Sanatçılar Çeviri Fransızca
957 parallel translation
Bir nedenden ötürü, buraya bulduğum sanatçılar fazla kalmadan gidiyorlar.
J'en ignore la raison, mais les artistes que j'engage ne restent pas longtemps.
Sanatçılar yardıma ve nüfuza ihtiyaç duyarlar
Une artiste doit connaître des gens influents.
Sanatçılarımla kontrata ihtiyacım yok.
Je n'ai pas besoin de contrat avec mes artistes.
Bilirsiniz, sinema sanatçılarının sosyal hayatı zengindir.
Ces acteurs sont mondains.
Filozoflar yapıyor, sanatçılar yapıyor, bilim adamları yapıyor...
Les philosophes et les artistes le refont bien, les scientifiques aussi.
Fransa'daki sanatçılar da şöyle diyordur :
Vous réalisez le nombre d'artistes en France qui se disent :
Almanya'da çok sayıda Yahudi, gazete ve filmlerle... ırkdaşlarının onları Alman sanatçıları olarak takdim etmesiyle... şöhrete kavuştu.
Dans les journaux et les actualité filmées, leurs acolytes juifs.. .. les présentaient au public comme des artistes allemands. Le juif Richard Tauber partit pour New York et fut regretté comme une "perte" pour l'art allemand.
Ekselansları sarayı Hynkelstrasse'ye dönmek üzere yola çıkıyor ve yolunun üzerinde, Tomanyalı sanatçıların geçmişle yarını birleştiren eserleri ile selamlanıyor.
Quittant le lieu de son triomphe, il rentre par la Hynkelstrasse, bordée des chefs-d'œuvre de la Tomainie moderne : la Vénus d'aujourd'hui, le Penseur de demain.
Demek istediğim, sanatçıların, eli açık bir patrona ihtiyaç duydukları düşüncesinin modası çoktan geçti.
Dépendre d ´ une généreuse admiratrice... n ´ est plus de notre temps.
İş dolayısıyla birçok kişiyi tanıyorum. Editörler, sekreterler, diğer eskiz sanatçıları, bilirsiniz işte. - Ama siz benim ilk gerçek arkadaşımsınız.
J'ai bien des relations d'affaires... éditeurs, dessinateurs... mais vous pourriez être mon premier ami véritable.
- En iyi varyete sanatçılarının yanında olacaksın.
- Vous serez avec les meilleurs artistes.
Bilim adamları, endüstri ve ticaret liderleri, sanatçılar... hatta Tanrının rahipleri! Hissiyatımı bir yana bırakarak soruyorum...
Des scientifiques, des chefs d'entreprise, des artistes et même des prêtres!
Dediklerine göre, Kont sanatçıların eli açık bir hamisiymiş.
- Vous trouvez que je suis un monstre? - Peut-être.
Her devir, her çağ ; sanatçıların taştan, bronzdan veya tuvalden yarattıkları eserlerle, bizlere görünür.
Chaque époque devient visuelle quand l'artiste... la recrée dans la pierre, le bronze ou sur une toile.
Hoş geldiniz sanatçılar, hoş geldiniz hepiniz!
Bienvenue à tous, mes maîtres!
Ancak sanatçılar için farklı bir tür ıstırap vardır. Kıştan da kışın getirdiklerinden de daha kötü.
Cependant, pour les artistes, il existe une souffrance qui dépasse celle causée par l'hiver ou la pauvreté.
Dünyanın en büyük sanatçılarından birisi masamızda oturuyor. Neden ondan yapmasını istemiyorsun? Bu işi de araya alabilirsin, dostum.
Un des plus grands artistes du monde entier se trouve assis ici, pourquoi ne pas lui demander de le faire?
Sanatçıların karşılaştığı türden bir sorun.
Voilà qui est nouveau. Un artiste qui a un problème concret.
Sanatçıların benden daha dayanıklı olması gerektiğini biliyorum.
Les artistes qui arrivèrent à quelque chose ont dû endurer bien plus que moi.
Tüm sanatçıları şahsen tanıdığınızı hissedeceksiniz.
On avait l'impression de connaître personnellement les artistes.
Büyük yaratıcılar, düşünürler, sanatçılar, bilim adamları, mucitler kendi çağlarının insanlarına karşı tek başlarına durmuşlardır.
Les grands créateurs, penseurs, artistes, chercheurs étaient toujours seuls face à leurs contemporains.
