English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bir çocuk gibi

Bir çocuk gibi Çeviri Fransızca

1,728 parallel translation
Her zaman iyi bir çocuk gibi göründü.
Je l'ai toujours trouvé gentil.
İyi bir çocuk gibi göründü.
Il paraissait gentil.
Şekil değiştiren veya perilerin bıraktığı bir çocuk gibi.
En homme qui se transforme en animal et vice-versa.
İşimiz bitti. Onu üç yaşında bir çocuk gibi gevezelik yaparken bulmayı bekleyerek eve döndük.
Notre travail terminé, on est rentré, on s'attendait à la trouver en train de balbutier comme un bébé.
Bana daha çok kolejden bir çocuk gibi gelmişti.
Franchement, on aurait dit un étudiant.
Ufak bir çocuk gibi konuşursan seni kesinlikle dinlemeyeceğim!
Je ne t'écouterai pas tant que tu parleras comme un adolescent!
Küçük bir çocuk gibi!
On aurait dit un petit garçon.
Kendinizi ona saf bir çocuk gibi göstermelisiniz.
Il faut qu'elle vous perçoive comme un enfant innocent.
Tekrar bir çocuk gibi olmayı istiyorum.
Je veux redevenir enfant.
Senin kuzeninin düğünü ve sen bir çocuk gibi davranıyorsun.
Ton cousin se marie, et tu fais la pisseuse.
Senin derdin nedir? Şımarık bir çocuk gibi davranıyorsun.
Qu'est-ce qui te prend, tu agis comme une enfant gâtée.
Bir çocuk gibi
Des bras de sa mère
Sen şu an bir çocuk gibi sevinçli olmalısın.
Vous n'avez qu'une idée enfantine du bonheur.
Sonja, baban bazen küçük bir çocuk gibi oluyor.
Ecoute Sonja... ton père se conduit parfois comme un gosse.
Neden suçüstü yakalanmış bir çocuk gibi davranıyorsun?
Pourquoi agis-tu comme un enfant pris la main dans le sac?
Evlilik kurumunu düşününce çoğu zaman, okullu bir çocuk gibi hissettiğimi kabul ediyorum.
Et bien, malgré nos liens conjugaux, j'avouerai avoir fréquemment des sentiments propres à un jeune homme.
Kendimi, kendi süpriz partisindeki bir çocuk gibi hissediyorum.
J'ai l'impression d'être un enfant à sa fête d'anniversaire.
Zayıf bir çocuk gibi.
C'est lui le plus faible.
Çok korkmuştu. Küçük bir çocuk gibi kaçıp gitti.
Il a eu si peur, qu'il s'est enfui comme un petit garçon.
Bir çocuk gibi korkusuzdu.
Elle n'avait jamais peur, même petite.
- Bir çocuk gibi yönlendirilmek gerekli değil.
C'est inutile de me tenir comme un gosse.
- Hayır, durumu sadece gördüğüm gibi açıklıyorum ve şu anda bana hiç de öğle yemeği parasını kaybetmiş bir çocuk gibi bile gelmiyorsun, yıldızlar arası imparatorluk şöyle dursun.
- Non, je me cantonne à ce que je vois, et pour le moment, vous ne me donnez pas l'impression de pouvoir intimider un gamin de 10 ans pour l'argent du déjeuner, encore moins de diriger un empire interstellaire.
Mahkemeye onu, korkmuş bir çocuk gibi göstermeliyim.
Je dois convaincre la Cour qu'il est un ado effrayé.
İyi bir çocuk gibi görünüyor... yada şimdilik öyle... Sadist kadın pençelerini ona takmadan ve hatta bir erkek olduğunu unutturmadan önce.
Il a l'air d'être un homme bien, ou du moins il l'est pour l'instant... avant que vous ne l'agrippiez de vos griffes de femmes sadiques et qu'il oublie qu'un jour il a été un homme.
Bir çocuk gibi, serüvenler ve şövalyelerle ilgili şeyleri sevmez miydin?
Quand tu étais petit, tu aimais les histoires de chevalerie et d'aventures?
Çünkü koca bir adam olduğum gün çocuk gibi davranmamanız gerekiyor.
Le jour où je deviens un homme, vous ne devez pas réagir comme des enfants.
Billy'nin içinde küçük bir çocuk var, hepimiz gibi.
Billy a en lui un petit garçon comme chacun d'entre nous.
Morgdaki çocuk ona bir et parçası gibi davranıyordun.
Le corps de ce garçon à la morgue. Tu faisais comme si c'était de la viande.
Çocuk dövme gibi aptalca bir şey yaptırdıysa ne yapabilirsin?
T'y peux rien s'il est assez bête pour se faire tatouer.
Ömer de herhangi bir Amerikalı çocuk gibi alışveriş merkezine takılır. Oradaki tayfa onu iyi tanır.
Comme tout jeune Américain, Omer aime aller au centre commercial, où tous ses potes le connaissent.
