English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Sanat

Sanat Çeviri Fransızca

9,281 parallel translation
Sanatın anlamsız yıkım ile sarmalayan bir kargaşa istiyorum.
La pagaille autour de la destruction inutile d'œuvres d'art inestimables.
Sanat din gibidir.
L'art, c'est comme la religion.
Eğitim bölge kurulu McKinley'i bir sanat okulu yapma kararı aldı.
Le Comité de l'Éducation a décidé de faire de McKinley un école d'arts.
Bundan çok kısa bir süre sonra sen ve ben, William, McKinley Sanat Lisesi'nin konser salonunda olacağız.
D'ici peu de temps, vous et moi on se trouvera dans la salle de répétition du lycée William McKinley pour la pratique des arts.
Evet. Ve bizim kısa süreli çözümümüz sanat programlarını tamamen kaldırmaktı.
Et notre solution à court terme a été d'éliminer les programmes d'arts.
Ve güzel karım da koridorun sonunda çocuklara dünyanın en iyi sanat okullarına girmeleri için yorulmadan yardım ediyor olacak.
Et ma magnifique épouse sera juste dans le hall travaillant sans relâche pour aider les gamins à entrer dans les meilleures universités d'art du monde.
McKinley Lisesi sahne sanatları konusunda....... büyük bir başarı yakaladı. Sanatı gözler önüne seren örnek bir devlet okulu olarak ülkenin her bir yanına kopyalanıyor.
Le lycée McKinley pour les Arts de la Scène est devenu un écrasant succès, un modèle pour les écoles publiques qui mettent en valeur les Arts maintenant reproduit à travers tout le pays.
En iyisiydi sanatının. ~
♪ He was a top man at his craft ♪
Kesinlikle berbat olacağından emin olduğum bir sanat galerisine gitmek isteyip istemediğini soracaktım aslında.
J'étais sur le point de te demander si peut-être tu voulais regarder ce show artistique qui je suis sûre va être absolument super...
Marn, bu bizim sanatımız, değil mi? Yaptığımız şey bu.
Marn, c'est notre art, d'accord?
Bu kutu sanatımızı güçlendiriyor, tatlım.
C'est ce qu'on fait. Cette boîte rend notre art plus fort, chérie.
Sue bu çocukları sanatın var olmadığına ikna etmiş.
Sue a convaincu ces jeunes que les arts n'existent même pas.
Önemli sanat eseri, bir koleksiyoncuya ihtiyacın var.
L'Art sérieux, il faut un intermédiaire.
Bir sanat biçimi olarak, yangın fani ve geçicidir.
Le feu est une forme d'Art, un Art éphémère et volatil.
Bir sanat projesi üzerinde çalışıyordu.
Travaillant sur un projet d'art.
Eunice, kendi "sanat müdavimleri" grubuna katılmamı veya kütüphanelerle ilgili bir şeyler yapmamı önerdi.
Eunice voulait que je fasse du mécénat ou que j'aide les nouvelles bibliothèques.
Sanata bayılıyorum, bütün sanat türlerini.
J'adore l'art, sous toutes ses formes.
Aşkı sanat gibidir.
L'amour, c'est comme l'art.
Ve o repliği her duyduğumda, aşkın da sanat gibi özgür olması gerektiğini hatırlıyorum.
Quand j'entends cette réplique, cela me rappelle que... l'amour, comme l'art... doit toujours être libre.
"Sen sanatla dalga geçiyorsun. Sanat da seninle dalga geçecek." derdi
"Vous baisez l'art", a-t-il dit, "c'est l'art qui va vous baiser."
Savaştan kalma sanat eserleri.
des artéfacts provenant de la guerre.
Sanat deposu. Burdan bizi geçirebilirim.
L'entrepôt d'art. Je peux nous faire entrer.
Günlerini sanat yaratmadan geçiriyorsun, hayal bile edemiyorum.
Tu vis au quotidien sans jamais créer d'art. Je peux pas imaginer.
Bilmiyorum okuldaki çocuklara bakıyorumda hayatlarında hiç sanat yok ve bende olanın onlarda olmasını istiyorum.
Je sais pas, j'ai juste.. Je regarde autour de cette école, Je vois tous ces enfants qui n'ont pas les arts dans leurs vies, et je veux qu'ils aient ce que j'ai eu...
Yani, sanat önemlidir.
