Kelimesi Çeviri Fransızca
1,611 parallel translation
"Yabancı" kelimesi pek çok anlama gelebilir.
Eh bien, "intrus" peut vouloir dire bien des choses.
Elise. "Karmaşık" kelimesi için ne düşünüyorsun?
Élise, tu penses quoi du mot "complexe"?
"İmkânsız" kelimesi senin kitabında yazmaz sanıyordum.
"impossible" ne fait pas partie de ton vocabulaire.
Şey, "mutlu" kelimesi doğru kelime olmayabilir... ama mutsuz değilim.
"Heureux" n'est pas le mot juste, mais je ne suis pas malheureux.
Burada "eğer" kelimesi önem kazanıyor.
Il y a trop de "si".
At sırtında, avın izini sürerken "Aport" kelimesi duyulursa av borazanı çalar ve...
La chasse à courre, c'est simplement parce qu'on est à cheval et qu'on courre derrière ou après les animaux mais à cor et à cri, à cor, bien entendu, c'est la musique de la trompe puisqu'on ne dit pas un cor de chasse mais une trompe de chasse.
Ama kızım,'göz'kelimesi uymamış. Gözler vurmaz, sadece bakar.
Les yeux ne tombent pas, mais la vision, elle le peux.
Yaşın bir önemli yok. Ne zaman "canavar" veya "şeytan" kelimesi kullanılsa en uygun kişi odur.
Malgré cela, il est notre meilleur expert en monstre.
Tek kelimesi bile basılmayacak.
Pas un mot sur ça dans le journal.
Johnny'ye böyle olacağını söylemiştim. Kelimesi kelimesine.
C'est ce que j'avais dit à Johnny, presque mot pour mot.
Kelimesi kelimesine iletirim.
- Je lui répéterai mot pour mot.
Eminim Bay Renholm'un da söyleyecek birkaç kelimesi vardır.
Je crois que M. Renholm voudrait dire un mot.
Bir hastanede, "üzgünüm" kelimesi birçok farklı anlama gelebilir.
À l'hôpital, le mot "Désolé" peut avoir plusieurs significations.
Bazen, "üzgünüm" kelimesi "artık hizmetinize ihtiyacımız yok" anlamına da gelebilir.
Parfois, ça veut dire qu'on se passe de vos services.
Burada olmamın tek nedeni adımda geçen "duman" kelimesi.
Je suis seulement là car mon nom contient "Smoke".
Örneğin "Anawyn" kelimesi. Birkaç kez geçiyor, ki bence Annwn'in bir türevi.
Par exemple, le mot "anawyn", qui apparaît de nombreuses fois, est je crois une variante de "annwn",
Hiçbir erkek, içinde "kaymak" kelimesi geçen bir şeyi yemek zorunda kalmamalı.
J'ai raison? Un homme ne devrait pas manger de truc avec le mot "tofu" dedans.
"Mağdur - victim" kelimesi Latince "victima" dan gelir.
Le mot "victime" vient du latin
O gösterinin her kelimesi ezberimdeydi benim!
Je connaissais chaque mot de ce spectacle.
Burada tam olarak münasip olacak bir insan kelimesi yok, yani...
LES ÊTRES HUMAINS N'ONT PAS DE MOT APPROPRIÉ, ALORS...
Geçen yıl "Appoggiatura" kelimesi kazandırdı.
"Appoggiature" a gagné l'an dernier.
- Hayır kelimesi müthişmiş be.
Je dois te dire, ce mot "non" est assez impressionnant.
İğrenç kelimesi bile onun yanında sevimli kalır.
Même le mot "répugnant" le trouve répugnant.
Çok etkilendiğini söyledi, ve bu gibi durumlarda "çok" kelimesi önemlidir.
"Très impressionné." Le "très" est important.
Fransızcadaki "Kaos" kelimesi gibi.
- Chaos, en français.
Devam et. İzin kelimesi Latince "iz" kelimesinden gelir.
