Stéphan Çeviri Fransızca
223 parallel translation
Kral Stephan ve halkı için hüzünlü ve yalnız, pek çok yıl geçip gitti.
De tristes années solitaires passèrent pour le roi Stéphane et son peuple.
- Stephan.
- Stephen.
Resimdeki, Nobel ödüllü arkeolog Profesör William Bennett. Kendisi, Stephan Gomalk tarafından siyasi bir darbe için masum bir piyon olarak kullanılıyor.
Voici le professeur William Bennett, prix Nobel d'archéologie, devenu le pion innocent d'un coup d'État organisé par cet homme, Stephan Gomalk.
Stephan, Stephan.
Stephan. Stephan.
Stephan, kurtarma şansımız var.
Il pourrait être sauvé.
Sana güvenebileceğimi biliyorum, Stephan.
Je sais que je peux compter sur toi.
Stephan.
Stephan.
Stephan, bence ilk öğrenmemiz gereken şey Profesör Bennett'ın casus olup olmadığı.
Il faudrait vraiment savoir une bonne fois pour toutes si le professeur est un espion.
Stephan, Bennett'la konuşmak istiyorum.
Je veux parler à Bennett.
- Fakat, Stephan...
- Mais Stephan...
Stephan, ne oluyor?
Que se passe-t-il?
Neredeyse başarıyordun, Stephan.
Ça a bien failli marcher.
- Nefsini terbiye ediyorsun, öyle mi?
Stephan n'est pas là.
Stefan Zannowich.
Stephan Zannowich.
Stefan Zannowich'ın oğlu yirmisinde genç bir adam olmasına rağmen iyi bir hatipti.
Le jeune Zannowich, Stephan, était un grand orateur, déjà au jeune âge de 20 ans.
Diğer insanlarda becerikliydi fakat onlar 80'inde ve 20'sindeki Stefan'a yetişemezler.
Il y a eu d'autres malins, qui à 80 ans étaient moins avancés que Stephan à 20 ans.
Dinle bakalım Stefan Zannowich neler yapmıştı küçük çaplı kişilerin ondan nasıl korkması gerektiğini anlayan insanlar neler görmüş, dinle.
Ecoutez ce qu'a fait Stephan Zannowich, qui avait vu les hommes et savait combien il est inutile de craindre les hommes.
Zannowich'in hikayesinden alınacak ders onun kendisini ve insanları tanımasıdır.
Stephan Zannowich nous enseigne qu'il se connaissait lui, qu'il connaissait les hommes.
Elbette ki orada bulunan diğerleri, Stefan gibiler.
Il y en aura eu d'autres comme lui, comme Stephan.
Stephan Revanski ve Jan Petrovski, güzel.
Revanski et Petrovski. Parfait!
Stephanıe, bu adamı eşin kabul ediyor musun?
Stephanie, acceptez-vous de prendre cet homme pour époux?
Stephanıe, içeride ki benim babam.
Stephanie, il s'agit de mon pére.
Stephanıe, orada bana nasıl baktığını biliyor musun? Sorunu biliyorsun.
Stephanie, je t'ai vue me regarder.
Hepimiz, Stephan da dahil olmak üzere, bu cezayı gerekli ve adil olarak kabul ettik.
Chacun, y compris Stephan, a approuvé cette forme de punition considérée comme juste et nécessaire.
Nasılsın, Stephan?
Comment vas-tu?
Stephan bir daha mum çalmayacak.
Stephan ne volera plus jamais de bougie.
Ve Stephan, dostum, büyük olasılıkla şimdi hapiste olurdun.
Et Stephan, mon ami, tu serais probablement en prison.
Richard, Bay Stephan'ı selamla bakayım.
Richard, salue Mr Stephen.
Bay Stephan.
Mr Stephen.
Stephan Chow sizi tokatlardı, peki hiç tekmeler miydi?
Avant de te botter le train, est-ce que Stephen Chow te frappait avec ses points?
Bu işeyen köftelerin mucidi efsanevi üstad eski Aşçılar Kralı Stephan Chow.
L'inventeur de ces "Couilles de Boeuf qui Pissent" est un homme célèbre... Stephen Chow, l'ancien "Dieu de la Cuisine".
Merhaba, Stephan Chow işeyen köfteleriniz niye bu kadar popüler?
Stephen Chow, Pourquoi vos "Couilles de Boeuf qui Pissent" sont si populaires?
Stephan Chow?
Stephen Chow...
Stephan Chow'un Şaolin okulundan arkadaşıyım, saygı duyun bana.
Hé, je suis un bon ami de Stephen Chow, respectez-moi.
Stephan Chow niye böyle giyinmiş söyler misiniz?
Je voudrais savoir, pourquoi Stephen Chow ressemble à ça.
Stephan, amma masraf etmişsin!
Stephen, tu y as mis beaucoup d'argent!
Benim evimde değil! Stephans'ların evinde!
Il est chez les Stephan.
Affedersin, Karen Stephans'ın yatak odasında bir adam gördüm.
J'ai vu un homme dans la chambre de Karen Stephan.
Yatırım hesabımızdaki paradan Stephans'a vereceğiz ve kötü cadı kapısını tamir ettirecek.
On doit rembourser les Stephan... et une horrible vieille, pour leurs portes.
İlk önce Stephans'lar.
D'abord les Stephan.
Haydi Stephan, kalk artık.
Allez, Stephan, lève-toi.
- Stephan mükemmel.
- Stephan est excellent.
"Stephan evlilik törenlerinde papatya kullanıyormuş".
Stephan a utilisé des marguerites au mariage des Turnberry.
Kumandan Sheridan, Dr. Stephan Franklin.
Commandant Sheridan, Dr Stephen Franklin.
Çeviri :
Celui qui posait une question embarrassante French Translation by Traduction : Stéphan Levine
Stephan'a?
- billy? - non.
Aptal erkeklerle çıkmaktan sıkıldığı için cumartesi akşamını galerideki partilerde tatlı aşçılığı yapan eşcinsel arkadaşı Stephan Bodean'le geçirmişti.
Fatiguée de l'homme de Néanderthal qu'elle fréquentait, elle passait son samedi soir avec un ami gay, le traiteur de sa galerie, un chef pâtissier nommé Stephan Baudine.
Stephan dışan çıkmayınca Charlotte onun ev davetini kabul etmişti
Stephan n'étant pas sorti du placard, Charlotte a bien voulu venir dans sa cuisine.
Charlotte açık fikirli olmaya çalışıyordu ama Stephan bunu mümkün olduğu kadar zorlaştırıyordu.
Charlotte voulait avoir l'esprit ouvert, mais avec Stephan qui rendait les choses impossibles, c'était dur.
Charlotte ise bunun tam tersinin Stephan'da olduğundan korkuyordu.
Charlotte craignait que ce ne soit le contraire pour Stephan.
- Carrie, Stanford. bu Stephan. - Merhaba.
Carrie, Stanford, voici Stephan.