Les arts sont importants.
Tamam, Will Schuester'ı kaybedeceğiz senin liderliğindeki McKinley Lisesi. devlet okullarındaki sanat gösterilerinde en dipte olacaktır!
Bien, alors nous allons perdre Will Schuester, et cela sera sous votre direction que McKinley High deviendra la dernière en date d'une longue liste d'écoles publiques qui n'aident plus les arts de la scène, quelqu'ils soient!
Kısacası, eğer New Directions kazanmazsa,... sadece Glee Kulübü değil, okuldaki tüm sanat ve müzik programları iptal edilecek.
Si les New Directions perdent, le Glee Club mettra la clé sous la porte, et tous les cours d'art et de musique seront bannis de l'école.
Sanatı ne kadar kurtarmak istesem de,... en büyük başarım, şu anda önümde oturan insanlardır.
Malgré la dureté avec laquelle je veux sauver les arts, ma plus grande réussite provient des gens assis face à moi.
- Hangi sanat?
De quoi?
Onlara bunun sanatçının ismi ya da ne kadar uğraş gerektirdiğiyle ilgili olmadığını hatta sanatın kendisiyle bile ilgisi olmadığını söylerim.
Je réponds qu'il ne s'agit pas du nom de l'artiste ni de son talent ni même de l'art lui-même.
Yaratıcılığı takdir ettim ama bu bir sanat projesi değil.
J'apprécie ta créativité du moment mais ce n'est pas un projet artistique.
Herkes işkence edebilir ama fiziksel zarar vermeden birini tahrip etmek asıl sanat o.
Tout le monde peut torturer, mais briser quelqu'un sans le blesser physiquement c'est tout un art.
Sanat, Niklaus için bir sığınaktı. Günümüzde de geçerliliğini koruyor.
L'art était une sorte de sanctuaire pour Niklaus et l'est toujours à ce jour.
Sanatımızı istismar edenlerden uzaklaştırdım. Bizi şeytan gibi görenlerden. En önemlisi de onu, kendisinden korudum.
Je l'ai protégée de ceux qui abusaient de notre art, nous diabolisaient, et, plus important encore, je l'ai protégée d'elle-même.
Gerçek sanat hiç bitmez, sadece bırakılır.
L'art véritable n'est jamais fini, c'est seulement abandonné.
Sanat malzemesi bunlar.
C'est du matériel d'art.
Sanat öğrenmek istedim, sonra sanat yaratmak.
Je veux étudier l'art, et après faire ça.
Kadınlar arasındaki kutsal sanatın ve kutsal meyven...
Vous êtes bénie entre tous les femmes. et le fruit de vos entrailles...
Defile ve gösterilerde sanat yönetmeniyim.
Je suis directeur artistique de défilés.
Hayır kırık değildi, bir sanat eseri için poz veriyordum.
- Non, je posais pour une œuvre d'art.
Batı resim sanatında çok az sayıda tablo bu denli eşsiz kâbusvari bir şeytani cinselliğin dışavurumunu yansıtır.
Peu d'images de l'art occidental irradient d'une telle et... unique puissance cauchemardesque de sexualité démoniaque.
New York Sanat Köşesi, yediği resmi duyunca çıldırdı.
La Brigade Artistique de NY ont bondi quand ils ont su ce qu'il a mangé.
Sanatım.
Mon art.
Dr. Chilton bu sanat mı?
Chilton, est ce de l'art?
Sanat.
Art.
Beni daha fazla tanımak istediğini söylemiştin. Beni tanıman için şunu söyleyebilirim. Sanatı seviyorum.
Alors j'ai pensé que je pourrais partager que j'adore l'art.
Kahve getirme sanatında üst düzey eğitimli bir ajan.
Hautement formée et qualifiée dans l'art de servir le café.
Muhtemelen göremeyen bir adamın sanat galerisinde ne yaptığını merak ediyorsundur.
Vous devez vous demander ce que fait un aveugle dans une galerie d'art.
Sanatı takdir etmek için görmeniz gerekmez.. ... ama dürüstlük gerekir.
Pas besoin de voir pour apprécier l'art, en revanche, il faut être honnête.
Aldatma sanatında sizden daha ustayım.
J'ai plus d'expérience dans l'art de la tromperie.
Hem sanat galerileri de var orada.
Au moins, ce sera plus sec et il y aura moins de galeries d'art.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]