Santa cruz Çeviri Fransızca
157 parallel translation
Santa Cruz'da sokak ortasında bir ceset bıraktın.
Tu as laissé un homme mort dans la rue, à Santa Cruz.
Ben Brigade'in beni Santa Cruz'a götürdüğünü söyleyin.
Dis-lui que Ben Brigade me ramène à Santa Cruz.
Öyleyse beni Santa Cruz'a götüremeyeceğini biliyorsundur.
Alors tu sais qu'on n'arrivera pas à Santa Cruz.
Geceyi geçirecek misiniz, yoksa Santa Cruz'a mı gideceksiniz?
Vous passez la nuit ici ou vous allez à Santa Cruz?
Santa Cruz'a gittiğimizi söylemiş miydim?
J'ai dit que j'allais à Santa Cruz?
Santa Cruz'dan ayrılalı beri düzgün, sıcak bir yemek yememişlerdir.
Ils n'ont pas mangé de repas chaud depuis leur départ de Santa Cruz.
Seninle Santa Cruz arasında böyle lök gibi oturuyor olması tepeleri aşmayı bir hayli güçleştirecek, öyle değil mi?
Quoi? Il est assis entre toi et Santa Cruz, la colline devient plus dure à monter, non?
- İpse ip. - Santa Cruz'a gidecek.
- Une corde est une corde.
- Ne pahasına olursa olsun.
- Il va à Santa Cruz. - Quoi qu'il arrive.
- Üç günde Santa Cruz'a varırız.
- Partir? - Nous allons à Santa Cruz.
Santa Cruz'da İncil satan birinden öğrendik.
Un vendeur de Bibles nous l'a dit à Santa Cruz.
Ama, Billy'yi güvenle Santa Cruz'a götürebilecek biri varsa, o da sensin.
Mais si quelqu'un peut conduire Billy à Santa Cruz, c'est toi.
Bir an önce Santa Cruz'a ulaşmak için acele etmesi gerekirdi.
Il devrait être pressé d'arriver à Santa Cruz.
Billy'yi Santa Cruz'a bir götürdük mü aftan yararlanırız ve bir daha da asla, asla arkamızı kollamak ya da elimizde silahla uyumak zorunda kalmayız.
- Amnistie. On ramène Billy Boy à Santa Cruz et ensuite, plus jamais... Plus jamais on ne devra surveiller nos arrières ni dormir le fusil à la main.
Delikanlıyı Santa Cruz'a götürdüğünüzü söylediler.
Ils m'ont dit pourquoi vous emmeniez le jeune homme à Santa Cruz.
- Şu tepeyi aştık mı, Santa Cruz'dayız.
- Après cette colline, on sera à Santa Cruz.
Onu Santa Cruz'a götürmek için yola koyuldum bir kere.
Je veux le conduire à Santa Cruz. J'en ai bien l'intention.
- Sabaha Santa Cruz'da olurlar.
- Ils seront à Santa Cruz au matin.
Sabaha Santa Cruz'dayız.
Tu seras à Santa Cruz demain matin.
Seni Cruz'a götürür götürmez özgür olacağız.
On l'aura quand on t'aura amené à Santa Cruz.
Zaten beni Santa Cruz'a götüremeyeceksiniz.
De toute façon, vous ne me conduirez pas à Santa Cruz.
Yarın Santa Cruz'da olacağız, değil mi?
Nous serons à Santa Cruz demain?
Santa Cruz'a ulaşamayacak.
Il n'ira pas jusqu'à Santa Cruz.
Çok eskiden, Santa Cruz'da Şerif olarak görev yapıyordum.
Il y a longtemps, j'étais le Shérif de Santa Cruz.
Whit'e Billy'nin atını yakalatsan iyi olur, yoksa Santa Cruz'a kadar yürür.
Dis à Whit d'attraper le cheval de Billy ou il devra marcher jusqu'à Santa Cruz.
- Santa Cruz'a mı gideceksiniz?
- Vous allez à Santa Cruz?
Böyle birşey geçen sene Santa Cruz'da olmuştu.
Rappelez-vous Santa Cruz, l'an dernier.
bayan Bundy Santa Cruz ile ilgili birşey dedi.
