Sanatçı Çeviri Fransızca
5,217 parallel translation
Patrick serbest çalışan bir sanatçı.
Patrick est un artiste indépendant
Benim için bu, sanatçı arkadaşlarım ve işadamları ile takılmak.
Pour moi, c'est de côtoyer mes collègues artistes et businessmen.
Bu hafta şirketteki bütün sanatçılarla görüşüyorlar.
Ils rencontrent tout les artistes du label cette semaine.
Ama artık sen Highway 65'ın biricik sanatçısısın, sen ve ben bu durumdan bir avantaj sağlayabiliriz, birkaç takım elbiseliyle el sıkışır, ve onları... -... Highway 65 için heyecanlandırabiliriz.
Mais maintenant que tu es la seule artiste de Highway 65, nous pouvons y aller et profiter de la situation, serrer la main à des gens en costard et faire en sorte qu'ils s'intéressent à Highway 65.
Şimdi gerçek bir sanatçıyı ve gerçek bir efsaneyi takdim etmek benim için bir onur.
Et maintenant, j'ai l'honneur de vous présenter une vraie artiste et une vraie légende...
Ve bu yüzden sizlere özellikle, bulduğum inanılmaz yetenekli, şirketim Highway 65'ta ilk sanatçım olmasını istediğim genç bir kızı takdim etmek istiyorum.
Et comme cadeau, spécialement pour vous, je voulais vous présenter une jeune fille que j'ai découverte qui a un talent incroyable, et que je voulais en tant que toute première artiste signée sur mon label Highway 65.
- Hey. Hey. Sanatçımla konuşmamın bir sakıncası var mı?
Ça ne vous dérange pas que je parle avec mon artiste?
- Hiç bilemezsin. - Bilmiyoruz, biz sanatçıyız.
On ne sait jamais, on est des artistes.
Sen bir sanatçısın, değil mi?
Vous êtes une artiste, n'est-ce pas?
- diğer sanatçılar da...
- quand d'autres artistes...
- Sanatçılar, doğru.
- Des artistes, oui.
Hayır, ama tüm yeni sanatçılarımızı basına tanıtıyoruz.
Non, mais tout nos artistes en devenir passeront devant la presse.
Ondan bile daha büyük bir sanatçı olman an meselesi.
Une question de temps avant tu sois une encore plus grande star que lui.
Ama... birkaç hafta önce hangi Edgehill sanatçısının beni davet edeceğini düşündüğümü sorsaydın "Will Lexington" derdim.
Si tu me l'avais demandé il y a quelques semaines quel artiste d'Edgehill je pensais être le premier à être invité, j'aurais dit Will Lexington.
Şimdiden diğer şirketteki sanatçılara bakıyoruz.
On cherche déjà des artistes d'autres labels avec qui travailler.
Eğer albümümü tanıtmam için ekstra para verebilirsen ben de bir Edgehill sanatçısını listemin başına çıkarabilirim.
Mais si tu avais la volonté de me donner un supplément d'argent pour vendre mon album, j'aurais la volonté de pousser un artiste d'Edgehill au sommet de la liste.
Luke Wheeler'ın peşinden gitti, çünkü en önemli iki sanatçısını kontrol edemiyor.
Il est allé chercher Luke Wheeler car il ne peut contrôler ses deux têtes d'affiche, et veut quelqu'un d'encore plus connu.
Duyduğum tek şey benim en önemli iki sanatçıdan biri olmamdı.
Je n'ai entendu que je suis une des deux têtes d'affiche.
Rayna Jaymes'in Highway 65'taki ilk sanatçısı.
Elle est la première artiste du label de Rayna "Highway 65".
Albümümle ve sanatçılarımla ne istersem yapacağım.
Et je vais faire ce que je veux avec mon album et mes artistes.
İnandığın sanatçılara bir onay damgası vurmak için küçük bir fırsat. - Böylece onlar açığa çıkarken, senin adınla çıkacaklar.
C'est une petite opportunité pour toi de marquer de ton approbation les artistes auxquels tu crois, de sorte que je puisses utiliser ton nom pour les aider à s'exposer.
- Sen de sanatçısın.
- Tu es un artiste.
Partnerlerim arasında prenslerden beş parasız sanatçılardan tut da Yunan tanrıları ve palyaçolar bile vardı.
J'ai eu pour partenaires des princes et des artistes affamés, des dieux grecs et des bouffons.
