Martın Çeviri Fransızca
822 parallel translation
Capra'nın bu filmi 1937 Martında ilk gösterildiğinde toplam süresi 132 dakikaydı.
Lorsque LOST HORIZON de Frank Capra apparut en mars 1937, il avait une durée de 132 minutes.
Martın birinde evinizin hazır olmasını sağlarım.
Je m'assurerai que votre maison soit prête le 1er mars.
Ana direğin üzerinde beyaz bir martının dönüp durduğunu gördüm.
Au-dessus du grand mât tournoyait une mouette blanche aux ailes tachées de sang.
Martın on beşinden sakın.
Méfie-toi des Ides de Mars!
Bir kahin martın on beşinden sakın, diyor.
Un devin te dit de te méfier des Ides de Mars.
- Martın on beşinden sakın.
Répète. Méfie-toi des Ides de Mars.
Baksana, yarın martın on beşi mi?
Les Ides de Mars arrivent?
Efendimiz, martın on beşine giriyoruz.
Seigneur, c'est le 15 de mars.
Martın on beşi geldi işte.
Voici les Ides de Mars.
Hatırla, martın on beşini hatırla.
Souviens-toi des Ides de Mars.
Ama martın on beşinde başlayan iş bugün bitmeli.
Mais ce jour doit finir l'oeuvre des Ides de Mars.
Buraya benim çingene arkadaşlarım gelecek! Benim gibi onları da şımartın.
Les gens de ma suite vont venir, des gitans, traitez-les comme moi-même.
Bayan Daniels dün bir martının saldırısına uğramıştı.
Et Melle Daniels a été attaquée hie
Bana verdiğin sözü unutmadın değil mi? Birlikte martıları seyredecektik, hadi. Gel.
Rappelez que vous avez promis de ne pas vous échapper allons nourrir les mouettes.
Sevgilim çok tatlısın, beni şımartıyorsun.
Vraiment chéri, tu continues à me gâter.
Mart'ın 19'unda, Londra'ya döndünüz...
Du soda, dans le whisky?
15 Mart 1744'te, Prenses Sophia Frederica gelecek için masumane hayallerle ve onu zamanının en meşhur kadınına dönüştürecek olan kaderden tamamen bihaber bir şekilde Rusya'ya yola çıkmıştı.
Sophie partit pour la Russie. Bercée par d'innocentes rêveries, elle ne se doutait pas que le destin allait faire d'elle la femme la plus célèbre de son époque.
Bay Wilton, bu evde çok harika muhabbetler dönmesine alışkınız ama bazen çok mu şımartıldık diye düşünmeden edemiyorum.
Les conversations auxquelles nous sommes habitués nous ont rendus difficiles.
Şımartılmış bedenlerinin yağını çıkardığımda kaygıyı görecekler.
Ils seront plus qu'inquiets quand j'aurai fini de les tondre.
Kan, ter ve gözyaşları boşuna değil.. Özgürlük mart'ta yeniden geldi..
Le sang, la sueur et les larmes n'ont pas été vains.
- Dexter'ın doktoru. Evet. Mart ayında dairesinde hırsızlık yapıldığını ihbar etmiş.
Il a été cambriolé en mars.
- Kazanın gerçekleştiği gün 4 Mart - Paola, Ferrara'yı terketti. 6 veya 7 Mart
- ACCIDENT, GUIDO ET PAOLA PRESENTS 4 MARS PAOLA QUITTE FERRARA 6-7 MARS ELLE RENCONTRE FONTANA ET LUI CACHE L'ACCIDENT
Böyle bir bıçakla, martı bile avlarsın.
Avec un tel couteau, tu pourrais tuer une mouette.
Mart mı? Paris'te değildim.
Je n'étais pas à Paris.
Hava güzel, değil mi? Bu mevsim oldukça şımartıldık.
- Joli temps, n'est-ce pas?
Mart'ın 7'sinde, öğlen saat üçte.. ... seni buradan arayıp bana gelen mektubu alıp almadığını soracağım.
Le 7 Mars à trois heures de l'après-midi je téléphonerai et vous demanderai si vous avez reçu une lettre pour moi.
