English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Için

Için Çeviri Fransızca

1,085,471 parallel translation
Kirli işlerini halletmesi için kara kuvvetlerini gönderecektir.
Il enverra des troupes au sol pour faire le sale travail.
Komutada Thrawn'ın olmasından dolayı ziyanlarınızı göz önüne alıp kaçtığın için kendini şanslı saymalısın.
Avec Thrawn aux commandes, vous devriez compter vos pertes et s'estimer heureux d'avoir fui.
Ablukalarını kaldırmak için bir ordun olmayacak.
Tu n'auras pas l'armée nécessaire pour forcer ce blocus.
General Dodonna, kalkış için herhangi bir gemi ayarlayın.
Général Dodonna, préparez les derniers vaisseaux au décollage.
Sabine Wren. Durdurmak için fighterları gönder ve ana gemilerimizi onları desteklemek için çevir.
Envoyez des chasseurs les intercepter, et déplacez nos vaisseaux principaux.
Her şeyi riske attığın için ben teşekkür ederim.
Merci d'avoir tout risqué.
Bizim için hepimizin özgür olduğu bir gelecek var.
Il y a un avenir pour nous, où nous sommes tous libres.
Biraz daha küçültmek için haftalarca hesaplama yapmak gerekli.
Le rétrécir demanderait des semaines de travail.
Efendim izin verirseniz... Şu anki prototipi geliştirmek için çok kafa yorduk ve emek verdik.
Monsieur, si je peux me permettre, on a beaucoup travaillé sur le prototype actuel.
Bu kadar detaylı açıkladığınız için de teşekkür ederim.
Et merci de le présenter si clairement.
Ve dünyanın en uzun ikinci sınıf öğrencisi için elma suyu.
Et pour le plus grand élève de CE2 du monde, jus de pomme.
Hava Kuvvetleri projemizde çalışırken verdiğiniz destek için hepinize teşekkürler.
Merci à tous pour votre soutien pendant qu'on travaillait sur notre projet de l'armée de l'air.
Bana tahsis edilen tuvalet vaktimi aştığım için özür dilerim.
Je m'excuse d'avoir dépassé mon temps imparti aux toilettes.
Kutlama yok. İçimden senin için güzel bir şey yapmak geldi.
Rien, je voulais juste faire quelque chose qui te plairait.
Hayır, her sabah uyandığımda yanı başımda olduğunu bilmek benim için büyük rahatlık.
Non, me lever le matin en sachant que tu es là m'apporte un grand réconfort.
Princeton'dan yaz dönemi için misafir araştırma görevlisi teklifi aldım.
On m'a offert une bourse de recherche à Princeton cet été.
Yüksek lifli kahvaltı için teşekkürler ama onun da beni terk edeceğine eminim.
Quoique, grâce à ton petit-déjeuner riche en fibres, je suis sûr que ça va me quitter aussi.
Yapı haritası çıkarmak için radon imleyici kullanan ilk ekibin bir parçası olacağım.
Je ferais partie de la première équipe à utiliser des marqueurs radon pour cartographier les structures...
Benim için artık çok geç.
C'est trop tard pour moi.
Ee, yeniden kendi evine kavuştuğun için heyecanlı mısın?
Alors, tu es content d'avoir ton propre appart?
Beni evinize aldığınız için ne kadar teşekkür etsem az.
Merci de m'avoir accueilli.
Bir süre için kendi başına kalmaktan keyif alman mümkün değil mi sence?
Penses-tu que ce soit possible que tu apprécies d'être seul pendant un temps?
Bu benim için çok değerli.
C'est important pour moi.
Unutma, seninle gurur duyuyorum ve yaptığın her şey için seni destekliyorum.
Et souviens-toi, je suis fier de toi. Et je te soutiendrais toujours.
Seninle sohbet etmemize yardımcı olması için New Jersey hakkında eğlenceli bazı şeyler öğrendim.
J'ai lu quelques faits amusants sur le New Jersey pour t'aider à briser la glace.
Çok tuhaf, bugün erken saatlerde bir cümleyi edat ile bitirdim. - Ve beni düzeltmek için orada değildin.
C'est étrange, hier j'ai fini une phrase par une préposition et tu n'étais pas là pour corriger ma grammaire.
- Bunu yaşadığın için çok üzgünüm.
Désolée que tu aies dû subir ça.
Doktora sonrası araştırması için Caltech'e geri döndü.
Elle est de retour à Caltech pour son post-doc.
"Kendimi asmak için kullanabileceğim en iyi merdiven hangisi?"
"Quelle est la meilleure échelle pour me pendre?"
Hadi ama. Sheldon için görünüş önemli değildir.
Le look n'importe pas pour Sheldon.
Ne zaman doktoruma gitsem bakmaları için bir grup başka doktoru daha çağırıyor.
Quand j'appelle le mien des tas d'autres docteurs doivent venir voir.
Gerçekten endişelenmemiz için bir sebep var mı?
Tu crois vraiment qu'il faut qu'on s'inquiète?
Evet, bir kadının Raj'ı reddetmesi için bir milyon sebep var.
Il y a un million de raisons pour qu'une femme repousse Raj.
Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
Il me tarde de la rencontrer. C'est vrai.
Hayır, işim bir ilişki için fazla zaman bırakmıyor.
Non, mes travaux ne me laissent pas beaucoup de temps pour sortir.
- Ne yapmak için?
Pour quoi faire?
Ters çevirip paralarını almak için mi?
Secouer un pot de pièces?
Yemek için teşekkür ederim.
Merci pour le repas.
- Bizim için bir zevkti. - Her neyse.
Peu importe.
Özel yeteneklere yüzmeyi eklemek için RESUmate'imi güncellemem gerekiyor.
Et il faut que je mette à jour mon CV pour intégrer la nage comme compétence spéciale.
Soru ; benimle aranda bir romantik ilişki için mi çabalıyorsun?
recherches-tu une relation romantique avec moi?
Ve herkes için küçük bir şey... Karaoke!
Ceci est le bureau de la vice-présidente.
En azından herkes için yaptığım kişisel sloganlar içeren uyumlu tişörtleri giyelim.
Ce n'est pas du bluff, Mère!
Şirket gezisi, ağır toplarla yüz yüze görüşmek için tek fırsatım.
Cependant, il n'y a pas l'espace, donc... impossible.
Neden bu insanlar için bu kadar şey yapıyorsun?
- Comme passe-temps. - C'est stupide.
Ve benim de çişim var ama durgun nehir için tutuyorum.
On dirait que hier encore je jouais encore avec - Mon Petit Poney - Ma fille les adore.
Kayıplarınız için üzgünüm.
Toutes mes condoléances.
İhtiyacımız olduğunda gönderdiğiniz yardım için müteşekkiriz.
Nous sommes reconnaissant pour votre aide dans notre malheur.
Beni aldığınız için.
De m'emmener.
Gabe ve Noah, "Açlık Sancıları" nı yazmak için buradalar ve "Zack Cody'nin Lüks Yaşamı" dizisinde yönetici hikaye editörleriydi.
Nage ailleurs, petit poisson. Sérieusement, va t'en.
İşlerin rayında gitmesini sağlayan olmam için daha çok sebep.
Je pencherais plus pour le balcon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]