English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ J ] / Jon

Jon Çeviri Fransızca

1,637 parallel translation
Jon'dan haber yok mu?
Pas de nouvelles de Jon?
Jon dünyayı böyle görüyor olmalı.
Jon doit voir le monde comme ça.
Jon, birçok şey görürdü ama beni görmezdi.
Jon voit un tas de choses... mais il ne me voit pas.
Şu Jon'a yapılan kanser suçlaması da hiç mantıklı gelmiyor.
Et cette histoire de cancer lié à Jon n'a pas de sens.
Jon'a ihanet etmen yıllar sürdü.
Tu as choisi ton moment pour tromper Jon.
- Merhaba, Laurie.
Bonjour, Laurie. Jon.
Jon, lütfen.
Jon, je t'en prie!
İnanmıyorum, Jon!
Arrête!
Sonra Jon'u etkisiz hale getirdim.
Puis, j'ai neutralisé Jon.
Jon'un geleceği görmesini engellemek için takyon araştırmasına 2 milyar dolar yatırdım.
2 milliards dans la recherche sur les tachyons pour bloquer sa vision du futur.
Jon'u, duygudan yoksun biri olduğunu bilecek kadar uzun tanıyorum.
Je connais assez Jon pour savoir qu'il a des émotions.
Ani duygu yoğunluğu Jon'u sevdiği insanların kanser olmasına sebep olduğuna inandırdı. Bu da Dünya'yı terk etmesi için gereken bahaneydi.
Le flot d'émotion qu'il a ressenti en pensant avoir donné le cancer aux gens qu'il aimait, était le prétexte qu'il attendait pour quitter la Terre.
Onca yıl boyunca Jon, planlarımdan habersiz kendi gücünü kopyalamamda bana yardım etti.
Toutes ces années, Jon m'a aidé à répliquer sa puissance, sans savoir ce que je veux en faire.
İnsanlar Jon'un onları izlediğini düşündüğü sürece bir şey olmaz.
Tant que les gens croient que Jon nous regarde, ça ira... en fin de compte.
Jon olsa şöyle derdi :
Je sais ce que Jon dirait... Rien ne finit.
Sözleşmen var Jon.
Tu es sous contrat, Jon.
Çocukluk etme Jon. Yaz şu
- Grandis un peu.
Adım Jon Katz.
Je m'appelle Jon Katz.
- Jon?
- Jon?
Jon Katz neden yeni bir köpek istesin ki?
Pourquoi Jon Katz voudrait-il un autre chien?
Jon? Yeni köpek mi aldın?
Jon, vous avez adopté un nouveau chien.
- Ne yapacaksın onunla Jon?
- Qu'allez-vous donc en faire?
Merhaba Jon, benim.
Bonjour, Jon.
Üzerindekileri değiştirmedin bile, öyle değil mi Jon?
As-tu au moins changé de vêtements, Jon?
- Merhaba Jon, iki dakika konuşabilir miyiz?
- Jon, vous avez une minute?
Ve tabii mahallenin de güvenliğini.
Ainsi que préserver la tranquillité du quartier. Jon.
Jon. Jon, köpeğin konusunda bir şey yapmalısın.
Vous devez faire quelque chose.
Yapma diyorum!
- Arrête. - Bon sang, Jon.
Bu köpek çok tehlikeli Jon!
- Ce chien est dangereux.
Benim, Jon.
- Mon héros.
- Neden Jon?
- Eh bien...
- İyi ama Jon...
- Mais je...
- Onu geri yolluyorum.
Jon? - Je vous le renvoie.
Evet?
- Oui? - Seigneur, Jon.
Nihayet Jon!
Enfin.
Kitabı konuşmamız lazım Jon. - Biliyorum.
- Nous devons discuter du livre.
Yoksa en az senin kadar ben de yazmak istiyorum.
- à pondre quelque chose... - Jon, arrête.
Böyle konuşma Jon.
Ne dis pas ça, Jon.
Hakkında en iyisi neyse o olsun istiyorum.
Je ne fais qu'agir dans ton intérêt. Tu le sais ça, Jon?
- Sen misin Jon?
- Jon, c'est bien toi?
Neden Jon?
Pourquoi, Jon?
Jon'u geri getirebilecek tek şey Jon'un kendisidir.
Seul Jon peut ramener Jon.
- Jon.
On a dit que tu étais sur Mars.
Jon, bunu yapmaz.
Jon ferait pas ça.
- Jon!
Je sais.
Çocukluk etme Jon.
Au boulot.
Merhaba Jon.
Bonjour, Jon.
- Holly?
- Holly? Jon.
Jon?
Jon...
İyi misin Jon?
Jon, vous allez bien?
Müjdemi isterim Jon.
Bonne nouvelle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]