je vais lui parler.
Bu kadın sorunun göbeğinde. Bu kesin. Gidip onunla konuşacağım.
Cette femme est au coeur du problème, c'est certain.
Gidip onunla konuşacağım.
Je vais aller derrière lui expliquer quelques petites choses.
- Tamam, gidip onunla konuşacağım.
Je vais lui parler.
Gidip onunla konuşacağım.
Je vais leur parler.
Gidip onunla konuşacağım.
Voici votre tante.
O halde, gidip onunla konuşacağım.
- Alors, allez lui parler.
- Bak dostum, oraya gidip onunla konuşacağım.
- Je vais aller lui parler.
- Yine de bu şey anlamına gelmez... - Gidip onunla konuşacağım. Onu itiraf etmeye zorlayacağım.
Les gens percevaient Marcie comme invisible, et... elle l'est devenue.
Vampirlerin nerede olduğunu bilmiyoruz. Gidip onunla konuşacağım...
On ne sait pas où sont ces Frères.
Eve gidip onunla konuşacağım.
Je vais lui parler.
Böyle yaşayamam. Gidip onunla konuşacağım.
Ce n'est plus possible.
- Gidip onunla konuşacağım.
- Je vais aller lui parler.
Hiç birşeyden haberi yok Darni, gidip onunla konuşacağım.
Il ne sait rien.
Şimdi gidip onunla konuşacağım.
Et maintenant, je vais aller lui parler.
Gidip onunla konuşacağım.
Je vais aller lui parler.
Oraya gidip onunla konuşacağım.
Je vais aller lui parler.
Gidip onunla konuşacağım. Tamam mı?
J'irai lui parler.
Sanırım gidip onunla konuşacağım.
Je vais lui parler.
- İçeri gidip onunla konuşacağım.
D'accord, je vais rentré!
- Gidip onunla konuşacağım.
Je vais lui parler. Non, ne faites pas ça!
Gidip onunla konuşacağım.
Je vais juste lui parler.
Gidip onunla konuşacağım. Yanımızda isteyebileceğim tek işe yaramaz o.
Diable, ils devraient nous payer pour le ramener.
Üzülme. Gidip onunla konuşacağım.
- T'en fais pas, je lui parlerai.
Gidip onunla konuşacağım.
- Je vais lui parler.
Gidip onunla konuşacağım. Onun, başkalarıyla görüşmesini istemiyorum.
Tu sais, je vais le lui dire.
Şimdi gidip onunla konuşacağım.
Il fallait que je lui parle de toute façon.
Gidip onunla konuşacağım.
Je vais juste aller lui parler.
Gidemezsin. Gidip onunla konuşacağım.
Tu ne peux pas partir.
Gidip onunla konuşacağım, çünkü bu çok saçma
C'est ridicule. Bien.
Ama gidip onunla konuşacağım. Ne?
- Mais je vais aller lui parler.
- Gidip konuşacağım onunla.
Je vais lui parler.
- Gidip onunla ben konuşacağım.
- Je ferai mieux de lui parler.
Gidip onunla bir konuşacağım.
Je vais aller le voir.
- Gidip konuşacağım onunla.
Je vais lui dire.
Sanırım oraya gidip onunla konuşacağım.
Je vais lui parler.
Şimdi arabadan çıkıp... yanına gidip onunla yüz yüze konuşacağım.
Je vais aller lui parler. Je vais lui demander :
Bu yüzden gidip bu evin sahibini göreceğim ve... onunla konuşacağım ki... bu evi bize versin.
J'irai voir le propriétaire je parlerai avec lui pour cette maison.
- Gidip onunla biraz konuşacağım.
- Je vais aller lui parler.
Ben onun evine gidip, onunla konuşacağım, tamam mı?
Je vais aller chez elle et lui parler.
Mm, gidip onunla konuşacağım.
Mm, je vais lui parler.
LAPD şimdi onunla ilgileniyor, ama ben de gidip tanık koruma ile ilgili onunla konuşacağım.
La police de L.A. s'occupe d'elle.
İşleri bittiğinde gidip onunla tekrar konuşacağım.
Quand ils auront fini, j'irai lui reparler.
Oraya gidip senin için onunla konuşacağım ve elinde ne olduğunu gösterecek mi, bakacağım.
Je vais aller la voir pour vous. Lui parler, voir si je peux découvrir ce qu'elle cache.