English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ O ] / Orta

Orta Çeviri Fransızca

7,844 parallel translation
Öncelikle göğsünün üzerinde, daha önce orta hat kesimi yapılmış.
L'incision de sa poitrine a été réalisé via une incision médiane avant.
Orta okul dansı.
C'est un bal de collégiens.
Evlat derken de, orta yaşlı yetişkin diyorum.
Et par "petit", j'entends "adulte d'âge mur".
Yani, yetişkin beyaz erkek, orta kalibreli tabanca ile vurulmuş.
Donc, un homme blanc adulte, tué avec un pistolet de calibre moyen.
Orta çağlarda Wesen ırklarını saf tutmak için kurulmuş bir örgüt.
C'est... une ancienne organisation fondée pendant le moyen âge Pour garder les wesen pures.
Ve sonra artık o orta okuldaki korkak çocuk değilim ben anlarsın ya.
Et là, je ne suis plus ce gamin effrayé, vous voyez?
- Yok canım, orta yönetimdeniz.
Nous sommes la gestion intermédiaire.
Willie Pep, hafif sıklet, orta sıklet.
Willie Pep, poids léger, poids moyen.
Ayrıca, yıllık maaşını, en sevdiği gruplarını ve Orta Doğu'dan Orta Dünya'ya her şey hakkındaki politik tutumlarını biliyoruz.
C'est un oeillet violet. - Qu'est-ce qui se passe? - Rien.
Az önce atandığımı gördüm ve beni liseye atamışsınız ama ben orta okula atanmak istediğimi belirtmiştim açıkça belirtmiştim.
Je viens d'avoir mon affectation et ça dit que j'enseigne en lycée, mais j'avais spécifié très clairement que je voulais enseigner enseigner à des collégiens.
Ve olay şu ki..... ben bu tecrübeyi kullanarak daha genç kızları, mesela orta okulluları sinsi kızlar olmaktan kurtarabilirim.
Mais voilà Je veux utiliser cette expérience Pour empêcher les jeunes filles, comme les collégiennes, de devenir de filles méchantes.
Orta okul kontenjanları dolmuş.
Il n'y avait plus de créneau au collège.
Bir erkek ve bir kadın arıyoruz orta yaşlarında, beyaz on altı yaş altı çocukları hedef alan.
On recherche un homme et une femme, d'âge moyen, blancs, s'en prenant aux enfants de moins de 16 ans.
Devre patlaması yaşandığında orta hat üzerinde çalışıyordum.
Je travaillais sur la médiane quand le circuit a cramé.
Pardon. Köşedeki beyfendi Orta Ağaç Topuzu için pazarlık yapmak istiyor.
Pardonne moi, mais le gentleman dans le coin voudrait négocier le prix de la masse médiévale.
Burada işimiz bittikten sonra, orta halkaya gidebilir ve sana bir kaç yeni takım bakabiliriz.
Une fois qu'on aura fini ici, on ira dans l'anneau central et je te laisse prendre quelques nouveaux costumes.
James Lisa ile ilk defa, onun red hawk orta okulunda birincisi sınıflarıyla konuşması sırasındaydı. Vurulmadan yaklaşık 2 yıl önce.
James à rencontré Lisa quand il est venu parler à sa classe de CP à l'école de Red Hawk environ deux ans avant la fusillade.
Kibirli insanlar ve orta yaşlıların sorunlarıyla uğraşıyor olacağım.
Et moi un océan de morveux et de problèmes lombaires.
- Orta düzey çalışanlar.
Des employés de niveau moyen.
- Büyüğü mü alayım, orta boy olanı mı?
Le gros ou le moyen?
Wesen'ı, orta çağlardan bu yana Waeldreor olarak bilinen şeye dönüştürmüştü.
"Cela a complètement transfiguré le Wesen " Dans ce que l'on a connu depuis le Moyen Âge comme un Waeldreor.
Evet, herkesin de bildiği gibi sorunumuz, geçen hafta Butters spor salonunu ateşe verip, herkese orta parmak işareti yaparak kaçmaları.
le problème avant de partir et de faire des doigts d'honneur.
Silva Rochesterlı orta sınıf bir aileden geliyor.
Sylva vient d'une famille de classe moyenne de Rochester.
Biraz orta yönetim süt çocuğu havasında.
Il est plutôt du genre timide
Sahte kızıl saçlı birini arıyorum. Orta boyutta bir boynu olan.
Je veux une fausse rousse.
O bir orta okulda müdür yardımcısı ve ikinize de ceza verebilir.
Ceci est une principale adjointe de collège et elle peut vous coller toutes les deux.
Orta okulu bitirmeden okuldan ayrıldı.
Il a quitté l'école avant d'avoir son brevet.
