Onu yakaladılar Çeviri Fransızca
238 parallel translation
Onu yakaladılar.
Ils l'ont pris.
Onu yakaladılar efendim ve hayatı tehlikede. Buraya çok zorluklarla geldim.
C'est notre chance de tester notre nouveau Gaz de Paix.
Onu yakaladılar mı? Kim?
Alors on l'a arrêté!
Bir düzine insanı öldürdükten sonra en sonunda onu yakaladılar.
Ils l'ont arrêté après son 6e meurtre.
Polisleri üzerine saldın. Onu yakaladılar.
Vous l'avez libérée?
Onu yakaladılar. Aradıkları adamı yakaladılar. Bana artık bir şey yapamazsın.
Ils ont arrêté l'homme qu'ils cherchaient. vous n'y pouvez rien.
Sence onu yakaladılar mı?
Maintenant calmez-vous.
Onu yakaladılar.
On l'a ramassée.
Onu yakaladılar ve acımasızca sorguya çektiler.
Il a été arręté et interrogé.
Onu yakaladılar. Orada o...
Mais les autres... le rattrapèrent... là... dans ce...
Onu yakaladılar
- Et ils l'ont prise.
- Onu yakaladılar.
- Ils l'ont eu.
- Evet, onu yakaladılar.
- Ils I'ont emmené.
Onu yakaladılar mı?
Ils l'ont attrapé?
Babam bankayı soymaya çalışmıştı, ama onu yakaladılar.
Il a tenté un braquage, mais il s'est fait prendre.
- Sence onu yakaladılar mı?
- Velma - Tu pense qu'ils l'ont?
Onu yakaladılar!
Ils l'ont repris!
Ama onu yakaladılar.
Mais ils l'ont rattrapé.
Onu yakaladılar ve astılar.
Ils l'ont rattrapé... et ils l'ont pendu.
Onu yakaladılar.
Elles la tiennent.
Onu yakaladılar.
Ils l'ont. Fais attention.
- Onu yakaladılar mı?
Elle est partie?
Nasıl olduysa açığa çıktım... ve onu yakaladılar...
On a du manquer de vigilance et... ils l'ont coincé.
Onu yakaladılar, onu ajan diye yakaladılar, ki öyle değildi ve bir yıl boyunca bunu ona açıklamaya çalıştım.
Puisqu'il était arrêté, il devait être un espion. J'ai mis un an à le lui expliquer.
Onu yakaladılar mı acaba?
Je me demande s'ils l'ont attrapé.
Onu yakaladılar. Üç yıldır içerde.
Ils l'ont arrêté et ça fait trois ans qu'il est là.
Onu yakaladılar.
Il a ete repris.
Onu yakaladılar.
Ils l'ont eu.
Ve öldürülen çocukların anne babaları onu yakaladılar ve öldürdüler.
Les parents se sont rassemblés... et l'ont tué.
Onu yakaladılar.
Ils l'ont gardé.
Sence onu yakaladılar mı Neddy?
Tu crois qu'ils l'ont eu?
Iroquoiler. Onu yakaladılar.
Ce sont les Iroquois qui l'avait attrapé.
- Onu yakaladılar.
ils le tiennent.
Onu yakaladılar.
Tué.
Onu nasıl yakaladılar?
On n'est jamais en sécurité.
Yakaladılar mı onu?
Ils l'ont déjà emmené?
Bir ata doping yaparken yakaladılar onu.
Ils l'ont pris à doper son cheval.
Araplar onu yakaladı ve konuşturmak için işkence yaptılar.
Les Arabes l'ont capturée et torturée pour lui extirper des renseignements.
- Bu Ian, kesin yakaladılar onu.
Je sais que c'est lui! Ils l'ont pris!
Bu fanatik hırsızlar, Mao Tse-Tung denen kişi liderliğinde, Bayan Johnson'ı kısa ama ölümcül bir an için savunmasız yakaladılar ve onu ortadan kaldırdılar.
Oui, ces voleurs fanatiques dirigés par un certain Mao Tsé-toung, surprirent Mlle Johnson dans un bref moment d'inattention et la détruisirent comme ils sont prêts à faire à tout moment pour libérer quiconque hésite devant la défense de la démocratie.
Yok birşey. Yakaladılar onu.
Enfin, ils l'ont.
Kaçmasına izin vermektense onu öldürmeliydim ama fırsatını bulamadan beni yakaladılar.
Je devais le tuer plutôt que de le laisser fuir, mais ils m'ont démasqué avant cela.
Bir tane yakaladılar ; ama onu yakalamadılar.
Ils ont attrapé un requin, pas le requin.
Onu üç gün önce yakaladılar. Asıldı. Cesedini çürümeye bıraktılar.
Il a été pris, il y a trois jours... pendu et abandonné aux rapaces.
Orada, avcılar onu yakaladı ve köle yaptılar. Sonra kaçmasın diye ayağını kestiler.
Les marchands d'esclaves l'ont attrapé... et ils l'ont vendu comme une marchandise... et ils lui ont coupé la moitié du pied... pour qu'il ne s'échappe plus.
Saatte 50 mil yaptığını tespit ettikleri için onu aşırı hızdan yakaladılar.
Un jour, on l'a arrêtée parce qu'elle roulait à 80.
Janet ile şu köşede tanıştılar, şurada tam da önümde ona evlenme teklif etti burada evlendiler, piyanonun yanında ilk kavgalarını ettiler kız onu bilardo odasında başka bir kadınla yakaladı, koridorda silahla vurup öldürdü.
Il a rencontré Janet là-bas, lui a demandé sa main juste ici, l'a épousée là, et s'est disputé avec elle près du piano. Il l'a trompée près du billard, elle l'a tué devant l'entrée.
Peki... Yakaladılar mı onu?
On l'a arrêté?
- Helikopterler geldiği sırada uçağını göle indirmek üzeriydi böylece onu da yakaladılar.
Et l'acheteur? - Il se posait sur le lac quand l'hélicoptère est arrivé. Ils l'ont arrêté.
Bir çift O'Charlotte polisi, onu bir markette yakaladılar.
A Charlotte, des flics l'ont pris en train de cambrioler une épicerie,
ama onu önce yakaladılar bu şekilde onları kurtaramazsın!
Mais ça l'a mise en danger. Vous ne la sauverez pas dans votre état.