Geliyor. Hepsi geliyor, sanatçılar için bir yer.
Il vient aussi... tous, c'est une réunion d'artistes!
- Ver şunu. Sanatçılar için zor zamanlar.
- Sale époque pour les artistes.
- Sanatçılar.
- Les artistes...
Ve şimdi de bayanlar baylar, karşınızda dahiler, büyük yetenekler, sanatçılar.
Les cerveaux, l'artiste, les acteurs!
Şu sanatçılar çılgın insanlar.
Les acteurs sont dingues.
Sana bir erkek ve bir kadının organlarını getirdim. Sanatçılar tarafından korunacak.
Usez de votre art pour qu'ils connaissent un repos éternel.
Bunu Thebes'in en iyi sanatçıları yaptı. Sende ona benziyorsun.
Ce masque lui est trait pour trait ressemblant.
Kadınlar büyük sanatçıları severler.
Les femmes aiment les grands artistes.
Bütün sanatçılar şapka dolaştırırlar ve hiçbir zaman da bundan zararlı çıkmazlar.
Tout les artistes font tourner un chapeau, et aucun ne revient bredouille.
Doğulu sanatçılar.
Des artistes orientaux!
- Hemen. Kimse sanatçıları anlamıyor.
Les artistes c'est des incompris il faut jamais généraliser
Sadece sanatçılar arasındaki yakın ilişki.
A part ces familiarités qui semblent admises entre artistes, non.
Siz sanatçılar etiketten hiç anlamıyorsunuz.
Vous, les artistes, n'avez aucune notion d'étiquette.
Ve sanat eseri gibi, sanatçılar tarafından yaratılır.
Et telle une œuvre d'art, est créée par un artiste.
Televizyon kameralarının her yere burnunu soktuğu bu günlerde muhtemelen tanınmış devlet adamlarının, sanatçılarının evlerini ziyaret etmeğe daha alışıksınızdır.
Oh, de nos jours, quand les caméras de télévision vont de partout vous êtes problement plus habitué les maisons des hommes d'états bien connus, des artistes.
Sanatçıların en iyisiyim ben.
Oui. Princesse.
Sen bir yazarsın ve sanatçıların şık olma zorunlulukları yoktur.
Je vous en prie, vous êtes journaliste, écrivain! Les artistes n'ont pas le devoir d'être élégants.
Bildiğiniz üzere, burada Avrupa'nın her yerinden gelen sanatçılar var.
Vous savez madame ici nous avons des artistes de toute l'Europe
Bayan Lemmon, önerilen sanatçılar listesini yollar mısın?
Mlle Lemmon, donnez-moi la liste de propositions de divertissements.
Dünyaca ünlü sanatçılar gözlerinizin önünde ölüme meydan okuyan gösteriler yapıyor.
Et de célèbres acrobates défiant la mort sous vos yeux.
Ayrıca mimariye, heykele, resme hamilik eden de olmazdı ;.. ... rahat bir yaşam sanatçılar için hayal olurdu.
Et j'ajouterai, ni maître architecte, sculpteur ou peintre, et pas de vie confortable pour les artistes.
Sanatçıların hayatını prenslerle tiranlar yönetemez.
Les princes ne devraient pas diriger la vie des artistes.
Şu sanatçılar, hepsi aynı.
Tous les mêmes, ces artistes.
Filmin yapımcıları, aktris Gloria Swanson ve Boston'lu banker Joseph Kennedy senarist-yönetmen olarak dönemin en yaratıcı ve tartışmalı sanatçısı Erich von Stroheim'i seçmişlerdi.
Les producteurs, l'actrice Gloria Swanson et le financier Joseph Kennedy engagèrent l'auteur-réalisateur le plus créatif et controversé de son époque, Erich von Stroheim.
Burda sanatçılar değil, seyirciler güler.
Aux Funambules, c'est le public qui doit rire!
Olmalılar zaten. Adam bir sanatçı.
J'en connaissais tous les traits et les voilà tous reproduits là.
Dediğiniz gibi, burada sanatçılar var.
De combien disposes-tu?
... sanatçılar, avukatlar falan gidiyor mekanına.
actrices, avocats...
Sanatçıların koruyucu azizesi olduğun için mi? - Bütün hafta boyunca olduğu gibi senden bir adım geride. - Sen neredeydin?
- Où étais-tu?
Sanatçılar gelir, gider.
- La famille survivra.