- Evet, bir Derrick Storm romanında araştırmama yardımcı olmuştu ama o zamanlar orta çapta bir adamdı.
Sérieusement? Oui, il m'a aidé dans les recherches pour un des romans de Derrick Storm Mais à l'époque il était juste un homme de main.
Cheap Trick'in çok güzel bir orta batı sound'u var.
Il y a quelque chose de merveilleusement Midwest dans Cheap Trik
Kaşık dolusu mayonez, aynı büyüklükte ekmekler, sadece orta büyüklükte somunlar.
Une cuillère de mayo, bien étalée, et des tranches de pain du milieu seulement.
Bir sürü boş alan var. O kadar boş alanın orta yerinde bu şehirden çok acayip, çok havalı bir şey çıkıyor.
Je veux dire, il y a beaucoup d'espaces, et au milieu de tout cet espace, certains des trucs les plus cool et flippant viennent de cette ville, vous savez,
Burasının Teksas'ın orta yerindeki liberalizm vahası olduğunu düşünen çok kişi var.
Tu sais, beaucoup de personnes pensent que cette oasis de libéralisme au milieu du Texas...
Güney Amerika ve Afrika'nın Orta Amerika'ya açılan kapısıydı. Bilirsiniz her ne kadar tarihimizin bu kısmıyla pek gurur duymasak da Afrika'dan köle olarak getirilen yüz binlerce insan köle olarak Amerika Birleşik Devletleri'ne buradan giriş yaptı.
Une partie de notre histoire dont nous ne sommes pas fiers, c'est que... c'est le port qui a reçu des centaines de milliers, si pas des millions, d'Africains amenés aux États-Unis pour être vendus comme esclaves.
Üstelik, alt ve orta sıraların benzerliklerini göz önüne...
en termes de... Wirt.
Orta okula kadar yüzmeyi ve bisiklet.. .. sürmeyi bile bilmiyordum.
Je ne savais pas nager ni faire du vélo avant le milieu du collège.
Orta okulda beden eğitimi dersine girerdi.
Il enseignait à l'école primaire.
Orta seviyeli bir firmada orta seviyede bir muhasebeci.
C'est un comptable moyen dans un cabinet moyen.
Evet demedim... henüz ayrıca bu ulu orta tartışılacak bir konu da değil.
Je n'ai pas dit oui... encore, et ce n'est vraiment pas un sujet pour un débat public.
Başta içerden halledilebileceğini düşünmüştü. Ama dahası orta çıkınca.
Elle pensait que ça pourrait se gérer en interne, mais quand c'est devenu plus grave,
Haklarında iyi eleştiriler yaptığım insanlardan iyi eleştiriler alan orta karar bir romancı olmak bana göre değil.
Je refuse d'être un romancier à moitié pourri qui reçoit des éloges de ceux à qui il accorde de bonnes critiques.
İstediğin miktarda parayı vermeye hazır değilim, tabii askeri güç tehdidi altında vergileri artırabilecek orta büyüklükte bir ülkeysen durum değişir.
Le montant d'argent que tu veux dépasse ce que je prête d'habitude, à moins que tu sois un pays de taille moyenne qui prélève des impôts par la force militaire.
Daha düşük bir fiyat söyleyip orta yolda buluşmayı beklememelisiniz.
Pas de chiffre plus bas pour qu'on marchande.
Bunca yıl geçmesine rağmen orta yaşlı birisi sokakta hala bana "El Jafe!" diyor.
Même après toute ces années, il n'y a pas un jour sans qu'une personne ne me voit et crie, "El Jafe!"
Halinden memnun 3 orta yaşlı adam çok güzel 3 araba kullanıyor.
3 quinquas conduisant de belles voitures.
Aynı Paul Newman gibiyim. Göz rengimiz aynı, orta yaş.
JE SUIS Paul Newman - yeux bleus, la cinquantaine.
Daha iyi vakit geçirdiğim konusunda kendimden eminim çünkü böyle şeyler için tasarlanmış bir araçtayım. Orta motorlu.
Je suis sûr de ne pas avoir passé un meilleur moment car je suis dans la voiture faite pour ce genre de choses.
Ve tabii ki orta motorlu bir aracınız varsa, görünüşü de çok güzeldir.
Ce n'est pas possible dans une voiture standard.
Az önce gösterdiğim şey de orta motor tartışmasının diğer tarafıydı. Yani gaza bastığınızda biraz daha hızlı gidiyor.
C'est l'autre côté de ce genre de voitures, quand ça part, ça le fait un petit peu plus vite.
"Görünüm." Orta.
Apparence. Correcte.
Bu beyefendinin, her iki gerçek orta ön dişi var.
Ce n'est pas Angus!
Orta yaşlarımı böyle tahmin etmemiştim.
C'est pas comme ça que j'imaginais la cinquantaine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]