English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kalacagim

Kalacagim Çeviri Fransızca

53 parallel translation
Yarari yok, Tony. Iºler böyle giderse, arabayi kendim sürmek zorunda kalacagim.
Tony, si ça continue, je n'aurai plus qu'à prendre votre place.
Kalacagim.
Très bien, je reste.
Ben burda kalacagim.
Je reste ici.
Fiyatini ödeyecek parayi biriktirene kadar seriflikte kalacagim.
Je resterai shérif jusqu'à ce que j'aie assez d'argent pour l'acheter.
- Ben biraz burada kalacagim.
- Je vais passer un moment ici.
Galiba durmadan bunu söylemek zorunda kalacagim...
Ecoute, chérie. Je vais le dire encore une fois.
Bu gece burada kalacagim.
Je reste là cette nuit.
Yemin ederim ki Amerika Birlesik Devletleri'ne sadik kalacagim.
Je jure... d'être fidèle aux Etats-Unis d'Amérique.
Yemin ederim ki ABD'ne sadik kalacagim.
Je jure d'être fidèle... aux Etats-Unis d'Amérique.
Ben olayin üstünde kalacagim.
Je reste sur le pont.
Yoksa seni öldürmek zorunda kalacagim!
Je vais devoir te tuer!
Bir gun daha kalacagim.
Disons que je reste un jour de plus.
- Burada kalacagim!
Je ne bougerai pas de là!
- Burada kalacagim.
Je ne bougerai pas.
- Ah, sana bahsettigim gorusme icin gec kalacagim.
Euh, je vais être en retard pour cette réunion dont je t'ai parlé.
Buarada LJ ile kalacagim.
je reste ici avec LJ.
Yok bir sey. Ben... Geç kalacagim.
Je vais être en retard.
Staples * ve Baby GAP'tan * alisverisi kesmezseniz eski moda kiz olarak büyük sirketlerin arasinda kalacagim.
Si vous n'arrêtez pas d'acheter la merde De chez Staples et Baby Gap Je suis une fille à l'ancienne Coincée dans un mode corporatif
Kalacagim.
- Je peux rester.
Kalacagim.
Je reste.
- Ben burada kalacagim.
- Je vais rester.
Çünkü söylersen kanepene kusmak zorunda kalacagim.
Sinon, je vais devoir vomir sur votre canapé.
Hayir, haydi ama bunu yapmak istiyorum, asagida kalacagim.
Non, allez. Je veux le faire. Je reste ici.
Seninle kalacagim.
Je vais rester avec toi.
Tammy, biraz gec kalacagim demistin.
Vous parliez d'un léger retard.
Otelde yer ayirttim, annem gelene kadar - orada kalacagim. - Herkese merhaba.
J'ai réservé une chambre d'hôtel où je resterai jusqu'au retour de maman.
Gerçi ailemin evinde biraz daha kalirsam lobotomi yaptirmak zorunda kalacagim.
Mais si je reste trop chez mes parents, il me faudra une lobotomie. C'est cancer du cerveau, lobotomie.
- Sakat kalacagim.
Je ne pourrai plus marcher!
Dinle, sanirim bir süre daha burada kalacagim.
Je crois que je vais rester un moment.
Ben de burada kalacagim o zaman.
Je resterai ici avec toi.
Belediye meclisi yerime birisini bulana kadar sef olarak kalacagim.
Je reste en tant que Chef jusqu'à ce que le conseil municipal trouve un remplaçant.
Bu sefer cok ileri gittin ; Sana iyi bir ders vermek zorunda kalacagim.
Tu es allé trop loin, je vais devoir te donner une leçon.
- Eyvah, geç kalacagim.
Je vais être en retard.
Testten kalacagim ve bana ne yapacaklarini bilmiyorum.
Je vais foirer ce test, ils vont me faire quoi?
Evet, ama seni görmek zorunda kalacagim.
Oui, mais je te verrai toi.
- Hayir, ben burada kalacagim.
- Non, je vais rester ici.
Hiç bi'sey yapamiyorum ve üsümeye basladim. " demek zorunda kalacagim.
J'arrive à rien et il commence à faire froid. "
Üzgünüm çocuklar ama tekneyle ilgili anlasmamizdan caymak zorunda kalacagim.
Désolé, ça va pas être possible, pour le bateau.
- Sinuessa'da mi kalacagim?
Je vais rester à Sinuessa?
Burada daha ne kadar kalacagim bilmiyorum.
Je ne sais pas combien de temps je vais rester ici.
Muhtemelen burayi da satmak zorunda kalacagim.
Je devrais sûrement vendre.
Sen gidersen Winston'la kalacagim ve bunu kaldiramam.
Si tu pars, je serais avec Winston, et je ne peux pas gérer ça.
2 yildir buradayim ve 4 yil daha kalacagim.
Je suis ici depuis deux ans, et il m'en reste quatre de plus.
Yarin muhtemelen kalacagim bir vizem var ve geç saatlere kadar uyumayip çalistim.
Je vais me planter, alors que j'ai révisé toute la nuit.
Eger bu attigim girerse, babam yerine seninle kalacagim.
Si je réussis ce panier, je reste avec toi et pas avec mon père.
Hayir, ben kalacagim.
Non, je reste.
itiraf ettigimde özgür mü kalacagim?
Une fois confessée, je serai libre?
On kisiyi postalamak zorunda kalacagim.
Je vais devoir renvoyer 10 personnes.
Ben de ailemle birlikte sokaklarda kalacagim!
Je vais dormir dans la rue avec ma famille!
Onu arayïp, kabakulaga yakalandïm bir süre kalacagïm diyeyim mi?
Je peux l'appeler et lui dire que je suis coincée ici avec les oreillons.
ANNEMLERDE KALACAĞIM.
SUIS CHEZ MES PARENTS. BESOIN DE RÉFLÉCHIR

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]