Sopayı esirgersen çocuğu şımartırsın.
On ne gouverne qu'avec une main ferme.
- Bizim nişanımız bozulmuş muydu? - Evet. Geçtiğimiz Mart'ın 22'sinde.
Il ne peut pas y avoir de fiançailles sérieuses si elles n'ont pas été rompues au moins une fois.
Dostlarım, bu 23 Mart'ın benim şanslı günüm olduğunu hissediyorum.
Le 23 mars est mon jour de chance.
Komşularım yalnızca martılar olacak.
Il n'y aura que les mouettes...
Hiç martı yok.
Il n'y a plus de mouettes.
Sabaha kadar martıların görünmesi gerek.
On devrait voir des mouettes, au matin.
Rüzgar martıların çığlıklarını taşır.
" cauchemardesque.
Saigon'daki martıları gördüğünüzde, bütün bu avcılık işini unutacaksınız.
Vous oublierez la pêche en voyant les filles de Saïgon.
Şimdi tam olarak 3 ay geriye gidelim... Mart'ın 6'sına... ki, sonradan öğrendiğimize göre, Bayan Ordway'in New York'a geldiği gün.
Retournons en arrière de trois mois, ausix mars... quand Mlle Ordway arriva à New York.
Bakın! Bir martı geçiyor.
Regardez, c'est une mouette!
Bütün gün boyunca yukarıda martıların yalnız seslerini duyabilir... ve saatini medcezire göre ayarlayabilirsin.
On peut entendre le chant solitaire des mouettes à longueur de journée, on vit au rythme des marées.
" Bütün gün boyunca yukarıda martıların seslerini duyabilir...
" On peut entendre le chant des mouettes à longueur de journée,
Kendime güzel bir kadın bulacağım. Onu kürklerle şımartıp mücevhere boğacağım.
Je vais me trouver une fille de choix, la noyer dans le vison et l'étouffer sous les diamants.
Başka hiçbir kadının olmadığı kadar şımartılacağını söyledi.
Comme aucune femme ne l'a été.
Dışardaki her şeyi düşününce, ağaçları ve çiçekleri ve şu martıları, senin benim için değerini düşününce, Peter ve tanıdığımız insanların, Bay Kraler'le Miep'in, manavın, bizim için her gün hayatlarını tehlikeye atan herkesin içindeki iyiliği, bütün bu iyi şeyleri düşününce, artık korkmuyorum.
Quand je pense à tout ce qui est dehors : Les arbres et les fleurs et ces mouettes... Quand je pense à toi qui m'es si cher... et à tous ces gens si bons :
8 Mart 1916 gecesi, Pancho Villa liderliğindeki Meksikalı isyancılar Amerikan sınırını geçip New Mexico'daki Columbus kasabasına saldırarak asker sivil birçok insanı yaralayıp öldürdüler.
Le 8 mars 1916, une bande de rebelles mexicains... conduite pas Pancho Villa traversa la frontière pour attaquer... la ville de Columbus massacrant des Américains... civils et soldats.
- Neden onun suçu olsun ki? Onların suçu, mart kedisi gibiler.
Elles ont le diable dans leurs jupes.
Gelecek yılın 15 martı... - Bu yıl mı demek istiyorsunuz?
prochaine... de l'année en cours.
Son belirti de beş hafta önce, Mart'ın 7'sinde kayboldu.
Les derniers symptômes ont disparu il y a 5 semaines.
Babanın bebeği Mart'ın 7'sinde verdiğini söylemiştin.
Votre père vous l'a donnée le 7 mars.
O gün Mart'ın 7'siydi.
C'était le 7 mars.
Ayrıca martılarınızı da sevmedim,
Et je déteste aussi vos mouettes!
Kaç tane martı saydınız bayan Bundy?
Combien avez-vous compté de mouettes, Mme Bundy?
- Martılarla sorun mu yaşadınız?
- Vous avez eu des ennuis?
Koca bir martı sürüsü teknelerimden birini neredeyse batırıyordu. Resmen kaptanın kolunu kopardılar
Une bande de mouettes a failli faire chavirer un de mes bateaux.