Süsü Çeviri Fransızca
614 parallel translation
Kızılderililer yapmış süsü verilmiş.
On aurait bien dit les Indiens.
Baş süsü nerede? - Baş süsü nerede?
Où est le diadème?
- Baş süsü nerede?
- Où est le diadème?
Holün aşağısında bir Birmanya tapınağı ile üç İspanyol tavan süsü var.
Un temple birman et trois plafonds espagnols!
Sonra da intihar süsü vermek için onu astın...
Et vous l'avez pendu pour simuler le suicide
Sonra dışarı çıkma sırası sendeydi, böylece ikiniz son anda kurtulmuş süsü verecektiniz.
Elle, sur le marchepied, met la voiture en marche. Vous prétendez vous être sauvé à la dernière minute.
Kaza süsü vererek tabii.
Accidentellement, bien sûr.
Cinayet süsü ver. Yaptığı şeyden sonra hayatına devam edemezdi.
Il était rongé par les remords.
Düşüncenin canı kısa sözdedir madem, uzun sözlerse dış görünüşü, süsü püsüdür, kısa keseceğim ben de.
L'éloquence aime la concision, je serai bref.
Sanırım hırsızlık süsü vermek istemiş.
Le vol n'était qu'une mise en scène.
Kendisi kalıp olaya hırsızlık süsü verdi. - Bana temiz elbise getirdi.
Il a simulé le vol et m'a apporté une autre robe.
Maskeli bir baloda taktığı, kristalden bir baş süsü o!
C'est un diadème de strass qu'elle portait dans Ies bals.
Davacı elmas bir baş süsü, bir taç çaldığınızı söylüyor.
Vous auriez volé une coiffe en diamants. Une tiare.
Kendisine İmparator süsü vermiş gibiydi.
Il a dit qu'il avait pris la place de l'empereur.
Ya birileri intihar süsü vermek için günlükte tahrifat yapıp bunu bir de Gråvik efsanesiyle süslediyse?
Et si quelqu'un avait maquillé le journal pour faire croire à un suicide... qui serait conforme à la légende de Gråvik?
Noel süsü olarak.
Un cadeau de Noël.
Onu vurdunuz ve intihar süsü verdiniz.
Vous l'avez tué et maquillé le crime en suicide.
Onları 20 vagon sosisle değiştirip,.. ... gümüşle kaplatacağım ve Birleşik Devletler'e noel ağacı süsü olarak satacağım.
Je les échangerai contre 20 camions de choucroute... je les peindrai... et les vendrai aux Etats Unis... pour les décorations de Noël.
İntihar süsü vermek için kayalıkların başına bir not bıraktı, ama intihar etmedi.
Le mot était sur la colline, pour faire croire à un suicide. Ce n'en était pas un.
elleriyle boğduğuna ve suça beceriksizce intihar süsü vermeye kalkıştığına inanabilirsiniz.
McGinty pour des motifs d'avidité, avec des tentatives maladroites de faire passer son crime pour un suicide.
Bunu intihar süsü vererek yapman gerekiyor.
Il faut que ça ait l'air d'un suicide. Est-ce clair?
Bedford çok karmaşık bir gemidir ve bir Noel ağacı süsü kadar narindir.
Le Bedford est un navire compliqué... aussi solide qu'une boule de Noël.
Lüks yiyecek ticareti süsü vermeliyiz.
Pour en faire un commerce de luxe.
Yani, kaza süsü vermek için iner inmez... biri boynunu kırmış.
On lui a brisé la nuque juste après pour faire croire à un accident.
Kendilerine eşcinsel süsü veriyorlar.
Qu'ils prétendent être gay.
İntihar süsü vermeye çalışmışlar.
Ils ont camouflé ça en suicide...
Bay Loerke, Cologne'deki bir fabrika için duvar süsü yapıyormuş.
Herr Loerke fait une frise pour une usine de Cologne.