Annemim tabiriyle çocuk onu sümüklü bir mendil gibi fırlatıp atmıştı.
Comme aurait dit ma mère, le garçon l'avait "vidée de son jus".
Hala Ditmars'ta. Bir çocuğu var. Çocuk fare gibi amına koyayım.
Elle a pas changé d'adresse et elle a un gosse.
Yani kozmetik ürünlerini kullanmaya başladıklarında genç olan insanlar artık senin gibi düzenli bir hayat kurup çocuk sahibi olmaya başladılar.
Les clientes qui étaient adolescentes quand elles ont commencé à utiliser vos produits, comme vous, commencent à se ranger et à avoir des enfants.
Daha çok bir çocuk çamaşırı gibi, bizde bunun tam karşılığı bir kelime yok.
Mais, celui des enfants. On n'a pas d'équivalent.
Ve George Michael adam olan bir erkek çocuğu gibi davranırken Michael da çocuk gibi davranacak bir adam bulabilmek için ofisine döndü.
Pendant que George Michael jouait le garçon devenant un homme Michael retourna à son bureau et trouva un homme se comportant comme un garçon
Corleone'da sahte not kağıdı veya geç kağıdı gibi şeylere ihtiyacınız olduğunda bunları size sağlayacak bir çocuk vardı.
À Corleone, si tu avais besoin d'un faux bulletin de notes, ou d'un faux mot d'excuse, il y avait un gars qui pouvait t'aider,
Öyle bir getireceğim ki, gelin bile çocuk bezi giymiş gibi duracak.
Je vais tellement le sortir, que la mariée aura l'air d'un gros sac à merde blanc.
Büyük bir balık çocuk gibi yüzmek istemez misin?
Tu ne veux pas nager comme un grand garçon poisson?
Tabii senin gibi yaşlı bir hanımın yanında bir dolu çocuk olması kimseyi şüphelendirmez. Bağlantısı kimmiş?
Des ados avec une mamie, ça éveille pas les soupçons.
Bu da Andy gibi hayali bir çocuk mu?
Encore un enfant imaginaire, comme Andy?
Yükselmiş varlıkların bilgeliğine sahip, şaşırtmaca olabilir ama çoğu çocuk gibi annesinin onayını bekler bir hali var.
Elle a les connaissances des êtres élevés, peut-être tordues. Mais je sens aussi une partie d'elle qui, comme tout enfant, veut l'approbation de sa mère.
Burası gibi tamamen sıradan bir sokakta çocuk kaçırma olayı.
Enlever des enfants dans une rue si ordinaire.
Çocuk gibi, insanda şefkat uyandıran bir tarafın var, Frank.
Il y a quelque chose d'enfantin en vous qui plait beaucoup, Frank.
Ama pek çok durumda, hala bir grup çocuk gibi davranıyoruz, oyun bahçesinin etrafında koşuyoruz, umutsuzca içine girmeye çalışıyoruz.
Mais tout au fond de nous, on reste des gamins qui courent dans la cour de récré, essayant de trouver notre place.
Eğer benim bir çocuk değil de, bir aslan olduğumu düşünürsen, bir sirk hayvanıyla konuşuyormuş gibi yüzüme daha kolay bakarsın.
En me voyant comme un lion au lieu d'un gamin difforme, vous avez une bête de cirque qui parle, c'est plus facile à regarder.
Burada benim gibi bir çocuk daha görmek hoşuma gitti.
Mais je suis vraiment ravie qu'il y ait une autre gamine ici.
Küçük bir çocuk görmüştüm. Elinde lolipop gibi bir şey vardı. Ne bilmiyorum.
Et j'ai vu ce gamin, avec une sucette, ou un truc du genre.
çocuk gibi belli bir kalıba sokulmaya değil. Şayet kendi çocukluğuma dönüp, düşünürsem ;
Ils ont besoin de trouver leur propre voie, ne pas être forcés dans un moule étant enfants.
Eğer beni bir çeşit çocuk pornosu... ya da bunun gibi tuhaf şeyle... suçluyorsanız aradığınız... adam ben değilim.
Si vous cherchez de la porno de gosses ou un truc dans le genre, oubliez-moi.
Çünkü ileri bir tarihte spermi kullanarak çocuk sahibi olmaya karar verirsek her şeyin başladığı anda bir bağımız varmış gibi olur.
Ok, je pense que je serai capable de passer dans ton quartier mais je pourrai seulement rester dix minutes! J'attendrai.
Bu yapımda işler iyi yağlanmış bir makine gibi işler ve şüphesiz bu tepeden başlar, fakat, söylemek istediğim, hepimiz diziyi seviyoruz, elektrikçiler, ışıkçı çocuk, doktor, makyöz ve yiyecek içecek servisi yapanlar.
Cette production est une machine bien huilée et ça part bien sûr du sommet. Mais nous aimons tous la série. Electriciens, éclairagistes, médecins, maquilleurs, traiteurs.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]