Hikâyesi Çeviri Fransızca
1,358 parallel translation
Her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve onları bir arada tutmaktan başka çaresi olmayan bir oğlun hikâyesi.
Voici l'histoire d'une famille riche qui a tout perdu et du fils qui se démène pour garder la barque à flots.
Her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve onları bir arada tutmaktan başka çaresi olmayan bir oğlun hikâyesi.
C'est l'histoire d'une famille riche qui a tout perdu et d'un fils qui n'a d'autre choix que de la maintenir unie.
Her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve onları bir arada tutmaktan başka çaresi olmayan bir oğlun hikâyesi.
C'est l'histoire d'une famille riche qui a tout perdu... et d'un fils qui n'a d'autre choix que de la maintenir unie.
Her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve onları bir arada tutmaktan başka çaresi olmayan oğullarının hikâyesi.
C'est l'histoire d'une famille riche qui a tout perdu... et d'un fils qui n'a d'autre choix que de la maintenir unie.
- Sınırsız erişim propaganda hikâyesi satın almanızı sağlamaz.
Ce n'est pas pour autant que je vous ferai de la propagande.
Kibirleri yüzünden egolarına teslim olmuş, sivil nüfusun hayatını adam gibi koruyamayan askerlerin hikâyesi.
Comment des militaires arrogants laissaient leur égo interférer avec leur travail. La sauvegarde de la population civile.
Galactica'nın hikâyesi stres altındaki insanların kötü kararlar vermesi değildir.
L'histoire du Galactica n'est pas qu'ils prennent de mauvaises décisions sous pression.
Diğer kadının da belgeleri vardı. Hikâyesi de inandırıcıydı.
L'autre fille avait aussi des preuves d'identité, ainsi qu'une bonne histoire.
- Öyleyse hikâyesi sağlam.
- Son histoire tient alors?
Tükenmiş bir gazi hikâyesi daha olabilir, John
ça pourrait être un vétéran déprimé de plus, John.
1969 yılında çıkarılmış bir tutuklama emri var. Hikâyesi nedir?
On a un mandat d'arrêt contre lui depuis 1969.
Peki ya şu uydurduğun zorla girme hikâyesi?
Et votre histoire d'intrus, peu convaincante, non?
Bu zaten komik bir Ebu Garip hikâyesi değildi.
C'était pas une blague de mauvais goût.
Tamam, kızlarla yemeğe çıkmıştım. Etrafı irdelemeye başladım. Kimsenin Constance hakkında komik bir hikâyesi var mı diye öylesine sordum.
Au déjeuner avec les filles, j'ai un peu tâté le terrain, en demandant l'air de rien si elles savaient des trucs sur Constance.
Katie Bryce'ın hikâyesi, lütfen.
- Le dossier de Katie Bryce, svp. - Voilà.
Ailenin hikâyesi aile fertleriyle ilgilidir, yani hastanın akrabalarıyla.
- Historique bien pris. - On interroge sur les membres de la famille, donc des gens.
- Nereden biliyorsun? - Çünkü elimizde hikâyesi var.
J'ai son dossier médical.
Elinizde hastanın hikâyesi yoktu. Aklınızdan ne geçiyordu?
Sans historique médical, à quoi pensiez-vous?
Belki de evlat edinilmiştir. Bu durumda hikâyesi yanlış olur.
Elle est adoptée, les antécédents sont faux.
- Elimizde hikâyesi yok. Alerjisi olabilir.
Et s'il est allergique?
Herkesin unuttuğu şey James'in hikâyesi.
Le Mal incarné.
- Ne hikâyesi? Cadıyla fare mi?
Tout cela porte à croire à son histoire.
Bu doğru, Percival, bir liselinin saçlarının hikâyesi.
Oh, c'est exact, Perceval, c'est une histoire de coiffure du lycée.
Tanrı aşkına, Perry, sütyenini düzlet, adam ol ve hikâyesi en az zavallıca olanı kov.
