English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ H ] / Her ne ise

Her ne ise Çeviri Fransızca

1,998 parallel translation
Her ne ise, Hutt'ı almaya geliyor.
Quoi qui s'approche, c'est sûrement pour le Hutt.
Bunu yapan her ne ise oldukça yetenekli bir hayvan olmalı.
Celui qui a fait ça est un animal.
Her ne ise, ayın 24'ü için bir şey planlıyor olmalılar.
Quoi que ce soit, ça doit être pour le 24.
- Aramızda olan şey her ne ise bitti. Bitti, gitti.
Toute conversation entre nous, quel qu'en soit le sujet, est finie.
Her ne ise, Zanlı X'in tulumuna bulaşmışsa neler olup bittiği açıklanabilir. Hawkes'a verelim.
Laissons ça à Hawkes.
Şifresi her ne ise, henüz kıramadık.
Quelle qu'en soit la signification, on n'en a pas encore trouvé la clé.
Her ne ise b senden geliyor değil mi?
Quoi que c'était, cela venait de vous, pas vrai?
Değil. Her ne ise, rehin alan kişinin marifetiyse,..
Négatif.
Bu şifre mesaj ya da artık her ne ise, hiçbir anlam taşımıyor.
Tu sais, peut-être que ce code, message ou autre, ne veut rien dire
... Mercedes ya da Madison ya da adı her ne ise onunla ara vermesi.
- Mais si! puisque Mercedes, Madison, peu importe son nom, elle l'attendra
Pekala bu her ne ise onu izleyeceğim.
D'accord... je regarderai ce qui passe.
Her ne ise, hallederiz. Sadece neyle uğraştığımızı bilelim.
On surmontera ça ensemble, quand on saura ce que c'est.
Görüyorum aklında bir şey var, o her ne ise, dikkatli ol, olur mu?
Je sais que tu mijotes quelque chose. Quoi que ce soit, sois prudent.
Bu hastalık ya da her ne ise bir çaresi vardır belki.
C'est peut-être un remède au fléau, quel qu'il soit.
Kitt saldırının profilini çıkardı ve şu an ona bakıyoruz ama size çarpan her ne ise günümüz teknolojisinin ötesinde bir şey.
KITT a enregistré le profil de l'attaque. Et nous nous en occupons. Mais peut importe ce qui vous as frappé
Ama her ne ise bakacağım.
Mais quoi que ce soit, je vais examiner ça.
O madde artık her ne ise, yakından, uzun süre temas etmiş.
Quoi que cela puisse être, il en a reçu une forte dose de très près.
Lisa'nın dokunduğu şey artık her ne ise cildine nüfuz etti ve ölümüne yol açtı.
Quelle que soit la substance que Liza a touchée ou manipulée, elle a été absorbée à travers sa peau, et c'est ce qui a dû la tuer.
Her ne ise, unutmak istemiyordu herhalde.
Quoi que ce soit, il ne voulait pas l'oublier.
Her ne ise, bulacağız.
on se doit de trouver quelque chose, même n'importe quoi.
Sherman'ın yapması ya da yapmaması gereken şey her ne ise onu yapmak için yaşayacak.
Il va vivre pour le faire.
Sekiz aydır Dr. Elliot'un asistanı, resepsiyoncusu, her ne ise oydum.
{ \ pos ( 194,215 ) } Je suis l'assistante du Dr Elliot, { \ pos ( 194,215 ) } sa réceptionniste, ou peu importe, depuis, { \ pos ( 194,215 ) } environ huit mois.
Walter, o her ne ise buraya getirmekle büyük hata yaptın.
Quoi que ce soit, tu n'aurais pas dû l'amener ici.
Her ne ise, işe yarıyordu.
Tant que ça fonctionne...
Her ne ise, Todd durdurmaya oldukça istekli görünüyor hatta Daedalus'u ele geçirme riskini de alarak.
Et Todd tient à tout prix à l'arrêter, au risque de s'emparer du Dédale.
Her ne ise, deniz seviyesinin tam olarak 460 metre altında yatıyor.
Quoi que ce soit, ça repose à 500 mètres sous le niveau de la mer.
- Şey, varlık her ne ise şehrin sistemlerini aşırı yüklüyor.
