Her ne haltsa Çeviri Fransızca
183 parallel translation
Her ne haltsa.
Ca ne me regarde pas.
Ateş, müzik ve her ne haltsa onunla dolu.
Pleine de feu, de musique ou quoi encore.
Her ne haltsa.
Et puis, zut!
Her ne haltsa işte.
Tu parles.
Her ne haltsa.
Et puis, je m'en fous!
Her ne haltsa. Lanet...
J'en sais rien.
Eminim, her ne haltsa, şu plastik meyveyi satmayı özlüyorsundur.
Ca te manque de vendre tes machins. Tes fruits en plastique.
Şu plan... Her ne haltsa, hiç işe yaradığı oldu mu?
Ce plan, il marchait?
Her ne haltsa kesinlikle yapmayacağım.
J'ai rien fait!
Ya da her ne haltsa.
Comme vous voudrez.
Bu rüya ya da her ne haltsa, bitsin artık.
J'espère que ce rêve, ce truc, disparaîtra.
O ülkeden, kıtadan, her ne haltsa işte, nefret ediyorum.
Je hais ce pays, ce continent...
Tamam, tamam. Her ne haltsa.
Bon, pourquoi pas?
Dinle dostum, ne sattığınla ilgilenmiyorum her ne haltsa biz istemiyoruz.
Je sais pas ce que tu vends, mais on en veut pas.
FBI, IRS her ne haltsa. Birisine yönlenirler.
Les impôts, ils vont trouver un nom.
Artistik dışavurumunu mu her ne haltsa, onu engelliyormuşum.
Je bloquais son expression artistique, ou une connerie de ce genre.
Lanet olsun. Vietkonglar mı, çonglar mı, her ne haltsa, bana bir bok yapmadı. Herifleri tanımıyorum bile, dostum.
Les Viêt-congs, et tout, ils m'ont rien fait.Je les connais pas, ces mecs.
- Her ne haltsa!
Ben voyons!
Her ne haltsa, Jack?
Il a sûrement tiré qu'une fois.
Şimdi, kaptan, her ne haltsa, onu batırın.
Capitaine, quoi que ce soit, coulez-le.
Her ne haltsa işte. O da 300 dolar.
Ouais, cette saloperie de Bouchiloum, 300.
Açığa çıkardığım o virüsün her ne haltsa, tedavisi var.
Ce virus auquel j'ai été exposée, quel qu'il soit, il a un vaccin.
Açığa çıkardığım o virüsün- - her ne haltsa, tedavisi var.
Ce virus auquel j'ai été exposée, quel qu'il soit, il a un vaccin.
Her ne haltsa.
Peu importe.
Babasının sen olduğunu bildiğim için bebeği aldırmadım. Diğer annesi, her ne haltsa. Çünkü, çünkü sendendi.
Je l'ai gardé parce que je savais que tu étais le père... enfin, l'autre mère, c'est le tien.
Yapabileceğim ya da yapamayacağım şeyler, her ne haltsa umurumda bile değil.
Je me fiche de ce que je peux faire ou non.
Çekim alanı, çekici ışın, Japon yapıştırıcı? Her ne haltsa beni gemiye aldığınız şey!
Un bouclier gravitationnel, un attracto-rayon, de la super glue, le truc qui m'a attiré à bord!
Avukatı jüriyi yönlendirdi. Cinsel tacizle dolu bir hayat onu bunları yapmaya itmiş. Her ne haltsa işte.
Son avocat réussit à attendrir le jury en arguant que les abus sexuels subis l'avaient amené à avoir ce comportement et ainsi de suite.
Erica... yada o her ne haltsa.
C'est Erica. Ou quel que soit son nom.
Her ne haltsa.
Bon, ben...
Her ne haltsa onu yanında götür.
Prenez ce... bidule avec vous.
- Beyaz ışık ya da her ne haltsa bunu mu yaptı?
C'est la lumière blanche qui a provoqué cela?
Güzel bir... bilmiyorum, her ne haltsa.
J'ai là une jolie paire de... Je sais pas le nom.
Her ne haltsa. Gir içeri.
allez, entrez.
Ya Tanrı, ruhlar veya her ne haltsa müneccime konunun sadece yarısını söylüyorsa... gerçeğin yarısını?
Et si Dieu, ou les esprits, ne lui racontaient en fait qu'une partie de l'histoire... qu'une partie de la vérité?
Her ne haltsa. Durum raporunda beni kullanabilirsin.
D'accord, parlez de moi dans votre étude de cas.
Okey, yani 221 numaralı binadan 1 saat içinde çıkıp 20 tane her ne haltsa ondan Day isimli birine verecek.
Bon, dans environ 30 mn, il va sortir du 221 pour refiler 20 Dieu sait quoi à un type du nom de Day.
Bilmiyorum işte, her ne haltsa.
Non, je sais pas.
Her ne haltsa.
C'est ça.
Evet, her ne haltsa işte.
Ouais, on verra.
- Geri çekil Decker ya da De Kere ismin her ne haltsa.
- Reculez, De Kere! Ou Decker, peu importe!
- Her ne haltsa.
- Mais oui. - Tu l'as cherché.
Görünüşe bakılırsa, Sam ona buradaki "spa" dan bahsetmiş ve o da masaj veya yüz bakımı yaptırmaya karar vermiş veya her ne haltsa işte.
Apparemment, Sam a commencé à lui parler de notre centre de santé... et elle a décidé qu'elle devait se faire donner un... massage ou un facial... ou ce genre de choses qu'elles se font donner. Les pitounes.
- Her ne haltsa, çok sudan bir sebep.
Peu importe, ça ne tient pas la route.
- Her ne haltsa.
- Peu importe.
Bak bu özel ders olayı, takılmalar, her ne haltsa sadece kötü bir fikirdi.
Ecoute, ce tutorat, le fait de sortir ensemble, quoi que ce soit... C'est juste une mauvaise idée. J'en ai assez.
Tamam. Her ne haltsa.
Okay, allons-y.
- Her ne haltsa.
N'importe.
Şimdi dinle, Dr. Adın her-ne-haltsa. Dün boşboğazlık ettin, karşılık verdim.
Et maintenant, écoutez-moi, Dr Bidule-Truc, hier, quand vous avez cafardé, j'ai écouté.
Ama her ne haltsa.
Mais au diable!
- Her ne haltsa.
- Pourquoi pas?
her neyse 2842
her ne ise 107
her ne olursa olsun 80
her ne kadar 48
her ne istersen 16
her neredeyse 27
her ne olursa 33
her neyse işte 22
her ne olduysa 22
her nasılsa 83
her ne ise 107
her ne olursa olsun 80
her ne kadar 48
her ne istersen 16
her neredeyse 27
her ne olursa 33
her neyse işte 22
her ne olduysa 22
her nasılsa 83