Içinde ne var Çeviri Fransızca
1,744 parallel translation
Saçının içinde ne var senin?
Y a un truc dans tes cheveux.
Acaba içinde ne var?
Il y a quoi dedans?
Beş gün içinde ne var?
Y a quoi, dans cinq jours?
Onun içinde...? Onun içinde ne var?
Qu'y a t-il là-dedans?
Ne? Neyin içinde ne var?
Dans quoi?
Kavanozun içinde ne var?
Qu'est-ce qu'il y a dans la boîte?
Bu poi denen şeyin içinde ne var?
Comment on fait un poé?
- Çantamın içinde ne var?
Qu'y a-t-il dans ma serviette?
Avuç içinde ne var böyle?
Qu'est-ce qu'il a, dans la paume?
Ne yaptınız? Gen beslemesinin içinde ne var?
- Qu'y a-t-il dans les tubes?
İçinde ne var? Bu dağıttıkları yeni ilaçlarda ne var?
Que mettent-ils, dans ces nouveaux médicaments?
Burası hâlâ ne idüğü belirsiz bir yer. Sadece artık içinde biraz daha fazla insan var.
C'est toujours un trou perdu, mais il est plus peuplé.
- İçinde ne var?
- Il y a quoi dedans?
İçinde ne var?
Qu'est-ce qu'elle contient?
- İçinde ne var?
- Quoi?
İçinde ne var?
Y a quoi dedans?
- İçinde ne var görmek istedim.
- Je voulais voir à l'intérieur!
Ne var içinde?
Qu'avez-vous mis?
Yok, içinde sadece kendi resmi değil, herkesin resmi var.
Non, ce ne sont pas que des photos d'elle. Il y a tout le monde.
Sırf ot vergilendirilmediği için "bırakınız yapsınlar" paradigması içinde.. ... var olacağı anlamına gelmez.
L'absence de taxes sur l'herbe ne signifie pas qu'il existe un... un paradigme du libre marché.
Evet ama sözleşmemizde özel bir koşul var ; eğer topraklarımıza 80 gün içinde sahip çıkmazsak sözleşme geçersiz olacak!
- Oui, mais si on ne prend pas possession des terrains dans 80 jours la vente est annulée.
Babamın tabutunu içinde ne işin var senin?
Que faites vous dans le cercueil de mon père?
İçinde ne var?
Qu'est-ce que c'est?
- Yapmam gereken bir iş var. Ve bu süre içinde seni göremeyeceğim, Luke.
- J'ai un truc à faire et je ne pourrai pas te voir pendant quelque temps, Luke.
İçinde ne maddesi var?
Du gaz lacrymo.
İçinde ne var, 80 dolar mı?
Y a quoi dedans, 80 $?
Kurt'un kostümüm içinde ne işi var?
Qu'est-ce que le Loup fait dans mon costume?
Bu sisin ne olduğunu bilmiyorum ama içinde tıpkı Dan'in söylediği gibi tehlikeli şeyler var.
Je ne sais pas ce qu'est cette brume... mais il y a des choses à l'intérieur, des choses dangereuses, comme Dan l'a dit.
İçinde ne var?
- Qu'est-ce qu'il y a dedans?
İçinde ne var?
Qu'est-ce qu'il y a dedans?
İçinde ne var?
Qu'est-ce que tu as là?
Param, kredi kartlarım... İçinde manevî değeri olan aile fotoğraflarım da var.
Y a tout mon argent, mes cartes de crédit et même des photos de famille dedans que je ne pourrai pas remplacer.
Bir ilgisi var mı bilmiyorum ama Abby'nin dairesinde bulduğumuz, içinde köprü olan tek resim bu.
Je ne sais pas s'il y a un rapport, mais c'est le seul tableau retrouvé chez Abby qui représente un pont.
- İçinde ne var?
- C'est quoi?
Evin içinde neler olduğunu göremiyorum. İçerideki durumu görebilen birileri var mı?
Je ne vois pas ce qu'il se passe dedans.
- İçinde ne var?
Qu'y a-t-il dedans?
İçinde ne var?
Qu'est-ce qu'il y a là-dedans?
Ne var içinde?
Qu'y a t'il sur l'enregistrement?
İçinde ne var?
Qu'y a t'il dedans?
Ne var bunun icinde? .
Vous transportez quoi?
İçinde başka ne var?
Qu'est-ce qu'il y a d'autre dedans?
O kabuğun içinde nefretle doğmuş bir canavar var. Tek düşüncesi, Dalek olmayan her şeyi, herkesi yok etmektir.
Dans cette carapace, il y a une créature, née pour haïr, qui ne pense qu'à détruire tout ce qui n'est pas Dalek.
Tanrı aşkına, cebinde onun silahlarından birisi var,... ve kimse içinde votka mı var kurşun mu var, bilmiyor.
Pour l'amour de Dieu, tu as un pistolet dans ton pantalon, et personne ne sait s'il est chargé à la vodka ou avec des balles.
Bahsettiğin ailelerin çocukları var, ve hiç bir çocuk içinde ıspanak olan birşeyi yemek için can atmaz.
Ces familles ont des gamins. Et un gamin ne mangera rien avec des épinards dedans.
Biliyorum, bu beni ilgilendirmez ama, seni bir hafta içinde iki kere çıplak gördüğüm için, sanırım sorabilirim, canını sıkan bir şey mi var?
Je ne suis pas somnambule. Je ne veux pas me mêler de tout ça, mais vu que cela s'est produit deux fois cette semaine, je me permets de te le demander.
İçinde ne var, tarif eder misin?
Qu'est-ce qu'il y a dedans? Tu ne peux pas le décrire?
- Ne var onun içinde? - Aşk mektupları.
- Qu'est-ce que c'est?
- İçinde ne var?
- T'as quoi, là?
Ve dışarda bir yerlerde, kimsenin onları istemediğini düşündükleri için hayatı çok kötü olan ama içinde özel bir şeylere sahip olan bir çocuk var.
Et il y a un enfant là dehors qui a quelque chose de spécial en lui, mais dont la vie est misérable, parce qu'il pense que personne ne veut de lui.
Bir gün içinde açılışımız var... peki, nasıl oluyor da ışıklar çalışmıyor?
Le magasin ouvre dans un jour, comment se fait-il que l'éclairage ne marche pas?
Ne de olsa ofisten taşınacağım. Başka biriyle mutlu olduğum anda, kafanın içinde çalmaya başlayan bir alarm mı var?
As-tu une alarme dans ta tête qui s'allume dès que je suis amoureux de quelqu'un d'autre?
içinde ne vardı 18
ne var ne yok 320
ne var 4237
ne var ki 145
ne var bunda 130
ne var ki bunda 23
ne var orada 75
ne var burada 20
ne varsa 17
ne var yani 22
ne var ne yok 320
ne var 4237
ne var ki 145
ne var bunda 130
ne var ki bunda 23
ne var orada 75
ne var burada 20
ne varsa 17
ne var yani 22
ne var biliyor musun 75
ne vardı 185
ne var içinde 24
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
ne vardı 185
ne var içinde 24
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123