Le mot "vacances" vient du latin "vacatio".
Kir olabilir mi? Kir kelimesi labarotuvarda hiçbir şey ifade etmez.
- Pour la dernière fois, le mot "terre" ne veut rien dire d'un point de vue scientifique.
Kelimesi kelimesine.
Mot pour mot.
Taciz kelimesi aklımdan bile geçmiyordu.
Même le mot violenter ne m'était jamais venu à l'esprit.
- İlginç gerçekten. Çünkü anlattığın bu hikâye var ya? Dennis Dutton 40-45 dakika önce o koltukta otururken kelimesi kelimesine aynısını anlattı.
C'est intéressant, vraiment, parce que ce que vous venez de me dire, c'est quasiment mot pour mot ce qu'a dit Dennis Dutton qui était assis dans cette même chaise il n'y a pas 45 minutes.
Lütfen. Bu çok mühim. Costi size kelimesi kelimesine ne dedi?
Qu'est-ce qu'il vous a dit, madame?
Sanırım duruma bakılınca, "randevu" kelimesi aşırı iyimser kaçtı.
J'admets : appeler ça un rencard, c'était avoir une lecture optimiste de la situation.
Rütbe kelimesi iyi.
Rang, le mot est bien choisi.
Tek kelimesi bile. Sana benim baktığım gibi bakmazlar.
De ce qu'ils disent ils ne te voient pas comme moi je te vois
"Hıyar" kelimesi onu tanımlamak için yetersiz kalıyor.
"Connard", c'est pas assez précis pour le décrire.
Görüyor musun, "butyraceous" kesinlikle birinci tur kelimesi.
"Butyreux" est un mot important.
Eğer tüm yarışmaları izlemiş biri olsaydım, bu kelimenin 1929'daki ilk yarışmanın kazandıran kelimesi olduğunu söyleyebilirdim.
Si j'avais pu voir la compétition, je t'aurais dit que c'était le mot gagnant du concours de 1929.
"yardımcı" kelimesi "yardım." kelimesinden gelir
Je pense que le mot'assistante est dérivé du verbe'assister
Puset kelimesi aklıma bile gelmedi.
J'avais même oublié ce terme. Une mère connaît le terme landau.
Hayır, ne söylediğini soruyorum kelimesi kelimesine?
J'ai demandé ce qu'il a dit, en paroles.
Her kelimesi doğru.
Je pense tout ce que je dis.
Bu genç yaşında çok acılar çektin eğer Lex'in kaçırılmasında parmağın varsa, "acı" kelimesi senin için çok farklı bir anlam ifade etmeye başlayacak.
Je sais, Oliver. Vous avez beaucoup souffert dans votre jeune vie, mais si vous avez mis la main sur Lex, le mot "souffrance" prendra une toute nouvelle signification pour vous.
"Multikatil" kelimesi Holmes'u tanımlamak için türetilmiş.
Le terme "multirécidiviste" a été inventé pour décrire Holmes.
Kelimesi bile komik. "Bağırmak"
Même le mot "ordre" est drôle,.
"Özür Dileriz" kelimesi biliyorum ki sizin için bir şey ifade etmeyecek, ama yine de söylemek istiyorum.
"Désolé" ne va pas changer grand chose pour vous maintenant, mais je veux vous le dire de toute façon.
Geleneksel bir Yale kelimesi.
Oh, c'est une vieille tradition de Yale.
- Kelimesi kelimesine.
- Mot pour mot.
Kabus, Nightmare'deki mara kelimesi buradan geliyor.
C'est de là que vient le mot cauchemar.
- Dikkat edersen ünvanımda müdür kelimesi geçiyor.
- J'ai le titre de manager.
Herhangi bir dilde "siyah" kelimesi, Néro, noir, schwartz, negro, kam-an-sek.
Le mot pour "noir" dans toutes les langues, "Nègre", "noir", "schwarz", "négro", "kam-an-sek".
Her kelimesi.
Tout.