Hemen gelmelisiniz Çeviri Fransızca
67 parallel translation
- Hemen gelmelisiniz.
- Venez tout de suite.
- Hemen gelmelisiniz.
- Venez immédiatement.
- Hemen gelmelisiniz.
- Il faut venir immédiatement.
Efendim, hemen gelmelisiniz.
Vous devez venir. C'est très important.
Beni Başrahibe gönderdi. Hemen gelmelisiniz.
La révérende Mère m'envoie vous chercher au plus vite.
Bay Fisher, hemen gelmelisiniz.
Oui, ils devaient en être. M. Fisher, vous devriez venir immédiatement.
Hemen gelmelisiniz. Kristen çok kötü bir kriz geçirdi.
Venez tout de suite, Kristen a eu une grosse crise!
Hemen gelmelisiniz.
Je vous en supplie, venez vite!
Hemen gelmelisiniz.
Vous devez venir vite.
- Hemen gelmelisiniz.
Vous devez venir vite.
- Don Giacomo, hemen gelmelisiniz!
Don Giacomo... venez vite!
Efendim, hemen gelmelisiniz.
Monsieur, vous devez venir immédiatement.
Efendim, hemen gelmelisiniz.
Monsieur, il faut que vous veniez, vite.
Hemen gelmelisiniz!
Venez vite.
Kahin'den haber getirdim. Hemen gelmelisiniz.
L'Oracle demande à vous voir immédiatement.
Hemen gelmelisiniz!
Vous devez venir tout de suite!
Henüz geç değil Mr. Lacey. Bence hemen gelmelisiniz.
Je vais reprendre un verre.
- Hemen gelmelisiniz!
- Il faut que vous veniez! Vite!
Hemen gelmelisiniz, hemen, lanet olası "şimdiki zaman" da!
Venez vite. Maintenant, bordel!
Kaptan, hemen gelmelisiniz.
Capitaine, on a besoin de vous tout de suite!
Hemen gelmelisiniz. "
"il faut venir le voir tout de suite."
Gelmelisiniz, Doktor. Hemen şimdi.
Il le faut, docteur, tout de suite!
Hemen buraya gelmelisiniz.
Venez immédiatement.
"Hemen Brunico'ya gelmelisiniz."
"Venez vite."
Sanırım hemen buraya gelmelisiniz.
- Alors venez au plus vite.
Hemen gelmelisiniz!
Vite, vite!
İtfaiye mi? Hemen buraya gelmelisiniz.
Oui, je ne comprends pas comment ce grille-pain a pu court-circuiter!
Yüzbaşı Fluellen, hemen dehlizlerin oraya gelmelisiniz...
Capitaine Fluellen, vous devez venir tout de suite aux mines.
Bence hemen buraya gelmelisiniz.
Vous feriez bien de venir tout de suite.
Bence hemen buraya gelmelisiniz.
Vous devriez venir immédiatement.
Hemen gelmelisiniz.
Venez, il faut venir.
Sanırım, Komutan Chakotay ve siz hemen buraya gelmelisiniz.
Je crois que Chakotay et vous devriez venir voir.
Kaptan, sanırım hemen Revir'e gelmelisiniz.
- Vous devriez venir voir. M. Quinn est ici.
Çok şirin bir şey, hemen yukarı gelmelisiniz.
C'est trop mignon, il faut que vous voyiez ça.
Rahip John Preston, hemen bizimle gelmelisiniz.
Clerc John Preston, vous devez venir avec nous tout de suite.
Hemen Nathan. - Benimle dışarı gelmelisiniz bayım.
Vous devez venir à l'extérieur avec moi.
Bir numaralı iskeleye gelmelisiniz, hemen.
On vous a besoin en baie de lancement 1, immédiatement.
Kocanız trafik kazası geçirmiş hemen buraya gelmelisiniz.
Votre mari a eu un accident et nous avons besoin que vous veniez aussitôt que possible
- Ralph yaralandı, hemen buraya gelmelisiniz.
- Raphael est blessé, venez immédiatement.
Zamanımız kalmadı! Hemen bizimle gelmelisiniz!
Pas le temps de discuter de ça, vous devez venir avec nous tout de suite.
Kardeşinle hemen benim evime gelmelisiniz.
Toi et ton frère, ramenez vos fesses chez moi dès que possible.
Bizimle gelmelisiniz, hemen!
Vous devez venir avec nous!
Şimdi ben polisi arayıp onlara "Hemen buraya gelmelisiniz ve hokey maskeli ya da silahlı kimsenin buraya girmediğinden emin olun." diyeceğim.
Maintenant, je vais pouvoir dire à la police : "Il faut que vous veniez tout de suite " et empêchiez toute personne avec un masque de hockey
Hemen buraya gelmelisiniz.
Venez tout de suite.
Hemen kütüphaneye gelmelisiniz.
Vous devez vous rendre dans la bibliothèque.
Greer, hemen buraya gelmelisiniz!
Greer, revenez sur-le-champ!
Hemen Randalllar'ın evine gelmelisiniz.
Vous feriez mieux de venir à la maison de Randal tout de suite
Buraya gelmelisiniz, hemen.
J'ai besoin de vous au bureau.
Dr. Brennan, bakın Broadsky'le keskin nişancılık duellosundaysa hemen sadete gelmelisiniz.
Écoute. S'il est en duel contre Broadsky, tu dois aller vite au cœur du sujet. D'accord.
Ama geri kalanınız zombi makyajınızı yapıp hemen sahaya gelmelisiniz.
Mais vous devez vous maquiller et débarquer sur le terrain.
Bakın, kim olduğunuz önemli değil, hemen buraya gelmelisiniz.
[Inspecteur :] Voir, peu importe qui vous êtes, vous avez de venir ici... like ces deux.
hemen 2202
hemen geliyorum 1105
hemen getiriyorum 62
hemen gel 42
hemen mi 140
hemen döneriz 46
hemen efendim 107
hemen buraya gel 121
hemen burada 39
hemen git 78
hemen geliyorum 1105
hemen getiriyorum 62
hemen gel 42
hemen mi 140
hemen döneriz 46
hemen efendim 107
hemen buraya gel 121
hemen burada 39
hemen git 78
hemen yap 44
hemen geliyor 182
hemen hemen 171
hemen geliyoruz 109
hemen dönerim 1049
hemen gelirim 72
hemen gidiyorum 89
hemen geleceğim 88
hemen şimdi mi 34
hemen geri döneceğim 38
hemen geliyor 182
hemen hemen 171
hemen geliyoruz 109
hemen dönerim 1049
hemen gelirim 72
hemen gidiyorum 89
hemen geleceğim 88
hemen şimdi mi 34
hemen geri döneceğim 38