English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Ikinci dünya savaşı

Ikinci dünya savaşı Çeviri Fransızca

378 parallel translation
kötülük görevini yapmaya devam etti, ikinci dünya savaşı... kore savaşı, yeni korkunç silahlar.
Le diable avait déja pris forme en la seconde guerre mondiale, la guerre de Corée, les horribles nouvelles armes de guerre.
Bunun farkına çok önce vardım ben, ikinci dünya savaşında.
J'ai compris ça pendant la guerre.
"Dünyalar Savaşı", - hatırladığım kadarıyla - ikinci dünya savaşından önceydi. Televizyondan önce. Radyonun dinlendiği o zamanlarda.
La "Guerre des Mondes" date d'avant 1940, avant la télévision, la grande époque de la radio!
- Ve ikinci dünya savaşından haberler.
- Et des informations de la 2e guerre.
İkinci Dünya Savaşının yaklaşmasıyla tutsak Avrupa'daki gözler, umutla veya umutsuzlukla Amerika'daki özgürlüğe çevrilmişti.
Avec la déclaration de la Seconde Guerre mondiale... beaucoup dans l'Europe emprisonnée regardaient avec espoir ou désespoir... vers l'Amérique et ses libertés.
İkinci Dünya Savaşı Dönemi.
Époque : 2ème Guerre mondiale.
tepelerinde, İkinci Dünya Savaşı'nın ilk ve kritik yıllarında, binden az Kachin savaşçısı, Amerika ve İngiliz ordusunun liderliğinde 40.000 Japon askerin girişini engelliyordu.
En Birmanie du Nord, aux portes de l'Asie tant convoitée, un millier de guerriers kachins aidant les troupes américaines et britanniques de l'OSS, retiennent 40000 Japonais au début de la Seconde Guerre mondiale.
İkinci Dünya Savaşı'nda savaştım ve Onur Madalyası kazandım,... ölümümden sonra, tabii ki. Ama biliyorsunuz?
Vous croyez que cette pièce, ces gens sont les fruits de la victoire?
Her B-52, 50 megatonluk nükleer bomba taşımaktadır ve bu da İkinci Dünya Savaşında kullanılan bütün bombaların ve kapsüllerin tamamından tam 16 kat daha güçlüdür.
Chaque B-52 peut larguer une bombe nucléaire de 50 mégatonnes, soit 16 fois la puissance de toutes les bombes utilisées par toutes les armées pendant la 2e Guerre Mondiale.
Amerika'nın İkinci Dünya Savaşı'na girmesini geciktiren, gittikçe büyüyen pasifist hareket.
A la fin des années 30, un mouvement pacifiste influent a retardé l'entrée des Etats-Unis dans la Seconde Guerre.
Hitler İkinci Dünya Savaşı'nı kazandı.
Hitler. Ils ont gagné la Seconde Guerre.
İkinci Dünya Savaşı'nda ölen toplam insan sayısı kadar.
Et S'est le même nombre de morts provoqués par la Deuxième Guerre.
bunlar Birinci Dünya Savaşınızda ölen 6 milyon tarafından biliniyordu, İkinci Dünya Savaşında 11 milyonunuz öldü, üçüncüde ise 37 milyonunuz.
Ce qu'ont vécu les 6 millions qui ont péri à la 1 re Guerre mondiale, les 11 millions à la deuxième, et les 37 millions à la troisième.
Şimdi belgesel saati. İkinci Dünya Savaşı'nın çok önemli son yıllarına bakacağız.
Et maintenant, un documentaire sur les dernières années de la Seconde Guerre Mondiale.
... İkinci Dünya Savaşı'nda bulundunuz mu?
La Corée, le Vietnam, la Seconde Guerre mondiale? Vous n'avez pas vu ce que j'ai vu.
- İkinci Dünya Savaşı'ndan önce istihbarat faaliyetleri bağımsız teşkilatlar tarafından idare edilirdi.
Avant 1940, les agences d'espionnage étaient dirigées presque exclusivement par des indépendants.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Fransız Markisi ile işbirliğinde gibi davranarak Hollanda direnişi ile uğraştı.
A fait de la résistance en Hollande, en 1941... en liaison avec le maquis français.
İkinci Dünya Savaşında dikkate değer verimli casusluk faaliyeti yöneticisi. Kosnov acımasız bir katildir.
C'est un tueur sans merci.
İkinci Dünya Savaşının en komik filmi.
La plus grande comédie satirique sur la 2ème Guerre Mondiale.
Hayırsever bir insan, kilisenin temel direği, iyilik savaşçısıydı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Sahil Güvenlik'e katılmıştı.
C'était un philanthrope, un pilier de l'Église, un défenseur de toutes les bonnes causes et un enseigne des Douaniers gardes-côtes en 39-45.
Hayırsever bir insan, kilisenin temel direği, bir iyilik savaşçısıydı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Sahil Güvenlik'e katılmıştı.
- C'était un philanthrope, un pilier de l'Église, un défenseur de toutes les bonnes causes et un enseigne des...
İkinci Dünya Savaşı'nda o da çavuştu.
Il était sergent, aussi, durant la 2ème Guerre Mondiale.
İkinci Dünya Savaşı'nda ülkeme sadakatle hizmet ettim ve ülkemin savunmasında gösterdiğim başarıdan dolayı madalya aldım.
J'ai servi mon pays pendant la 2ème guerre mondiale. On m'a décerné la Navy Cross, pour avoir défendu ma patrie.
- İkinci Dünya Savaşı.
- La seconde guerre mondiale.
İkinci Dünya Savaşı beşinci yılında ve hala Hitler üstünlüğünde devam ediyordu.