Oh pour l'amour de dieu, Perry, sois un homme et renvoies celui qui a l'histoire la moins pathétique.
Gidelim. Clark, bekle. Başka kaynaktan doğrulanmamış Luthor hikâyesi almam.
Attends, je ne crois pas un Luthor sans vérifier ses dires.
Bu onun hikâyesi değil.
Ce n'est pas son histoire.
Sizin gibi adamışların düz bir hikâyesi olmalı.
Faudrait savoir!
- "Batı Yakası Hikâyesi" gibi mi?
Plus West Side Story?
Bebek telsizi hikâyesi iyi gerçekten.
Juan, attends. Cette histoire d'interphone est géniale.
Hikâyesi, onun o saatlerde hep yürüyüşe çıktığı şeklinde.
Elle serait partie se promener pendant tout ce temps.
Kimse, hiçkimse Ama hiçkimse tutamaz beni Deena Jones'ın Hikâyesi
Non, personne, personne, personne ne m'en empêchera
Yeni moda ruh ikizi hikâyesi değil yani, anlıyor musun?
Pas comme ces nouvelles histoires d'amour pseudo-parfaites. Vous comprenez?
Herkesin bir hikâyesi vardır.
Tout le monde a une histoire.
- Ne hikâyesi?
- Quelle histoire?
Korsan hikâyesi isteyen sendin.
C'est toi qui as demandé une histoire de pirates.
Her neyse, bu bir korsan hikâyesi değil.
En fait, ce n'est pas une histoire de pirates.
Bana göre onların karşısına çıkmanın en iyi yolu karakterleri, hikâyesi olan senaryolu bir dizi.
Si on veut avoir une chance il nous faut une vraie série, avec des personnages, un scénario, etc.
Bugünkü hikâye bir peri hikâyesi değil, gerçek hayattan.
Ce soir, pas de contes de fées, mais la réalité.
Hatta başka bir kadın hikâyesi uydurdum ki bunu aslında gerçekten yaşamıştım ve 15 sene önce, çocuğumuza hamile iken ölünce ilişkimiz bitmişti.
J'ai même inventé que j'étais avec une autre. C'est une histoire vraie mais c'est fini depuis 15 ans. Quand elle est morte, enceinte de notre enfant.
Böyle bir başarı hikâyesi ilgini çeker dedim.
Tu pourrais t'inspirer d'une telle histoire. - Elle a réussi sa vie.
Yanak hikâyesi ne olacak?
Et comment on fait avec l'histoire de la joue?
Bir kaç hayalet hikâyesi anlattık... altına kaçırıverdi.
Pour un rien, il fait dans son froc!
Bunun hikâyesi nedir?
C'est quoi, cette histoire?
Bu kahrolası yerin hikâyesi ne?
C'est quoi cet endroit?
"Aşkım" ın üç bölümünü de okuduktan sonra Bayan Chu'un sadece üç yılda üç mükemmel aşk hikâyesi yazması beni en çok şaşırtan ve etkileyen olay oldu.
Après avoir lu les trois volumes de "Mon Amour", j'ai été impressionné par le travail de Mlle Chu. Elle a écrit trois histoires d'amour parfaites en trois ans.
Bayan Chu Xun, Guo ve and Yong Lin karakterleri arasındaki aşk hikâyesi "Aşkım" kitabınızda büyük bir içtenlikle anlatılmış.
Mlle Chu Xun. L'histoire d'amour entre Guo Rong et Yong Lin, les deux personnages est très détaillée dans votre livre "Mon Amour".
Tekrar geri dönüş hikâyesi nedir?
C'est quoi l'histoire du re-retour?
Kasabamızın ne kadar şehvetli bir hikâyesi var.
L'histoire de notre ville est particulièrement salace.
ÜÇ HASTANIN HİKÂYESİ Çevirmen : EgoMaster
DR [H] OUSE
Klasik bir Hollywood hikâyesi olacak.
Ce sera comme dans les films.
Hikâyesi, doğru.
Les antécédents, c'est vrai.