- Merak etme, sanatçılar da olacak.
- T'inquiète, il n'y a pas de musique.
En usta trapez sanatçıları bile güvenlik ağı kullanıyor.
Même les meilleurs trapézistes travaillent avec un filet.
Ama ben çılgın, tutkusu olan özgür ruhlu bir sanatçıyım..... ama sen kıçı kırık bir ineksin kimse seni bir yere uyduramaz ama buradasın.
Mais je suis un artiste extravagant libre d'esprit avec la bougeotte, et toi tu es un geek coincé qui ne va nulle part sauf ici.
Sanatçıların bazılarıyla oldukça iyi arkadaşlıklar kurdu.
Il est devenu l'ami de certains artistes.
İşkence görmüş dahi bir sanatçı.
L'artiste en génie torturé.
Ve favori sanatçılarım yaygınlaşmış şarkıcılar Carrie Underwood, Bruno Mars ve Katy Perry gibi.
Je préfère la musique des auteurs-compositeurs grand public comme Carrie Underwood, Bruno Mars et Katy Perry.
Evy sanatçı olmak istediğini söyledi.
Evy m'a dit que tu voulais être actrice.
Bu sırada "Rüzgar Yükseliyor" başrole bir seslendirme sanatçısı bulmaya çabalıyordu.
Pendant ce temps, Le vent se Lève avait des difficultés à trouver un doubleur pour le personnage principal.
Ses sanatçıları değil.
Pas des doubleurs.
Dublaj sanatçısı kim?
Donc qui est ce commentateur?
Hacker'lar kendilerinin sanatçı olduğunu düşünmeye eğilimlidirler.
Les hackers ont tendance à penser d'eux mêmes qu'ils sont des artistes.
Ama robot resim sanatçısı bugün hasta.
Le problème est que le dessinateur de portraits est malade.
Tamam, gayet başarılı bir sanatçısın ve kendi işinin sahibisin.
Eh bien, okay, tu es un, tu es un artiste talentueux, tu as ta propre affaire.
Max tüm aç sanatçılar gibidir... Açtır.
Max était comme tous les artistes affamés... affamé.
Doğru ama açıkça görülüyor ki, sanatçıya göre, Marvin Gaye ve ud yoksunluğu korkutmuş onu.
C'est bon, mais aparremment selon l'artiste, le luth et Marvin Gaye manquent.
Ben sanatçıyım.
- Je suis une artiste.
Gary Larson'dan başka takip ettiğin sanatçı kim?
A part Gary Larson Quel artiste suis-tu?
Ben sanat çalışmaları yaparken sanatçılara bireysel olarak odaklanmam.
Tu sais, je ne me focalise pas tant sur les artistes individuels que sur les oeuvres elles mêmes.
Sanırım şimdi ben de sanatçı oldum.
Je suis une artiste maintenant
En iyi didgeridu ( enstrüman ) sanatçısı, En iyi clapstick ( enstrüman ) sanatçısı
Premier joueur de didgeridoo, et premier joueur de baguettes à percussion.
Ve Helen Alice sen basit bir dövme sanatçısısın aynı zamanda New York filarmoni orkestrasında ikinci obuasın.
- Et Helen-Alice. Tu es une simple artiste tatoueuse... -... qui joue aussi du hautbois pour le New York Philharmonic.
Çeviri : diadem Selam çocuklar. Kariyer Fuarındaki büyük eksikliğe rağmen birçoğunuzun sanatçı olmak istediğinizi biliyorum.
Les gars, malgré le manque total de représentation au forum de l'Emploi, je sais que nombre d'entre vous sont en train de penser à une carrière dans les arts.
Sen bir sanatçısın, sahneyi bulacaksın.
Tu es un artiste ; tu trouveras la lumière des projecteurs.
Pepper Saltzman gibi harika bir sanatçı büyük zarar görüyor.
Cela nuit à un grand artiste comme Pepper Saltzman.
Her zamanki saçak--türleri sanatçılar, düşüşlerin.
Toujours les mêmes... des artistes, des gens sans diplôme.
O gerçek bir sanatçıydı.
C'était un vrai artiste.
Bilirsin, yani ben bir sanatçıyım.
C'est vrai.
Sanatçı Christina Porter işten tanıdığım birinin eski karısı.
l'artiste, Christina Porter, est l'ex-femme d'un collègue à moi ok docteur je suis très impressionné est-ce que tu m'invites? nan. et tu sais quoi?