Ne anlamda Çeviri Fransızca
588 parallel translation
Ne anlamda?
Que voulez-vous dire?
- Ne anlamda?
À quel sujet?
Ne anlamda?
Que veux-tu dire?
- Yani ne anlamda?
- Comment ça?
Ne anlamda?
Dans quel sens?
İyi mi? Ne anlamda?
Selon quelle définition?
- Ne anlamda?
- Que voulez-vous dire?
Ne anlamda?
De quelle manière?
Tam olarak ne anlamda heyecan uyandırıyordu?
En quoi était-elle stimulante, au juste?
Oh, benim tür ne anlamda?
Et j'en fais partie, c'est ça?
Ne anlamda?
Pourquoi ça?
Ne anlamda?
Comment ca?
Acım boşalana kadar gerçek anlamda mutlu olamayacağım.
"Je ne serais vraiment heureuse tant que ma douleur ne sera apaisée."
" Ama, daha geniş bir anlamda, bizler bu toprağı...
"mais dans un sens plus large, nous ne pouvons dédier " ni consacrer,
Benden hiçbir beklentin olmasın. Yani özel anlamda diyorum.
Vous ne serez rien pour moi.
Gerçek anlamda kötü olsaydınız, umrunuzda olmazdı.
Si vous étiez vraiment mauvaise, vous ne vous en soucieriez pas.
- Hukuksal anlamda geçerli değil.
- Ca ne compte pas, légalement.
Gerçek anlamda hiçbir zaman aşık değildiniz Virginia.
Vous ne l'étiez pas.
O anlamda söylemedim, Stephen.
Je ne pensais pas à ça.
- Hayır, romantik anlamda değil.
- Je ne parle pas d'eau de rose.
Gerçek anlamda hiç bir iyi plan Bayan Wilberforce'u içermez.
Nul plan ne saurait inclure Mrs Wilberforce.
- O anlamda demedim.
- Je ne voulais pas dire ça.
- O anlamda söylemedim. Ne yapacağımıza karar vermiştik. Buna sadık kalalım.
Nous avons pris une décision, il faut s'y tenir.
Bizi ne fiziksel ne de ruhsal anlamda etkiliyemiyeceklerini göstermeliyiz.
Il faut leur montrer qu'ils ne peuvent briser ni notre corps ni notre esprit.
Çok mutlu veya çaresiz olacağım iki anlamda da iyi arkadaş olamayacağım için.
Je serai si heureuse ou si désespérée que je ne pourrai pas vous plaire.
- Hiçbir anlamda oğlunuz değilim. - Beni kızdırmaya mı çalışıyorsunuz?
- Je ne le suis dans aucun sens du terme.
Sosyal anlamda. Sanırım.
Je ne pense pas.
- Ne anlamda?
- Comment ça?
Felsefi anlamda bize ne olursa olsun, biz İtalyanların nasıl katlandığımızı anlayabilirsiniz.
Vous comprenez pourquoi les Italiens prennent tout avec philosophie.
Ne anlamda bağımsız?
Comment ça?
Samuray onurunun gerçek anlamda büyük bir yanılgı olduğunu düşünüyorsan o halde bizi etkilemek için hiçbir zaman bir şansın yoktu.
Comment pourrions-nous écouter un ronin pour qui l'honneur est une façade? Nous ne comprendrions pas.
Burayı asla terk edemem, ama bir anlamda, burası benim evim.
ne pourrai jamais partir, mais d'un autre, c'est chez moi ici.
Sizde ya da oğlunuzda dini anlamda eksiklik olmasına itirazım yok.
Je n'ai rien contre le fait que vous et votre fils ne soyez pas croyants.
"Bir anlamda öyle" de ne demek?
Comment ça, "Façon de parler"?
- Ne anlamda?
Á quel sujet?
- Bir anlamda. Ne söylediğimizi biliyor.
Il sait ce que nous disons.
İşini gerçek anlamda seven biriydi.
Il avait encore plus raison qu'il ne l'imaginait.
Genel anlamda ne istediğini bilmek istiyorum.
Je voudrais savoir ce qu'il veut, en termes général.
Uçmayı, gerçek anlamda öğrenmenin yüceliğini kavrayamıyorlar mı?
Ils ne peuvent pas penser à la gloire que ce sera quand on aura vraiment appris à voler?
Cinsel anlamda değil.
Je ne veux pas dire sexuellement.
Tanrı'yı anlayamıyorsa, demek ki basit anlamda kesinlikle inanç sahibi.
S'il ne comprend pas, qu'il croie!
Ne anlamda?
- En quoi?
Kırıcı anlamda söylemedim.
Je ne voulais pas te vexer.
Işlevsel ya da sosyal anlamda değil, temelde, aslen burada işim ne?
Pas sur le plan clinique ou social, mais fondamentalement.
Sosyal anlamda değil.
Je ne parle pas de sphère d'influance.
Geçmişi gerçek anlamda değiştiremeyiz.
Nous ne pourrions pas modifier notre passé.
Trajik anlamda değil, ama ikinizin de ruh hali karışık.
Et on ne peut pas parler d'un sentiment tragique... mais plutôt d'un sentiment de perdition.
- Ne olmuş yani? İyi anlamda duygusal.
C'est positivement sentimental.
- Ne anlamda sıkıcı?
Comment ça, ennuyeux?
Sırf sana bir sürü para miras kaldı diye, sosyal anlamda seçkin biri olacağın anlamına gelmez.
Que tu aies hérité ne te donne pas une assise sociale.
Bu öneriye katılıyorum. Bakın, gerçek anlamda devrimci bir parti kuracaksak Amerikan işçilerinin en çok ne istediğini öğrenip onlara bunu bütün bir işçi hareketi içinde sunmalıyız.
Camarades, puisque la première question que me posera le Comintern concernera l'éligibilité des membres, je vais devoir être clair quant à notre position vis-à-vis de la Fédération de langue étrangère.