English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Transporter

Transporter Çeviri Fransızca

1,531 parallel translation
25 fit. Bu o varilleri taşımak için yeterli.
Assez grand pour transporter les tonneaux.
Tek işlevi, seni A noktasından B noktasına taşımak.
Sa seule fonction est de te transporter d'un point A à un point B.
Yapay zekadan kasıt, arazi telsizlerine yedek pil taşımaktı.
Il a dû transporter les batteries de rechange pour radios.
Televizyonun Olmadığı Zamanlara Gidiyoruz, Kovboyların Olmadığı, Dinozorların Olmadığı :
Nous allons vous transporter à travers les temps anciens, bien avant la télé, les cowboys, et les dinosaures :
Bunu ne için kullanmamı bekliyorlar uzak şehir merkezine su taşımam için mi?
Et pourquoi devrais je l'utiliser? Transporter de l'eau de ville en ville?
Artık yumurtayı bu kabın içinde kırmadan taşıyabiliriz.
Maintenant, on peut transporter l'œuf sans risquer qu'il se casse.
Hayır Betsy'i arabama alamam.
Non. Je peux pas transporter Betsy dans ma voiture.
Kalası merkeze getirmek istiyoruz.
nous voulons transporter cette planche au Centre de Commande.
Uçak, Nijerya'nın başşehri Abuja'ya gidiyordu ve uçağın bazı üst düzey Nijeryalı bürokratı taşıdığına inanılıyordu.
"L'avion se rendait dans la capitale Nigériane Abuja et était supposé transporter des officiels nigériens."
Nükleer maddelerin taşınma güzergâhı. Harika.
Les routes empruntées pour transporter du matériel nucléaire.
Saklaması ve nakletmesi çok kolay.
Faciles à cacher et transporter.
Bu bir sulama sistemi. Suyu bir yerden başka bir yer transfer etmeye yarıyor. - Su.
C'est pour irriguer, transporter de l'eau.
Şeytani M. minimoyların suya dayanamadığını çok iyi biliyor ve arkadaşın Arthur ona su taşıması için bir yöntem sağladı.
M le Maudit sait qu'on ne supporte pas l'eau. Et ton ami Arthur lui fourni le moyen de la transporter.
Ve aynaları kullanarak ışıktan faydalanmayı ve suyu bir yerden başka bir yere nasıl taşıyacaklarını.
à exploiter la lumière, à transporter l'eau...
Fazla koltuk bira taşımak için işe yarıyor gerçi.
Mais c'est pratique pour transporter l'ourson.
Ölü bir motorsikletçi kız ve av tüfeği taşımak emniyet prosedürüne uygun mu?
C'est la procédure de police habituelle de transporter une motocycliste morte, côté passager, shérif?
Beş bin üzerinizde taşımak için çok.
Cinq mille, c'est beaucoup à transporter.
Müziğin ritmine kapılmalısın.
Donc, il vous suffit en gros de laisser la musique te transporter.
- İkimiz için çok ağır olur.
Mais jamais on arrivera à transporter ce truc énorme toutes les deux!
Onu aşağı kata alma fırsatımız olmadı, birazdan biri içeri girip onu bodrum katına götürebilir.
Nous n'avons pu encore le transporter en bas... il se peut donc qu'on vienne d'ici peu pour l'emmener au sous-sol.
ÜÇ KARDEŞ OTOBÜS TURU Siz de Curcuna Katılın Ben iki numaralı kardeşim.
CIRCUITS EN BUS DES TROIS FRÈRES Laissez-vous transporter par le bus!
Koyu kahve yada kırmızı bir Bronco.Bombaları feribota sokmak için çalınmış olabilir.
Il aurait pu être volé pour transporter la bombe au traversier. Oh! Autre chose.
Petrol kulesini taşımak üzere buz yollar inşa edilecek.
Des routes de glace seront créées pour transporter l'équipement.
İngiliz askerlerini silahlarını ya da malzemelerini taşımam yasak.
... de ne transporter ni soldats, ni armes, ni munitions britanniques.
Liman işçileri dün greve gitti.
Les dockers ont fait la grève hier. Les cheminots refusent de transporter des armes dans le pays.
Ve kusura bakmazsan... küllerinin de uçak ile taşınması daha kolay olur diye düşündüm. .. o kutunun içerisinde.
Et les cendres de papa, ce serait plus facile de les transporter dans cette urne.
Bense saatte 85-90 mil giderek 4 kişilik yer ve büyük bagaj istiyorum.
