English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kapı açıldı

Kapı açıldı Çeviri Fransızca

598 parallel translation
Aynanın karşısında duruyordum kapı açıldı ve korkunç görünümlü bir adam içeri girdi.
J'étais dans ma chambre, face au miroir, quand la porte s'est ouverte sur un homme affreux.
Her kapı açıldığında kimin gireceğini bilmiyorum.
Ne pas savoir qui va entrer quand la porte s'ouvre.
Kapı açıldı ve bir adam sandaldan dışarı çıkmıştı.
Une porte s'ouvre. Un homme descend d'une barque.
Bir gece kapı açıldı.
Puis une nuit, la porte s'ouvrit.
Kapı açıldı, ama insanlar nerede?
La porte s'ouvre et il n'y a personne.
Anahtar döndü. Kapı açıldı.
La clé a tourné, la porte s'ouvre sur...
Utah'ta bir ev alacak... ve çıngırağı ön kapının iç yanına takacaktık. Kapı açıldığında çın çın çalacak... ve dostların geldiğini anlayacaktım.
On va la mettre au-dessus de l'entrée, à l'intérieur, pour qu'on l'entende quand la porte s'ouvre.
Kapı açıldığında, işaretimle beraber bütün hortumların olağanca gücüyle girişe su püskürtmesini istiyorum.
Quand elle s'ouvrira, à mon signal je veux tous les tuyaux dirigés sur la porte, compris?
Sence kapı açıldı ve onlar da uçup gittiler mi?
Ils ont été aspirés?
Sevgili anne, bu kapı açıldı.
Maman, cette porte est ouverte.
Kapı açıldı ama Tanrı yalnızca bir örümcekti.
La porte s'ouvrit. Mais le dieu qui apparut était une araignée.
Sanırım bir kapı açıldı.
Je pense qu'une porte vient d'être ouverte.
Ve bu sırada Kapı açıldı ve biri onu vurdu.
Et à ce moment précis... la porte s'est ouverte... et quelqu'un l'a abattu.
Sonra aniden kapı açıldı ve ben çığlık attım.
La porte s'est ouverte d'un coup, et j'ai crié.
Kapı açıldı.
- La porte.
Bu gece şu kapı açıldığında benim yanımdan ayrılma.
Quand ils ouvriront la barriére ce soir... reste collé á moi comme une puce sur un cabot.
Bu çok garip. Zili çalmadan kapı açıldı.
C'est drole, j'allais sonner et la porte s'est ouverte.
Ve sonunda, kapı açıldı ve dışarı çıkabildim. Gün ışığına.
Enfin la porte s'ouvrit et je sortis... à la lumière.
Karanlığın kapıları açıldı ve ölümün gölgeleri, yeryüzünde av peşine düştü.
Les portes des ténèbres sont ouvertes Et tous les malheurs ses ont abattus sur la terre...
Sadece cesurların en cesurunun açmaya cesaret edebileceği yıldızlara uzanan bir şeref yoluna açılan bir kapı vardı.
Voilà une porte que seuls les plus braves ont osé ouvrir, un chemin de gloire qui montait vers les étoiles!
Ama yarın sabah... rüyandan uyanacak olursan... ve kapının çalınıp açıldığını görürsen... orada elinde bir kahvaltı tepsisi tutan hizmetçi yerine... tutuklama emriyle bir polis olursa... yalnız olduğuna sevineceksin.
Mais si, demain, à ton réveil, on frappe à la porte, non pas la bonne avec le petit déjeuner, mais un policier avec un mandat, il vaut mieux que tu sois seule.
- Bu kapı açıldı.
Cette porte...
Triana'dan ayrıldığımızda, Francisco'dan bana iş için kapıyı açık bırakmasını istedim.
Francisco m'a gardé mon travail au café.
Arkamdaki kapının açıldığını duydum.
J'ai recouvert ma mère et j'ai entendu la porte derrière moi.
Kapılar açıldığından beri doluyuz.
C'est la cohue depuis l'ouverture.
Konu paradan açıldığında korkuya kapılıyor gibi.
Il a peur quand je parle d'argent.
Franz, bana bütün kapılar açıldı. Bütün kapılar. Bu Tanrı'nın bir mucizesiydi.