Hırsızlık süsü vermek için mücevherleri almış, ama 300.000 lirayı bırakmış.
Il a pris les bijoux pour faire croire à un vol, mais il a laissé 300.000 lires.
Ne diyeceğim, çocukluğumda şömine süsü verilmiş, odun ocakları vardı.
Quand j'étais gamin, on avait une imitation en bois.
- Evet, güzel olurdu. Ev süsü olarak güzel oluyorlar değil mi?
elles sont toujours belles en bouquet à l'intérieur.
Hırsızlık süsü verdim, akılsız.
Je simule un cambriolage, tu piges?
Kendisine Amerikalı bir pleyboy süsü veriyor.
Il joue au play-boy américain.
Öyle düşünmüyorum, çünkü... Sir Roger'ı öldürdü ve sonra kaza süsü vermek için cesedin yerini değiştirdi ise...
S'il avait tué Sir Roger et déplacé le corps pour faire croire à un accident...
Serseri, pek serseri değilmiş. Serseri süsü vermek için silah yerine et kancası kullanmış.
4 ) L'arme choisie est trop idéalement celle d'un crime crapuleux.
Sence Evelyn kocasn okyanusda öldürüp, kaza süsü vermek için rezervuara kadar sürükledi mi?
Elle aurait noyé son mari dans l'océan et transporté le corps jusqu'à un réservoir pour simuler un accident?
Herkes, direnişçiler tarafından havaya uçurulduğunu biliyor seni tuvalet süsü.
Tout le monde sait que c'était la Résistance abruti.
Kaput süsü. 1981 Cadillac.
L'insigne de capot de la Cadillac de 1981.
Kaza süsü vererek yapmalısın.
Il faut que ça ait l'air d'un accident.
Mecbur kalırsan, kaza süsü verdiğinden emin ol.
Le cas échéant, assure-toi que ça ait l'air d'un accident.
Bu uyuşturucu fabrikasına döşeme deposu süsü verildiğini biliyoruz.
Nous savons que l'usine à drogue est dissimulée en entrepôt de tissu d'ameublement.
Birkaç tane ahlaksız soytarı kendilerine işadamı süsü veriyor.
Un groupe de charlatans immoraux, se faisant passer pour de bons commerçants.
Kendine, sığınacak yer arayan bir yurt müdiresi süsü vereceksin.
Tu feras semblant d'accompagner des enfants qui cherchent un refuge.
Kaza bölgesinde gördüklerinden hareketle, sence enkazdan bulup çıkardığımız adam olaya kaza süsü vermek için arabaya yerleştirilmiş olabilir mi?
D'après ce que vous avez vu sur le site de l'accident, est-ce possible que le gars qu'on a sorti de la voiture accidentée aurait pu être brûlé ailleurs et placé dans la voiture pour faire croire à un accident?
- Kırık kaput süsü.
- Un enjoliveur de capot cassé.
Bilirsin, hamileymişim süsü veriyorum
J'ai fait croire que j'étais enceinte.
Sanırım bana bir oyun oynuyor. Bir tilki gibi kendine ölü süsü veriyor.
J'ai cru qu'elle jouait la comédie, comme un animal qui fait le mort.
- Araba süsü için ölçü alması gerekiyormuş.
Il m'a dit qu'il voulait mes mesures.
Teki ihtiyacımız güzel bir kenar süsü, ve biraz da püskül.
Il ne manque plus qu'une attache et une frange.
Hey, yılların süsü, dua günü sona erdi.
Hé, couillon de la lune, le sabbat est terminé.
Ne kadar, kim ve özel sigorta ihtiyaçlarınız... Ve ne süsü verilmesi istediğiniz.
Combien, qui, quelles garanties et les apparences que vous voulez.
Bu, kendine "sözde" demokrasi süsü vermiş 20. yüzyılın Bastil'i!
Cette bastille du vingtième siècle qui se veut démocratique...