Hapı Çeviri Fransızca
4,896 parallel translation
- Hayır, hayır. Bir avuç hapı ağzıma atıp çölde oturarak bir ismin aklıma gelmesini umamam.
Je ne vais pas prendre plein de drogues et m'asseoir dans le désert, et espérer qu'un nom au hasard me vienne en tête.
- Çuvallarsak hapı yutarız.
Si on rate, on sera cuits.
Hapı yuttun evlat.
Tu es foutu, petit.
Tüm günü uyku hapı alarak ve duş başlığınla oynaşarak mı geçireceğim?
Prendre du Doliprane toute la journée et chevaucher le robinet?
Ertesi Gün Hapı denen şeyi duymuşsundur. Klonopin de Bir Gece Öncesi Hapı'dır.
Vous connaissez la "pilule du lendemain?" Le Klonopin est la "pilule de la veille."
Şarabına mutluluk hapı katmıştım.
J'ai mis des pilules qui rendent joyeuses dans ton vin.
Eğer mutluluk hapıyla işersem hayat sigorta değerlerim tavan yapar!
Si j'y vais avec ces pilules qui rendent joyeuses, le taux de mon assurance vie va grimper au plafond!
Eğer iki düzine hapı havanda dövmek zaman alsaydı, vaktim vardı biraz.
Si j'ai pris le temps d'écraser deux douzaines de pilules, j'en ai pris.
Zamanını harcamak istemiyorum. Gidip sana biraz Percocet hapı getireyim ve yardım etmesi için de biraz Oxycontin.
Je ne vais pas vous faire perdre du temps et je vais vous prescrire des Percocets et des Oxycontin pour vous dépanner.
Maria, haydi, hapı al.
Maria, allez, prenez la pilule.
Neyse ki 3-4 anahtardı, yoksa hapı yutmuştum.
Mais par chance, c'était une 3 / 4 sinon j'étais baisé.
Lütfen hapınızı alın.
Prenez vos pilules.
Hapımı aldıktan sonra oraya geçeceğim. Sen de gel istersen.
Je vais y aller après avoir pris ma pilule, donc... si tu veux qu'on y aille ensemble.
Hapın yapısına bakıldığında sadece üç modelle yapılmış olabilir.
En se basant sur la structure de la pilule, ce doit être l'un des trois modèles.
Son aldığın hapın hangisi olduğunu hatırlıyor musun?
Tu te souviens de la dernière pilule que tu as prise?
Bir çeşit halüsinojen veya Votan tecavüz hapı mesela?
Une sorte d'hallucinogène ou une merde Votan?
Evet. Sanırım bu sabah hapımı almıştım.
Je pense que j'ai pris ma pillule ce matin.
Max, hapını bugün alıp almaman senin için büyük bir olay.
Wow, Max, c'est un grand pas que tu as ou n'as pas fait ce matin.
Daha ilk günden hapını içmeyi unuttuğunu görünce ve ne olur ne olmaz diye bütün gün hap içtiğini... Küçük bir yardıma ihtiyacın olduğunu düşündüm.
Après avoir vu comment tu as peut-être oublié ta pilule le 1er jour, et ensuite tu as pris des pilules toute la journée juste pour être sûre, j'ai pensé que tu aurais besoin d'un peu d'aide.
Hadi ama, Peter su bardağımdan çıkar şunu. Daha sonra bir hap almam lazım.
Ne la mets pas dans le verre, j'ai une pilule à prendre.
Sence hap satıyorlar mıdır?
Tu penses qu'ils vendent de la drogue?
Sana hap satıyorlar mı?
Est-ce qu'ils te vendent de la drogue?
- Olamaz, kaç hap içtin?
T'as pris combien de comprimés?
- Iyi olacak mi o? - Cok fazla hap yutmus.
Ça va aller?
Hap mı?
Drogue?
Kokain içtik, bir-iki tane de hap attık.
On a fumé de la cocaïne, et j'ai pris des cachets.
Ben de her türlü hap var.
J'ai obtenu des pilules.
Hap mı?
Drogues?
En çok hap satan kişiye cidden ödül veriyorlar mı?
Il y a une récompense pour la vente de drogues?
Midesinden hap tortusu çıkmadı. Ama bunu buldum.
Il,... n'y avait pas de résidus de pilule dans son contenu gastrique, mais j'ai trouvé ça.
İçeni akıllı yapan bir hap.
Une pilule qui rend intelligent.
Kötü insanları sevmenizi sağlayan bir hap.
Une pilule qui fait aimer plus les gens horribles.
Kötü insanları iyi insan yapan bir hap.
Une pilule qui rend les gens horribles plus gentils.
Yine hap geliyor.
Encore une.
... ölümden korkmamasını sağlayan bir hap.
... pour que les personnes âgées n'aient pas peur de mourir.
Örümcekli uzak tutan ama onları öldürmeyen bir hap.
Une pilule qui éloigne les araignées, mais ne les blesse pas.
Bu hap yazdırılmış.
La pilule a été imprimée.
O iki kıza ölümcül dozlarda hap vermek.
Donner des doses mortelles à ces deux jeunes filles.
Keşke katılabilseydim ama vampirler hap yutamaz.
J'aimerais pouvoir, mais les vampires n'avalent pas de pilules.
Dediğim gibi, artık hap yutamıyorum.
Comme je le disais, je ne peux plus avaler de pilule.
Bir fare gibi. Ne bulursa yiyen - İçki, hap, kumar, seks veya vampir kanı.
Elle dévore tout... alcool, médicaments, jeux, sexe... ou du sang de vampire.
Sadece bunu düzgün bir şekilde yapmak istiyorum. Kusma olmadan, hap olmadan, pamuk yemeden.
Je veux juste le faire de la bonne façon avec, tu sais, sans vomir, pilules et manger des boules de coton.
Hap falandır.
Sans doute des drogues quelconques.
Biraz daha hap almaya hazırım.
Je suis prêt à prendre plus de comprimés.
Hap diyorsun.
Plus de comprimés.
Hap, ayda 50 dolar ediyor.
La pilule coûte quelque chose comme 50 dollars par mois.
Ben hap kullanırdım ama benimle ilgilenen tek erkek evli sanırım acı ilaç olur o.
Je sais que je prendrais la pilule maintenant, mais le seul homme qui s'intéresse à moi est marié, donc je pense que c'est plus une pilule difficile à avaler.
Neden erkekler hap kullanmıyor?
Pourquoi est-ce que ce ne sont pas les mecs qui prennent la pilule.
Hayır, hap kullanmaya başladım.
Non, je suis sous pilule.
Çok hap kullanıyorsun.
Tu es sous un tas de pilules.
Hap almak büyük bir sorumluluk diyorum sadece.
Je dis juste que la pilule c'est un grand engagement.