Franz, les portes se sont ouvertes, toutes les portes, c'est un miracle du Seigneur.
Kapılar açıldığında herkes kaçacak.
Tous les détenus vont s'évader.
Bir kapı kapandı başka bir kapı sonuna kadar açıldı ve o kapıdan girdim ve arkama hiç bakmadım.
Une autre s'ouvrit. J'entrai sans me retourner.
- Kapıyı aç, takıldık.
Ouvre la porte!
Kapısı açıldı ve o içeriye yürüdü.
Le vaisseau s'est ouvert et il est entré.
Ama kamyonun arka kapısı 2 kilometre ötede açıldı Prew ve yola yuvarlandım.
Seulement, le hayon s'est ouvert et j'ai pu sauter du camion.
Hipodrom kapıları açıldı ve bu önemli yarış başlamak üzere.
Ils sont au starting-gate... et attendent le début de la course.
Üst katın kapısının açıldığını, ayak seslerinin aşağı doğru gelmeye başladığını duydu.
Il entend des pas descendre l'escalier.
Televizyon programından sonra kapılar ardına kadar açıldı.
Après la télévision, ce fut un raz de marée.
Geldin mi? Kapının açıldığını duymadım.
Je ne t'ai pas entendu ouvrir la porte.
... onu kilitli kapını tekmeyle açıp seni öldürmeye çalışacak kadar çıldırtacak ve saldırganlaştıracak şekilde tahrik etmek.
Pour le pousser à la rage, pour qu'il enfonce la porte de ta chambre et te tue presque.
ama... bazen öyle bir özlem duyuyorum ki. Kapının açıldığı ve tüm yüzlerin gelmesi gerekene doğru... -... yöneldiği anı öyle özlüyorum ki.
Mais parfois j'ai une telle nostalgie... une telle nostalgie... une telle hâte de voir les portes s'ouvrir... et tous les visages se tourner vers lui.
- Kapıyı aç. - Çıldırdın mı!
- Où veux-tu aller?
Yakındaki bombalanmış evden bir direk bulduk ve sonunda kapı korkunç bir gürültüyle açıldı. İçeri girdik.
Nous prenons une poutre d'une maison bombardée... et enfin, avec un boucan d'enfer, la porte dégringole
- Çocuklaşma, kapılar açıldı.
Oh ne soyez pas naïfs, elles se sont ouvertes!
- Tamamen somutlaşmadan kapılar açıldı.
Les portes se sont ouvertes avant que nous ne nous soyons correctement matérialisés!
Somutlaşmak üzereyken kapılar açıldı ve olan biteni düzeltemedik!
Nous étions sur le point de nous matérialiser quand les portes se sont ouvertes et nous ne nous sommes pas bien ajustés!
Büyükbabamın kapılar açıldığında korkmasının nedeni bu.
Eh bien, c'était ce que redoutait Grand-père quand les portes se sont ouvertes.
Tardis'in kapıları açıldı. Bu da, uzay basıncına maruz kaldık demek.
Les portes du TARDIS se sont ouvertes, ce qui signifie que la pression extérieure nous a réduits!
Doktor, kapıların nasıl açıldığını neden bana göstermiyorsun?
Docteur, pourquoi ne me montreriez-vous pas comment ouvrir les portes?
Son hatırladığım şey : Gemideydim ve kapılar kendiliğinden açıldı ve sonra siz karşıma çıktınız.
Mon dernier souvenir, c'était dans le vaisseau, les portes se sont ouvertes, et puis...
Yeni kapılar açıldı. Formül işe yaradığına göre, zamanda geri gidebiliriz.
Vu que la formule a marché, nous pouvons retourner en arrière.
Dünyanın kapıları önümde ardına kadar açıldı. Arkasında sakladığı tüm o güzel ihtimallerle birlikte.
Devant moi s'ouvrait le monde, avec toutes ses merveilleuses possibilités!
- Bu kapı nasıl açıldı?
- Pourquoi la porte est ouverte?
Cennetin kapıları açıldı, gökteki yıldızlar parlıyor... Sen dünyayı kurtaracaksın.
Le ciel s'est ouvert, des étoiles brillent...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]