Gidip bakacağım Çeviri Fransızca
608 parallel translation
- Bilmiyorum.Gidip bakacağım
Sais pas. Je vais aller voir.
Yerlerinizden ayrılmayın. Ben gidip bakacağım.
Restez à vos postes, je vais voir.
- Gidip bakacağım.
- Je vais aller lui parler.
- Ben gidip bakacağım.
- Je vais voir de quoi il s'agit.
Gidip bakacağım.
Je vais voir.
Gidip bakacağım. Burada kalın.
Je vais voir, attendez.
Ben gidip bakacağım.
Je vais aller les chercher...
Sütü döktü mü, dökmedi mi? Gidip bakacağım.
Qu'il ait mangé le poulet ou pas, j'ouvre l'œil.
Gidip bakacağım!
J'y vais!
Yarım saat daha bekleyeceğim sonra gidip bakacağım.
J'attends encore... une demi-heure et ensuite, j'irai voir ce qui se passe.
Gidip bakacağım.
Je vais aller voir.
Ne oluyorsa gidip bakacağım.
Je vais aller voir.
Gidip bakacağım.
Je regarde.
Bir gidip bakacağım.
Je vais jeter un œil.
Zeke, kızılderililerin köylerine dönüp dönmediklerinden emin olmak için gidip izlerine bakacağım.
Eh bien, Zeke, je vais suivre les Indiens... pour m'assurer qu'ils retournent dans leurs villages.
Pekala, sanırım gidip onu alıkoyan şeyin ne olduğuna bakacağım.
Je vais voir ce qui le retient.
Gidip neler olduğuna bakacağım.
Je vais voir ce qu'il en est.
Wynant'ın dükkanına gidip niye kapalı olduğuna bakacağım.
Je veux comprendre pourquoi Wynant a fermé son atelier.
Anita nasıl gidip bir bakacağım.
Je vais voir Anita.
Gidip oğlum Tony'ye bakacağım. Bugünlerde çok meşgul. Onunla görüşebileceğinizden emin değilim.
Il est très occupé, je doute que vous puissiez lui parler...
Ben gidip bir daha bakacağım.
Je vais y jeter un coup d'oeil.
- Pekala, gidip bir bakacağım.
- Je vais aller voir ça.
Gidip kendim bakacağım..
- Oui. Je vais voir ça par moi-même.
Burada kalın dedim. Gidip neler oluyor bakacağım.
Je vais aller voir.
Ben gidip, Matecumbe Yoluna bakacağım.
Je vais aller vers Matacumbe.
Gece mahkemesine gidip bir şey var mı diye bakacağım.
Je vais aller au tribunal de nuit voir si je peux avoir du nouveau.
Gidip bir bakacağım Benimle kim gelir?
J'y vais. Qui veut venir?
Gidip bir şeye bakacağım.
Je vais aller voir.
- Şimdi gidip, bakacağım ona.
Je vais y aller maintenant.
Gidip Angie ve çocuklar ne yapıyor, bir bakacağım.
Je vais sans doute aller voir ce que font Angie et les copains.
Gidip domuza bir bakacağım.
Je vais sortir voir la truie.
Ridley ile çabucak gidip, bir kaç resim çekip ve ne bulacağıma bakacağım.
Je vais y aller avec Ridley, prendre des photos et voir ce que je peux découvrir.
Gidip bir bakacağım.
Je vais voir.
Ben gidip bakacağım. Emredersiniz efendim.
A vos ordres.
Ben gidip bir bakacağım.
Je vais vérifier.
Sanırım gidip o resme bakacağım.
Je crois que j'irai voir ce portrait Au revoir
Şimdi gidip arkadaşımın burnuna bakacağım.
Je vais aller voir Ie nez de mon ami.
Gidip neler olduğuna bakacağım.
Je vais voir ce qui se passe.
Gidip bir bakacağım.
- Rien, ils sont là. Je vais voir.
Gidip ona bakacağım.
Je vais le voir.
Bunkerlere gidip bir bakacağım.
Je vais jeter un œil dans mon bunker.
Yüzbaşıyla gidip bakacağım.
Je vais voir le capitaine.
Gidip, diğer tarafa da bir bakacağım.
- Très bien.
Gidip bir şey yazıyor mu diye bakacağım.
Je veux aller voir si c'est vrai.
Aşağı gidip Dan'ın yaptıklarına bakacağım.
Je vais rejoindre Dan.
Bu da ne? Gidip bakacağım.
Qu'est-ce que c'est?
Gidip bununla ne yapabilirim bir bakacağım.
Je vais voir ce que je peux faire avec ça.
- Ben gidip şu atlara bir bakacağım.
Je vais voir Ies chevaux.
M-4'le gidip daha çok ryetalyn toplayıp kendim bakacağım.
Je vais accompagner M-4 et faire la sélection moi-même.
Ben oraya gidip operatörün icabına bakacağım.
Je vais aller m'occuper de l'opérateur.
Gidip oturun, müşterilere bakacağım fazla uzun sürmez.
Si vous avez besoin de quelque chose, dites-le et je le ferai.