Quelle que soit cette entité, elle surcharge les systèmes de la Cité.
Fran midir, Dr.Weir mıdır, her ne ise, onu gözetim altında tutun.
Gardez Fran, le Dr Weir, qui que ce soit, sous bonne garde.
Her ne ise, ezelden beri vardı.
Quoi que ce soit, c'est là depuis le début.
Yapmamızı beklediğiniz ya da yapabileceğimizi sandığınız her ne ise... Biliyor musun? En iyisi en baştan başlayalım.
Quoi que vous attendiez de nous ou que vous pensiez qu'on peut faire, vous savez, commençons par le début.
- Her ne ise.
On a besoin de ton aide.
- Kurduğun tuzak her ne ise ona düşmeyeceğim.
Pas dans ton piège ou quoi que ce soit.
Bu moda şovu dediği de her ne ise çok uğraşmışa benziyor.
Et quel que soit tout ce truc de défilé de mode il semble qu'elle y ait vraiment travaillé.
Bu her ne ise, önümüzde yukarıda.
Cette chose est droit devant nous.
Ve o şey her ne ise, cüzdanındaki 500 dolardan daha değerliymiş.
Et cela valait plus que les 500 dollars en espèces qu'il avait dans son portefeuille.
Yapmaya çalıştığın şey her ne ise bugün sona eriyor. Derhâl.
Quoi que tu fasses, tu arrêtes tout de suite.
Böyle davranmam, yaptığıma inandığınız şey artık her ne ise benden daha da şüphelenmenize sebep olmaz mı?
Comme si ça n'allait pas me rendre coupable. Quoi que vous ayiez décidé, je suis impliqué.
Aklında ne var? Her ne ise, bilirsin, babacığın anlar.
Quoi que ce soit sache Que ton père est à l'écoute
Yani, her kim ise sigarasıyla uyuya kalmadığını nereden biliyoruz?
Comment savoir s'il ne s'est pas juste endormi avec une cigarette?
Şarjörü incelemeden kesin bir şey söyleyemem. Ama her halükarda mahkemede işe yarayacak kadar kesin olmaz.
Je ne pourrais pas te le dire sans voir le chargeur mais dans tous les cas, je doute que ce soit recevable devant une cour de justice.
Her ne kadar Tanrı parçacığı kaynakçalarına kızgınlık gösteriyorsam da ya öyle ise?
Vous savez, j'ai beau être réfractaire aux références à la particule de Dieu, mais si c'était le cas?
Her ne yaptıysan kesinlikle işe yaradı!
Quoi que tu aies fait, ça a marché!
Çünkü her ne yapıyorsa gerçekten işe yarıyordu.
Ce qu'il faisait marchait.
Her NYPD maaşı için 3 yeni sivili işe alabiliyoruz.
Pour chaque salaire de la police de NY que nous ne payons plus, nous pouvons embaucher trois nouveaux civils.
Ve hayır, her zaman işe yaramıyor.
Et non, ça ne marche pas toujours.
En iyi tarafı ise kendiminkini her gün takmak zorunda kalmayacağım.
Je peux remplacer ma plus belle montre par celle-là, pour ne pas l'user.
Her ne yaptıysan, işe yarıyor. Buralarda çok belirgin.
En tout cas, ça le fait bien, c'est très développé, ici...
İki etabın da toplam yanma süresi 145 saniye ise her etap ne kadar süre yanar?
Si le temps total de combustion des deux étages est 145 secondes, combien de temps brûle chaque étage?
- Yaptığın her neyse işe yaramadığı belli.
Quoi qu'il en était, ça ne marche pas.
Keşke işe yarayan bir "şeyim" olsaydı. Bazen etrafındaki her şey dağılıyor ve senin onları bir arada tutman gerekiyor, bir "şey" iyidir.
J'aimerais bien trouver mon truc, quand tout autour, rien ne va, et qu'il faut continuer à avancer.
Bu adam hakkında kesin olarak hiçbir şey bilmiyorum ama her kim ise onu ölü görmek isteyen insanlar olmalı.
Je ne sais pas si tu as raison a propos de cet homme, Mais il y a des gens qui veulent sa mort.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]