English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kurallar

Kurallar Çeviri Fransızca

13,727 parallel translation
Kurallar ya da emir komuta istemiyorum.
Je ne veux pas de règles ou... Ou tout un tas d'ordres.
İmkansız olması bir kenara evrenin fizik kurallarına karşı bu.
Non seulement il est impossible, mais il défie littéralement la physique de l'univers.
Ben cesaret, canlılığı vardı hatırlıyorum kız, Tehlike, kurallar lanetlenmiş.
La jeune fille avait foutre Je me souviens, la vigueur, danger, règles sera condamné.
Kuralları biliyorum.
Je connais les règles.
Evet, onunla ilgili olarak bazı kurallarımız var
Quelques règles.
Kurallarımız büyüktür.
Les règles sont importantes.
ÇKA kurallarına göre biyolojik atıklar, atık kamyonlarınca boşaltılmadan ve taşınmadan önce belirli ölçülere dilüe edilmek zorundadır.
La réglementation EPA dit que avant que les camions de produits biologique puissent le pomper et s'en débarrasser, les déchets biologiques doivent être dilué dans certaines proportions.
Derslerimin kayıt altına alınmasıyla ilgili kurallar var.
Il y a des règles concernant l'enregistrement de mes cours.
Kurallar böyle, vücudunda yabancı madde varsa hastayı taburcu edemeyiz.
Les règles disent que nous ne pouvons pas libérer un patient avec un objet étranger à l'intérieur de lui.
- Geçmişte ne yapmış olursanız olun,... eğer namus kurallarına uygun yaşamaya başlarsanız,... Tanrı'nın lütufları sizi bekliyor olacaktır.
En dépit de ce que vous avez fait par le passé, de grandes bénédictions sont disponibles pour vous si vous commencez dès maintenant à suivre la loi de la chasteté.
Vaazlar, dualar, sokağa çıkma yasakları, kurallar...
Les prêches, les prières, les couvre-feux, les règles...
Neden atalarımızın kanunlarını, kurallarını ve hiyerarşisini kullanmayalım dedik.
Pourquoi ne pas utiliser les lois, les règles et la hiérarchie de nos ancêtres?
Cadılar Bayramındayız, bütün kurallar yatmış durumda. Onun dışında, bunu bir sigorta gibi düşün tamam mı?
En plus, je veux dire, vois ça comme, euh, une police d'assurance, d'accord?
Corbin senin hakkında haklıydı kuralları izlemiyorsun.
Corbin avait raison à votre sujet... Vous ne suivez pas les règles.
Telefon üzerinde ayrıntı vermek hastane kurallarına aykırı.
C'est contre le règlement de l'hopital De dire quoi que ce soit au téléphone.
Sanırım birlikte olmakla ilgili bazı kurallar var.
Je pense qu'il y a des politiques sur moi qui fraternise.
Kuralları koyabiliyorsun, ben de itaat ediyorum.
Tu fais les règles, je dois obéir.
Kuralları tam bilmiyorum.
Je ne connais pas les règles pour ce genre de...
Kusura bakma, bunlar benim kurallarım değil.
Ce ne sont pas mes règles.
Bunu içebilir mi, yoksa uyması gereken kurallar var mı?
Peut-elle avoir ça, ou y a-t-il une règle?
O kuralları hazırlayan yönetim kurulunda ben de vardım.
J'étais dans le comité qui a fait le règlement.
O kuralları hazırlamamızın bir nedeni varmış demek ki.
Ouais, je suppose que nous avons appliqué le règlement pour cette raison après tout.
Kurallar umursanmadığında olanları gördüm.
J'ai vu ce qui arrive quand la haine domine.
Benim kurallarım.
Mes règles.
- Kurallar böyle.
- Il y a des règles.
- Kuralların canı cehenneme Cassandra.
- Je les emmerde, Cassandra.
Çıldırmış ölüm makineleri dışarıda, kuralları kim takar.
Il y a une machine à tuer ultra motivée dehors qui s'en fout des règles.
Söylediğim gibi, kurallar böyle.
Comme je l'ai dit, il y a des règles.
Kuralları biliyorsun.
Tu connais les règles...
Herhangi biri sizi görmüş olabilir. Kara, güçlerini kullanman konusunda ki kurallar seni korumak için var.
Kara, les règles à propos de l'utilisation de tes pouvoirs sont pour ta protection.
Bu programın kuralları oldukça basittir. Yarım kalmış hiçbir şey olamaz.
Les règles de ce programme sont plutôt simples, ne laisser aucune trace.
Sizin kurallarınızla Aşk.
L'Amour selon Vos Règles.
Kuralları esnetmeyen bir insana güvenemem, özellikle de bir polise.
Je respecte ça. Je ne fais pas confiance à quelqu'un qui n'est pas prêt à contourner les règles. Surtout un flic.
Kara, güçlerini kullanman konusundaki kurallar seni korumak için var.
Kara, les règles concernant tes pouvoirs sont là pour te protéger.
Bizim kanepemizde uyuyor, bizim kurallarımıza göre oynuyor.
Elle dort chez nous, elle applique nos règles.
Askeri kurallar çok fazla esnemez.
Le protocole militaire n'est pas très flexible
Ama kuralların dışına çıkmaya biraz meyillidir.
Mais elle a tendance à, hum, dépasser les lignes.
Şirket sahibinin böyle kurallar koymaya hakkı var aslında.
Si c'est ton entreprise, tu peux avoir une telle politique.
Ama aykırı değil ki.Öncelikle şirket kurallarında açıkça belirtilmişti çalışanlara.
Il l'est. Tout d'abord c'était clairement écrit dans les directives de l'entreprise.
Kuralları değiştiriyorum.
Je changerai la politique.
Şifreyi her hafta değiştiriyoruz federal kurallar sebebiyle.
Nous changeons le code toutes les semaines, par règlement fédéral.
Pilot ekipmanı üzerine çalışıyoruz. Koruyucu giysinin içindeki hava yastıkları. Sonra kurallar geliyor.
On améliore l'équipement, les airbags qui sont dans le cuir, mais aussi le règlement à appliquer.
Biliyorsun, uymamız gereken etik kurallar var.
Il y a des règles d'éthique.
Kişisel hissenizle bahis oynayarak Ev'in kurallarını çiğnemiş oldunuz.
Mmm. Vous avez enfreint les règles de la Maison en pariant sur un jeu dans lequel vous aviez un enjeu personnel.
Kurallarına göre oynamayan bir kumarbaz oyun oynayamaz.
Un parieur qui ne suis pas les règles n'a pas le droit de jouer.
Kumarbazların yan bahislerini ayarladın ve Ev'in kurallarını çiğnedin.
Mettre en place des mises extra avec les parieurs... Enfreindre les règles de la Maison...
Eğer bir hükümet yoksa kuralları kim koyuyor?
Donc s'il n'y a pas de gouvernement, qui fait les règles?
İşte kurallar bunun için var.
Voilà pourquoi j'ai une règle.
Sana gelirsek hanımefendi, benim kurallarıma saygı duyacaksın.
Revenons-en à toi. Toi, jeune fille, tu respecteras mes ordres.
Gerçekçi olmak gerekirse ben ölene dek benim kurallarıma uymak zorundasın.
A vrai dire, en réalité, tu respecteras mes ordres jusqu'à la fin des temps.
Evet, izlemek zorunda olduğumuz kurallar var, millet. Tatbikatlarda yaptıklarımızı hatırlayalım.
Très bien, il y a un protocole à suivre ici.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]