English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ M ] / Mümkündür

Mümkündür Çeviri Fransızca

553 parallel translation
Kurtuluş ancak ve ancak masum bir kızın vampire kendi kanını sunması ve böylelikle onun, horozun ilk ötüşünü fark etmesini önlemesiyle mümkündür.
Il ne peut y avoir de salut, à moins qu'une vierge au cœur pur ne fasse oublier au vampire le premier chant du coq, en donnant son sang de son propre gré.
Kurtuluş ancak ve ancak masum bir kızın vampire kendi kanını sunması ve böylelikle onun, horozun ilk ötüşünü fark etmesini önlemesiyle mümkündür.
Il ne peut y avoir de salut, à moins qu'une vierge au cœur pur ne asse oublier au vampire le premier chant du coq, en donnant son sang de son propre gré.
Bu mümkündür peder, ama bu konuda hızlandırılmış dersler alıyorum.
J'apprends à les connaître, mon Père, le plus vite possible.
Tamamiyle katılıyorum, ama bunu nezaketle yapmak da mümkündür.
Nous sommes parfaitement d'accord... Mais on peut la faire poliment...
ÖNSÖZ Gelecekte bir gün, bu filmde gösterilen tarzda bir devirle tekrar yüz yüze gelmemiz son derece mümkündür.
Une période semblable peut se reproduire un jour.
Henriette, bir kadın ve erkek arasında birçok türden aşk mümkündür.
Henriette, il y a plusieurs amours possibles entre un homme et une femme.
- Mümkündür. - Kesinlikle.
- C'est possible.
Aksi kanıtlanana dek her şey mümkündür.
Tout l'est, sans preuve du contraire.
Daha fazlasını kazanırız. Mümkündür.
Nous gagnerons de nouveau et plus une autre fois.
Göreviniz için biraz alçaktan uçmanız gerektiği takdirde en alçak irtifada uçmanız mümkündür.
La tâche qui vous sera confiée nécessitera du vol à basse altitude, alors pour ce vol, vous pourrez voler en rase-mottes.
İkizlerin, özellikle de tek yumurta ikizlerinin aşırı kıskançlık sancıları çekmeleri mümkündür.
Lorsqu'il s'agit de jumelles, vous savez mieux que moi jusqu'où peut vous pousser la jalousie.
Mümkündür Muriel Chess'ten nefret ederdi.
Pourquoi pas? Elle détestait Muriel.
- Mümkündür.
C'est possible.
"Temsil, toplantı ancak Washington'da yapılırsa mümkündür."
"Nous n'enverrons un représentant que si la réunion a lieu à Washington."
"Bu tip bir sapma ancak ek bir ters kuvvet olduğunda mümkündür..."
" Une telle force perturbatrice a dû être créée par...
Teorilere inanırım doktor. Ancak siz başka bir gezegene uçmak mümkündür dediğiniz zaman teori alanından çıkıp hayal aleminde gezmeye başlarsınız.
Je crois aux théories, mais dire que se rendre sur une autre planète est possible ce n'est plus de la théorie, c'est rêver à l'impossible.
Mümkündür.
C'est possible.
Öyle olacağımızı söylemiyorum. Ama mümkündür.
Je ne le dis pas, mais c'est possible.
Birden fazla beyinleri olması da mümkündür.
Ils pourraient très bien avoir plus d'un cerveau.
- Mümkündür. Buraya daha önce de geldim.
- C'est possible, je suis déjà venu ici.
Mümkündür.
De loin!
- Ama mümkündür.
- Mais c'est possible.
Mümkündür.
Bien très possible.
Jürinin saygıdeğer üyeleri, bir kadının "Disraeli'nin Hayatı" kitabını kendinden daha genç bir erkekle evlenmeyi düşünmeden de okuması mümkündür.
Messieurs les jurés, une femme peut lire la vie de Disraeli sans pour autant songer à épouser un homme plus jeune.
Bazı şeylere müdahale ederek bir şeyleri değiştirmek mümkündür.
Il y a certaines façons de changer les choses, de les manœuvrer...
Pek çok Fenwickli'nin birbirine benzemesini ülkenin her anlamda "babası" sayılan kurucusuna yormak mümkündür.
L'air de famille des Fenwickois peut être attribué... à Sir Roger qui fut à tous points de vue le "Père de la patrie".
Bu Alacakaranlık Kuşağı'nda mümkündür.
Cela peut arriver dans la Quatrième dimension.
İdeal olan her zaman mümkündür.
L'idéal est toujours possible.
ama ikinci bir aklama kararı çıkarmak mümkündür. Bu da kesin aklanma olmaz değil mi?
Bien entendu... il y a la possibilité d'un autre acquittement... qui ne serait encore pas définitif?
Bir İngiliz kadınının ata binmek dururken kitap okuması olağandışı olabilir, ama mümkündür.
Il m'apparaît étrange qu'une Anglaise préfère la lecture à l'équitation mais c'est possible.
"Çeşitli parçalardan oluşan bir kimyasal maddeyi..." "... parçalamak her zaman mümkündür...
" Un produit chimique étant constitué de nombreux éléments différents... peut toujours être décomposé...
Hiç okula gitmemiş bir adamın bir şeyler bilmesi mümkündür tıpkı okula gidip de hiçbir şey bilmeyen adamların olması gibi.
Il est aussi facile d'être cultivé sans être allé à l'école que d'être inculte en y étant allé.
" Bunu önlemenin tek bir yolu var ki o da kanun nezdinde ölene dek eşiniz olmamı bana bahşetmenizle mümkündür.
"II n'y a qu'un moyen de la sauver, " c'est que vous m'accordiez le droit légal de vous appeler mienne à jamais. "
Gözüne mi? Bilmem, belki de mümkündür.
" et marqués par de gros cernes maladifs.
Mucizeler ancak inançla mümkündür.
La foi déplace des montagnes.
Bu mümkündür. Komik olan şey, neredeyse ceza alacaktınız.
- Il a failli avoir une contravention.
Her şey mümkündür. Ben de şahsen Hint lehçelerini inceliyorum.
Moi, qui étudie les dialectes indiens...
Mümkündür. Yani eğer hakkında yeteri kadar fazla şey biliyorsa, bizim için çok faydalı olabilir.
Assez pour que cela nous serve.
- Mümkündür. Gelin.
Si, c'est possible.
Mümkündür, fakat bunu onarmak bütün geceyi alır.
Si, mais la réparation prendra toute la nuit.
- Mümkündür.
Est-ce possible?
- Mümkündür Bayan.
- Bien sûr, madame.
Böyle büyük bir şatoda mümkündür.
Dans un grand château comme celui-ci, c'est possible, n'est ce pas?
Nisan'da Paris parfümünü kullandığınızda her şey mümkündür.
Tout est possible quand on utilise le parfum Avril à Paris.
- Mümkündür.
- C'est possible.
- Mümkündür. Bir yanlışlığın meydana geldiği herhangi bir arıza hatırlıyor musun?
Etes-vous au fait d'une défaillance de l'ordinateur de bord de l'Enterprise?
Mümkündür. Fakat bilgisayar yine de doğru değildi.
Mais l'ordinateur fait néanmoins une erreur.
Mümkündür.
Cela se pourrait.
Her şey mümkündür.
Tout est possible...
Mümkündür.
Ça se pourrait bien.
- Oh, mümkündür.
C'est possible.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]