"Je veux pouvoir rouler à 140 à l'heure. " Et pouvoir transporter 4 passagers tout en ayant un grand coffre. "
Mühendisler bu uçağı g.tveren iş adamlarını Omaha'dan St. Louis'e taşımak için tasarladı.
- Je le fais. ... pour transporter des minables hommes d'affaires d'Omaha à St.
Bu kaba bir şey olursa ellerinle dışarı bok taşırsın.
S'il arrive quelque chose au seau, tu devras transporter la merde de tout le monde dans tes mains.
İnsan bir çifti neden Ohio'da dondurup, Florida'ya taşır ki?
Pourquoi congeler un couple en Ohio, et le transporter jusqu'en Floride?
Seni tanıyorum düşünüyorum, ben biliyorum bu yüzden derinlerde istiyorsun doğru olanı yapmak ve onları hastaneye onu atalım.
Si tu en as conscience, alors au fond de toi, tu sais qu'il faut le transporter dans un hôpital.
Gerçekten, Dinle... Bir sedyeyle beni almaya yok.
Pas besoin de me transporter en brancard.
10 seferden sonra artık midem taşımayı kaldıramadı.
Apres 10 voyages, mon estomac ne pouvait plus rien transporter.
Beni taşımakta kullanılacak sandalye nerede acaba?
Je me demande où se trouve la chaise qui va me transporter.
Cevherlerinizin taşınmasında, kolaylık sağlanacaktır. Ama bu madendeki çalışmalara engel olmaması kaydıyla gerçekleşecek tabi ki.
Vous utiliserez mes propriétés pour transporter votre minerai sans réserve, pourvu que cela ne gêne pas mes opérations minières.
Doğal olarak ayrı bir bedel karşılığı, kendi cevherlerimin de nakledilmesini isterim.
Naturellement, moyennant paiement, j'aimerais avoir un accès pour transporter mon propre minerai.
Ben kamyonet kullandığım için arkaya bir şeyler atmak rahat oluyor bu yüzden arabaya bakayım dedim.
Comme mon camion est bien pratique pour transporter des choses, je voulais voir le coffre de la voiture et le vendeur l'a ouvert.
Bunları taşımak için kilisenin yardım uçuşlarından birini kullanmak istiyorum.
J'aimerais utiliser un de tes avions pour la transporter.
Kilisenin kimliği altında uyuşturucu kaçırmayı mı? Bunu nasıl yeniden düşünebilirim?
Transporter de la drogue sous couvert de l'église?
Belki silah kaçırmak için kullandıkları konteynır bu değildir.
Ce n'est peut-être pas le container qu'ils ont utilisé pour transporter leurs armes.
Belki ambülans bir organı nakledecekti ama, bunun yerine bir vücudu götürmek zorunda kaldı.
Peut-être que l'ambulance était censée transférer un organe, et s'est retrouvée à transporter un corps.
Merlin neden kendini başka bir boyuta taşıyacak bir cihaz yapsın?
Alors pourquoi Merlin a-t-il fabriqué un appareil qui pourrait le transporter dans une autre dimension?
Askılar, dolaplar.
Si vous avez besoin de quoi que ce soit, transporter des trucs, les stocker...
Tanrılarımızın adına, gemiler yapılacak ve savaşçılarımızı yıldızların ötesine taşıyacak.
Au nom des dieux, des vaisseaux iront transporter nos guerriers parmi les étoiles.
Bayım, biliyorsunuz, yolcu taşımama izin verilmiyor.
M'sieur, j'suis pas vraiment autorisé à transporter des passagers, voyez.
Kulübeni yapmak için vaktin varsa biraz taş taşımak için de vardır.
Si tu as le temps de réparer ça, tu peux transporter des pierres.
Bunun gibi bir kovan gemisi binlerce kişiyi taşıyabilirdi.
Un tel vaisseau ruche pourrait en transporter des milliers.
Toksokara taşıyor olabilir.
Elles peuvent transporter la toxocara.
Bu vahşi yaratıkları oraya nasıl götürmeyi düşünüyorsun peki?
Et comment comptez-vous transporter ces créatures sauvages?
Ebu Sayyaf da silah, patlayıcı ve terörist taşımak için çok para verir.
Le genre qu'Abu Sayyaf paye pour transporter des armes, des explosifs et des terroristes.
Ancak geçit evrenlerarası madde taşımak için yapılmadı.
Excepté que le système de la Porte n'est pas prévu pour transporter de la matière entre les univers.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]