La guerre durait depuis cinq ans et encore à l'avantage d'Hitler.
Terk edilmiş Jackson üssü hariç, İkinci Dünya Savaşı'nda eğitim amacıyla kullanılırmış.
Sauf une base abandonnée qui servait pendant la guerre. À Jackson.
Kafasında tüyle yerde bağdaş kurmuş, dalgın dalgın kendisini dinleyen bir grup kıza, İkinci Dünya Savaşı'nda Japon esir kampına düşmenin nasıl bir şey olduğunu usul usul anlatan kelleşmeye başlamış, kilolu, orta yaşlı bir adam.
Un homme gras d'un certain âge sans cheveux avec une plume sur la tête... assis les jambes croisées sur le plancher... racontant à un cercle de petites filles absorbées, d'une voix grave et douce... des histoires de camps de prisonniers pendant la 2e guerre mondiale au Japon.
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana.
- La seconde guerre mondiale.
- "Dünya savaşı" mı dedin? - İkinci Dünya Savaşından bu yana, dedim.
- Vous avez dit... " "guerre mondiale" "?
- İkinci Dünya Savaşı. - Ne?
La deuxième Guerre Mondiale?
Almanlar İkinci Dünya Savaşı başında bomba üstünde çalışıyordu..
Les Allemands étudiaient la bombe atomique... au début de la Seconde Guerre mondiale.
İkinci Dünya Savaşının tüm yıkım gücü bir bombada...
Une seule bombe représente la force de frappe... de la Seconde Guerre mondiale.
Bu kez İkinci Dünya Savaşıydı.
C'était la Seconde guerre mondiale.
İkinci Dünya savaşı'ndan sonra, Conal Cochran adında zengin bir İrlandalı orayı bir oyuncak fabrikasına dönüştürdü.
" Après la guerre, un lrlandais, Conal Cochran,
Yurtiçi haberlere gelirsek, Kaliforniya, Los Angeles'da... söz sahibi olan Nathan Bates, İkinci Dünya Savaşındaki... Lizbon şehrine benzer Serbest Şehir adı verilen... bir bölge yaratma konusundaki pozisyonunu güçlendirdi.
Chez nous, les nouvelles nous viennent de Los Angeles, Californie, où Nathan Bates, l'homme de fer, a affirmé sa position en créant ce qu'on appelle une'Ville Ouverte', comme Lisbonne durant la Seconde guerre mondiale.
İkinci Dünya Savaşındaki Nuremberg duruşmalarından beri... böyle uluslararası düzeyde bir duruşma görülmemiştir.
Depuis le célèbre procès de Nuremberg, où les grands criminels nazis...
İkinci Dünya Savaşı'nın en büyük kahramanıyla tanış.
Je te présente le plus grand héros de la 2ème guerre.
Burası yayın için uygun bir yer değil, ve kullandığım ekipmanın çoğu... İkinci Dünya Savaşından beridir burada çürümekte.
On n'est pas très bien placés et cet équipement pourrit depuis la deuxième guerre mondiale.
Ya, bizden başka kimse kalmadı... Ya da menzilimizde, benim İkinci Dünya Savaşı sinyallerimi alabilecek kimse yok.
C'est que, soit on est les derniers, soit personne n'est à portée de cet équipement radio.
Yahudiler'e edilen eziyet Alman icadı değil. İkinci Dünya Savaşıyla birlikte de başlamadı. Polonyalılar da eziyet etmişti onlara.
En février, les rumeurs se multiplient, en mars, elles se précisent.
İkinci Dünya Savaşı'nda, zekayı arttırmak için toplama kamplarındaki hamile kadınlar üzerinde steroit kullanmış.
Pendant la guerre, il donnait des stéroïdes aux femmes enceintes dans les camps afin de développer l'intelligence.
Bu istihkam İkinci Dünya Savaşı'ndan mı kalma?
C'est quoi, un blockhaus?
Bu, kullanma kılavuzu değil. İkinci Dünya Savaşı tarihi.
C'est un cours sur la Seconde Guerre mondiale.
İkinci Dünya Savaşı öncesi. Japon militaristler, Çinin kuzeydoğu bölgesini işgal edip kukla bir devlet olan Manchoukou'yu kurdular.
Durant la seconde guerre mondiale, les militaires japonais occupèrent le nord de la Chine et créèrent l'Etat satellite Mandchoukuo.
Büyük babam İkinci Dünya Savaşı'nda bunlardan bir sürü ele geçirmiş.
Mon grand père en a ramené une caisse de la seconde guerre.
Büyükbabam bu ülkeye geldiğinde fakir bir insandı... ve ikinci dünya savaşında, amcam Nick nazi köpeklerine hastalık salarak kökünü kuruttu.
Il n'était pas fabuleux, ce repas?
Aslında 2. Dünya Savaşı her ne kadar korkunç olsa da, Birleşik Devletlerin 20. yüzyılın ikinci yarısında... hem baskın güç hem de kültürde etkin olmasını sağlamıştır.
En réalité, la 2nde Guerre mondiale, bien qu'assez désastreuse, a fait des Etats-Unis une puissance dominante dans le monde et son influence culturelle a marqué la seconde moitié du 20ème siècle.
Burası bana İkinci Dünya Savaşını hatırlatıyor.
Cet endroit me rappelle la 2e Guerre.
İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğruydu.
C'était à la fin de la Seconde Guerre mondiale.
İkinci Dünya Savaşı'ndan dönerken öldürüldü.
Les Allemands l'avaient fauché sur le chemin du retour.
İkinci Dünya Savaşından sonra Tokyo'da bir yetimhanede büyüdüler.
Ils ont grandi dans un orphelinat de Tokyo après la seconde guerre mondiale.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]