Mme Bundy à dit quelque chose à propos de Santa Cruz.
El Paso'ya yakın bir yerde Santa Cruz adlı küçük bir kasaba var.
Pas loin d'El Paso il y a ce village, Santa Cruz.
Yarın Blackie, Chico, Paco ve sen amigo, Santa Cruz'daki bankayı soyacaksınız.
Demain, Blackie, Chico, Paco, et toi, amigo, vous allez attaquer la banque de Santa Cruz.
Şimdiye Santa Cruz'a varmışlardır.
Ils devraient maintenant être arrivés à Santa Cruz.
lndio ile çetesi az önce kasabadaki bankayı soydu.
Indio et sa bande viennent de dévaliser la banque de Santa Cruz.
Santa Cruz'daki banka soyulmuş!
Ils ont dévalisé la banque de Santa Cruz!
Sakin ol. Planın sadece Santa Cruz kısmını biliyorduk.
Nous ne connaissions qu'une partie de son plan.
Fena olmadı. lndio Santa Cruz'a dört adam gönderdi.
Ce n'est pas si grave. lndio a envoyé quatre hommes à Santa Cruz.
Santa Cruz'dan sonra El Paso'ya doğru gittik ama her yandan kuşatıldık.
Nous étions sur le chemin d'El Paso. Ils nous sont tombés dessus de partout.
Santa Cruz, Santa Barbara, Büyük Los Angeles Bölgesi.
Santa Cruz, Santa Barbara, Los Angeles et son agglomération :
Yardımcılarım helikopterle sizi Santa Cruz'a götürür.
Mes associés peuvent vous emmener jusqu'à Santa Cruz en hélico.
Neden planladığın gibi Santa Cruz'a gidip... birkaç gün dinlenmiyorsun?
Dis-moi, pourquoi n'irais-tu pas pendant quelques jours à Santa Cruz comme prévu?
- Santa Cruz'a varır varmaz sizi ararım.
- Je t'appellerai dès que je serai arrivée.
Saldırdıklarında Santa Cruz'da bulunuyordum.
Je me trouvais à Santa Cruz quand ils ont attaqué.
Santa Cruz. "
Santa Cruz. "
La Jolla'da, Laguna'da, Newport Beach'te ve Santa Cruz'da.
La Jolla, Laguna, Newport Beach, Santa Cruz.
Santa Cruz'da mı?
Santa Cruz?
Santa Cruz'daki Oceanside Tenis Kulübü'nde.
A l'Oceanside Racquet Club de Santa Cruz.
Santa Cruz'dan para karşılığında seks yaptığınız için kovulmadınız mı?
N'avez-vous pas été renvoyé pour avoir vendu vos faveurs sexuelles?
Santa Cruz. " "21 Ocak 1984" - "Julie Jensen'a sor"
Santa Cruz. " "21-01-1984" - "Demandez á Julie Jensen"
Santa Cruz'da, Del Mar Lane 1326 numarada.
1326, Del Mar Lane, Santa Cruz.
Ve bu olaylar, Santa Cruz sahilindeki evinizde... 21 Ocak 1984 gecesi... Baker Sahili'ndeki cinayetler işlenmeden 18 ay önce oldu, öyle mi?
Ces événements ce sont passés dans votre maison de Santa Cruz, le 21 janvier 1984, dix-huit mois avant les meurtres de Baker Beach?
Bayan Jensen... 1983 yılının ocak ayından ekim ayına kadar... Santa Cruz'daki Oceanside Tenis Kulübü'ne üye miydiniz?
Mme Jensen, étiez-vous membre de l'Ocean Racquet Club de Santa Cruz, de janvier á octobre 1983?
Niye? Onu Santa Cruz olayından da sorumlu tutmak için mi?
Pour l'impliquer dans le crime de Santa Cruz?
cruz 19
cruzito 17
santa 21
santana 23
santa monica 22
santa barbara 27
santa fe 56
şantaj 59
santa anna 24
şantaj mı 27
cruzito 17
santa 21
santana 23
santa monica 22
santa barbara 27
santa fe 56
şantaj 59
santa anna 24
şantaj mı 27