English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ O ] / O daha bir çocuk

O daha bir çocuk Çeviri Fransızca

310 parallel translation
Anne o daha bir çocuk.
C'est une gamine.
Bir kadını, size karşı şirin olması için zorlayamayacağınızı bile bilmiyorsunuz. O daha bir çocuk! Ona karşı sabırlı olun.
Ignores-tu que tu ne peux pas forcer une femme à t'aimer?
O daha bir çocuk.
Il est encore jeune
O daha bir çocuk, kendinden utan.
C'est une gosse.
O daha bir çocuk.
Bon! C'est une enfant. J'ai tort de me fâcher
- O daha bir çocuk.
- C'est une enfant.
Uykuya dalıyor. - O daha bir çocuk.
Ce n'est qu'un enfant.
O daha bir çocuk. Bebek suratlı bir çocuk.
Il est à peine pubère.
- O daha bir çocuk.
- Ce n'est qu'un gosse.
O daha bir çocuk.
Bonté divine, ce n'est qu'une enfant.
Annesi olduğum için onu koruduğumu sakın sanmayın işin ilginç tarafı cezası çok fazla henüz 18 yaşında o daha bir çocuk.
Je ne cherche pas d'excuses. Il a mal agi. Mais le châtiment est trop dur pour le crime.
O daha bir çocuk.
Mais ce n'est qu'un enfant.
O daha bir çocuk.
Ce n'est qu'un enfant.
O daha bir çocuk.
Enfin, c'est une gamine.
O daha bir çocuk.
Mais enfin, c'est une gamine!
O daha bir çocuk. Bir çocukla baş edemiyor musun?
T'es pas foutu de te démerder avec un gamin?
O daha bir çocuk!
Un enfant, ce n'est pas sa faute.
O daha bir çocuk.
C'est encore un bebe.
O daha bir çocuk. Teşvik edilmeli, ama bunların hiçbiri ona anlatılmamalı.
Comme si une grande griffe avait arraché l'un de vous à son monde.
O daha bir çocuk. Seni koca angut.
C'est qu'un gamin, pauvre nul.
- O daha bir çocuk.
Ce gamin?
O daha bir çocuk.
C'est juste une gosse!
Bırakın onu. O daha bir çocuk.
Laissez-le, ce n'est qu'un enfant!
" O daha sadece bir çocuk.
" Ce n'est qu'un garçon.
Birşey daha, o siyahsa yatağın için güzel bir battaniye olacak... çetin bir kış geliyor ve çekingen bir çocuk gibi bir koca.
S'il est noir, il fera une belle couverture pour votre lit, avec cet hiver froid et ce gamin timide comme mari.
O aslında daha bir çocuk. Ve böyle bir zamanda otelde yalnız kalmasını istemiyorum.
Ce n'est qu'une enfant... et je ne veux pas qu'elle soit seule dans un hôtel... par ces temps qui courent.
Yalvarıyorum. O daha küçük bir çocuk.
Je vous en prie, ce n'est qu'un petit garçon.
O daha ufacık bir çocuk.
Ce n'est qu'un petit garçon.
O sağlıklı ve normal bir çocuk, çünkü daha beyni yıkanmış değil!
Il est en bonne santé, parce qu'il n'a pas encore subi de lavage de cerveau!
O daha çocuk. Bu bir evre.
Il est encore jeune, ce n'est qu'une phase.
Dünkü buzkaşi, çocuk oyunu gelirdi, o günkü çapandazlara. Hele içlerinde bir yaşlı çapandaz vardı ki daha ilk kapışmada, en korkulası olduğunu kanıtlamıştı.
Pour les chapandaz de ce temps, le Bouzkashi Royal... n'aurait été que l'exercice préliminaire... d'un plus vaste et dangereux exploit.
Kahrolası, çocuk. Daha tam büyümemiş bir kız için bile hazır değilsin. New Orleans'lı o kadınlardan biri seni tutsa, anne diye ağlarsın.
Dieu aime tant le monde, qu'll a donné Son fils et celui qui croit en Lui aura la vie éternelle.
Ta ki artık bir anlamı kalmayana kadar. O zaman bir daha asla siyah bir çocuk okulda biri ona zenci dediği için ağlamazdı.
jusqu'á ce que le mot se vide de son sens, les gosses ne pleureraient plus parce qu'on les aurait traités de nègres á l'école.
Harge o daha bir çocuk.
[Porte claque] Harge, ce n'est qu'un enfant.
Görünen o ki, Ella ve asker çocuk bir yıl daha dayanmalarını sağlayacak kadar sığır toplamış.
Ella et le soldat ont rassemblé assez de bétail pour tenir une autre année.
Eğer o arabada yanan Michael Myers değilse o zaman bu gece daha başka bir sürü çocuk öldürülecek.
Si ce n'est pas Michael Myers qui a brûlé vif, d'autres enfants vont être massacrés. Il est mort. Je l'ai vu.
Daha önce de bir cinayet işlemişti o çocuk.
Il a déjà un homicide sur le dos.
- Kendini ne sanıyorsun? Bir tür tanrı mı? O daha çocuk.
Vous vous prenez pour Dieu Tout Puissant?
O, daha ufacık bir çocuk.
C'étaitjuste un gosse!
O, daha ufacık bir çocuk.
Juste un gosse!
O zaman bu kahrolası şehirde büyümeyi reddetmiş başka bir küçük çocuk daha var olmalı.
Alors il doit bien y avoir dans cette putain de ville un autre petit garçon qui a refusé de grandir.
Joe, o daha küçük bir çocuk.
C'est une gamine.
Bana bir daha o şeylerden birini atarsan, çocuk hayalarını kopartıp motor yağında kızartırım!
Tu me me balances un truc à la gueule encore une fois gamin... et je vais t'arrache les tripes!
O daha bir çocuk.
C'est juste un garçon.
"bir daha seni hiç kaybetmeyeceğim demiş, küçük çocuk..." "... o kadar sevinmiş ki, mutlunun ıslak, küçük... " "... burnunu öpmüş. "
'Je ne te laisserai jamais plus te perdre', dit le garçonnet en larmes... qui était si heureux... qu'il embrassa Heureux... sur son petit museau humide.
ama diğer yandan... sanırım küçük bir çocuk o daha.
Mais à côté de ça... c'est encore un enfant.
Şu anda o iki çocuk evde oturmuş babalarını bir daha görüp göremeyeceklerini düşünüyorlar.
A l'heure qu'il est, ces enfants se demandent s'ils reverront leur père.
O daha küçücük bir çocuk!
Ce n'est qu'un enfant!
O daha küçük bir çocuk.
Ce n'est qu'un enfant.
Haklısın... O daha küçük bir çocuk.
- C'est ça, ce n'est qu'un enfant.
O daha bir çocuk!
Il ne peut rien vous faire!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]