English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ N ] / Ne duyuyorsun

Ne duyuyorsun Çeviri Fransızca

217 parallel translation
Ne duyuyorsun?
Qu'entends-tu?
Sen ne duyuyorsun?
Comment vous sentez-vous?
- Ne duyuyorsun, Vicki?
- Qu'entends-tu, Vicki?
- Ne duyuyorsun? - Hiçbir şey.
Qu'entends-tu?
Hey, ne biliyorsun, ne duyuyorsun, ne diyorsun?
Voilà qu'est-ce que tu as appris, entendu ou dit?
Ne duyuyorsun?
Qu'est-ce que tu entends?
- Ne duyuyorsun?
- Qu'entendez-vous?
Ne duyuyorsun çocuğum?
Qu'entendez-vous, mon enfant?
Ne duyuyorsun?
Qu'entendez-vous?
Radyoyu aç, ne duyuyorsun?
"Allume la radio, tu entends quoi?"
- Radyoyu aç, ne duyuyorsun?
- "Allume la radio, Tu entends quoi?"
- Ne duyuyorsun?
- Quoi de neuf?
Ne duyuyorsun? Ne diyorsun?
Alors, ça gaze?
- Ne duyuyorsun?
Que vois-tu? Qu'entends-tu?
Öyleyse sorun yok derken, altta ne duyuyorsun?
- En dessous qu'est-ce que t'entends?
- Ne duyuyorsun Edson?
- Qu'entendez-vous, Edson?
Ne duyuyorsun?
qu'entends-tu?
- Ne duyuyorsun?
- Qu'entends-tu?
- Kasetlerde ne duyuyorsun Frank?
- Vous entendez quoi, vous?
- Ne duyuyorsun?
- Tu entends quoi?
Şimdi ne duyuyorsun?
Qu'entends-tu maintenant?
Ne kadar acı çektirirsen o kadar zevk duyuyorsun.
Plus vous faites souffrir, plus vous prenez plaisir.
Başka bir sese gerek duyuyorsun, yüreğini fora edip bekliyorsun kimse geçmiyor yanından, yalnızca gri dalgalar.
Le besoin d'une autre voix se fait sentir, alors le cœur en drapeau, on attend, mais personne ne passe, que les vagues grises.
Sana ne oldu bilmiyorum. Hep bir şeyler duyuyorsun.
Tu entends des voix!
Şimdi ise istediğini elde edemeyince sadece hicap duyuyorsun.
Maintenant, si vous ne pouvez pas faire à votre idée, vous êtes gêné.
- Beni kandıramazsın, onunla gurur duyuyorsun.
- Ça ne trompe pas, tu es fière de lui.
Haberlerim bu kadar güzelken neden öfke duyuyorsun?
Pourquoi vous emportez-vous? L'histoire ne vous est-elle pas favorable?
Ne olursa olsun, beni duyuyorsun :
En tout cas, tu m'entends :
Sen korku duyuyorsun diye onu da korkutmaya gerek yok.
Je ne veux pas lui faire peur parce que vous avez peur.
Ailenle ilişkini kötüleştiriyor yaptıkça pişmanlık duyuyorsun, böyle olunca ailenin hoşuna gitmeyen yeni dürtülerin açığa çıkıyor. Kısır bir döngü yani.
Elle ne fait qu'aggraver votre relation avec vos parents, vous donne des remords annexes et des pulsions supplémentaires que vos parents désapprouvent, et ainsi de suite...
Kitaplara ne için gerek duyuyorsun?
Pourquoi voulez-vous ces livres?
Sen duyuyorsun ama şehirdeki bazı halk tabakası... kesinlikle duymuyor.
Tu me respectes. Certains en ville ne me respectent pas.
Ne, benimle görülmekten utanç mı duyuyorsun?
J'en dors plus. Je sais des choses.
kendinle çok gurur duyuyorsun, öyle değil mi?
Très fier de vous, vous ne l'etes pas?
Onun varlığından kuşku duyuyorsun ve gerekliliğine ikna olamıyorsun.
Vous doutez de son existence et vous ne pouvez pas vous résoudre à une foi aveugle.
Ne hakkında bu kadar endişe duyuyorsun?
Qu'est-ce qui te préoccupe?
Çok fazla vaktimizin kalmamış olmasından endişe duyuyorsun değil mi?
Tu t'inquiètes car tu crois qu'il ne nous reste pas beaucoup de temps.
- Oh, ne yani "R'leri" "B" olarak mı duyuyorsun?
- Et vous confondez les C et les B? - Oui.
Bunu es geçme. Çok iyi duyuyorsun.
Ne te dénigre pas, tu as une ouïe parfaite.
Henüz bir şey yapmamış biri için, çok fazla suçluluk duyuyorsun.
Que de culpabilité alors qu'il ne s'est rien passé!
Şimdi bizi duyuyorsun Şimdi duymuyorsun
Là, tu nous entends Là, tu ne nous entends plus
Ne duyuyorsun?
Tu entends quoi?
- Najara... ne kadar süredir Cin'i duyuyorsun?
Najara, depuis quand tu entends les Djinns?
insanların ne dediğini duyuyorsun... "Kötü bir evliliği fazla sürdürdüler."
On entend toujours : "lls ont trop prolongé un mariage raté."
Belki de onu görmüyorsun, yalnızca duyuyorsun.
Tu ne la vois peut-être pas.
Görünüşe göre, Klingon tarihine ilgi duyuyorsun.
Nous non plus ne craignons pas la mort.
Ne zamandan beri başkalarına saygı duyuyorsun?
Parce que tu respectes quelqu'un, toi?
Ne? Neler duyuyorsun?
Qu'est-ce que tu entends?
Seni çağırdığını duyuyorsun. Ama ne yapacağından emin değilsin.
Vous entendez ses appels mais vous ne savez pas quoi faire.
Yani ismime saygı duyuyorsun.
Alors vous ne voulez pas prononcer mon nom comme signe de respect.
Ne diyorsun yani? Bunlar yüzünden benden şüphe mi duyuyorsun?
Et donc, ça fait que vous me soupçonnez?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]