Seviyorum Çeviri Fransızca
56,617 parallel translation
- Seni seviyorum tatlım.
- Je t'aime, mon chéri.
Sizinle konuşmayı seviyorum.
J'aime bien discuter avec vous.
Hayır, çok seviyorum.
Non, c'est mon auteur préféré.
- Seninle ilgilenmeyi seviyorum.
- J'aime bien m'occuper de toi.
Ben de nugalı çikolataları seviyorum.
Moi aussi, j'aime les barres au nougat.
Hayır, sadece üçgenleri seviyorum.
Non, j'adore les triangles.
Seni seviyorum.
Je t'aime.
Seni seviyorum Toby tatlım.
Je t'aime, Crêpe au miel...
Ben de seni seviyorum.
Oui, je t'aime aussi.
Seni seviyorum anne.
Je t'aime, maman.
Bu tarafini seviyorum Pee-wee.
C'est ce qui me plaît chez toi.
Bilmiyorum Yalnızca saçmalıkları seviyorum ve benden hoşlanıyorlar.
J'aime les chiens errants, et ils me le rendent bien.
O çocuğu parçalara ayırmayı seviyorum.
J'adore cette enfant.
Martha, o benim kardeşim ve onu seviyorum. Ama nihayetinde durum kendini ne kadar kurtarmak istediğine kalacak.
Martha, c'est mon frère, et je l'aime, mais au fond, ça se résume à savoir à quel point il veut sauver sa peau.
Seni seviyorum, hepsi bu ve...
Je t'aime, c'est tout, et...
Dedektiflikte başarılı olmayı seviyorum, hepsi bu.
J'aime juste être un bon inspecteur.
"Seni seviyorum" de.
Dis "Je t'aime."
Bu yüzü seviyorum.
Ce joli visage!
Seviyorum bu müziği.
Oh, j'adore cette chanson.
Sırf "seni seviyorum" desin diye onunla seks yapmayacağım.
Je ne vais pas coucher avec lui juste pour qu'il dise "Je t'aime".
Sizi seviyorum kızlar.
Je vous aime les filles.
- Odanı seviyorum?
J'adore ta chambre. Ouais?
Onu seviyorum.
J'adore ça.
Ben de seni seviyorum.
Je t'aime, aussi.
Seni de seviyorum, yaşlı adam.
Je t'aime aussi, Papa. Merci.
Sizi seviyorum çünkü her şeye hazırlıksınız, her zaman.
Je t'aime parce que tu es prête à tout. Toujours.
Hayır, seni seviyorum Ally çünkü her zaman dünyayı merak ediyorsun.
Non, je t'aime, Ally, parce que t'es curieuse du monde.
Seni de seviyorum, Linds.
Je t'aime, Linds.
Seni seviyorum çünkü sen sırf kötü öpüştüğümü söylediği için, bir hafta boyunca Jason Foster'ın evini tek başına tuvalet kağıdı ile kaplamış bir arkadaşsın.
Je t'aime parce que tu es le genre d'amie qui met du papier toilette sur la maison de Jason Foster pendant une semaine d'affilée, toute seule, juste parce qu'il a dit que j'embrassais mal.
- Ne olursa olsun seni seviyorum.
Je t'aime, quoi qu'il arrive. - On y va.
Çünkü ben seni seviyorum, sen de beni seviyorsun. Önemli olan tek şey, sevgi.
Je t'aime et tu m'aimes, et c'est tout ce qui compte.
Seni seviyorum evlat.
Je t'aime, mon grand.
Seni çok seviyorum.
Je t'aime tant.
Anneni seviyorum. Seni seviyorum.
J'aime ta mère et je t'aime.
Ama Paul'u daha çok seviyorum.
Mais j'aime mieux... Paul.
- En çok bunu seviyorum.
Y a rien de mieux.
Ben de sizi seviyorum.
Je vous aime tous les deux.
Seni seviyorum, küçüğüm.
Je t'aime, ma petite.
- Kötü kahve seviyorum.
J'aime le mauvais café.
" Seni seviyorum.
" Je t'aime.
" Fergus'u her şeyden daha çok seviyorum.
" J'aime Fergus plus que tout.
" İkinizi de seviyorum.
" Vous aime tous les deux.
Ama onu seviyorum.
Mais je l'aime bien.
Bence onun kendini sevdiğinden daha fazla seviyorum.
Plus qu'il ne s'aime lui même, je pense.
Seni seviyorum Mark.
Je t'aime bien, Mark.
Seni seviyorum Belle.
Je t'aime, Belle.
Ben de seni seviyorum baba.
Je t'aime moi aussi, papa.
Seni seviyorum.
Je vous aime.
Seni seviyorum, baba.
Je t'aime, Papa.
- Yüzümü seviyorum ben.
- Ah oui?
Ben de seni seviyorum.
Moi aussi, je t'aime.