Umurumda Çeviri Fransızca
16,018 parallel translation
Umurumda değil.
- Je m'en tape.
- İkisi de geri döndü. - Umurumda değil.
- Les deux sont revenus.
Canavarların umurumda değil.
Je me fiche de vos monstres.
Ölmek umurumda değil.
Ca ne me dérange pas de mourir.
Umurumda değil.
Je m'en tape.
- Umurumda değil.
Je m'en fiche.
- Zerre umurumda değil. - Pekâlâ.
Je m'en fiche.
- Kimin kazandığı umurumda bile değil. - Charles kazandı.
- Je me fiche de savoir qui a gagné.
Ve sen, kasa kasa Captain Beefheart albümünü Poghkeepsie'deki boş bir depoya mı yollarsın ne yaparsın artık umurumda bile değil ama o satış rakamlarını yükselteceksin.
Et toi, je me fous s'il faut livrer des caisses de Captain Beefheart dans un entrepôt vide. Gonfle les ventes!
Ne söylediğin umurumda değil.
Je m'en cogne.
Artık umurumda bile değil.
J'en ai plus rien à foutre.
Umurumda değil.
Je m'en fiche, moi.
Eğitmen ya da terbiyeci falan tut, umurumda değil.
Fais-le dresser. Ou engage un spécialiste des chats.
Gayet de umurumda.
Bien sûr que si!
Kibarlık umurumda mı sence?
" Qu'est-ce que j'en ai à faire?
Hayır, Mösyö Pierre'in duyması umurumda değil.
Je me moque que monsieur Pierre m'entende ou pas!
- Tabii ki umurumda.
Bien sûr que non.
Ne yaptığın zerre umurumda değil.
J'en ai rien à foutre de ce que tu fais.
Pantolonların umurumda bile değil.
Je m'en contre fous de tes putains de sous-vêtements.
Bir tek benim umurumda bu.
Je suis la seule qui s'en soucie.
Kimsenin ne düşündüğü umurumda değil!
Je ne me soucie en rien du qu'en dira-t-on!
Nikolai, sence insanların ne dediği benim umurumda mı?
Nikolai, pensez-vous que je me soucie de ce que disent les gens?
Ama umurumda olan uyuşturucular değil.
Mais les médicaments, je m'en fiche.
Yani umurumda ama asıl beyzbol kartlarımı geri istiyorum ben.
Enfin, non, mais je veux récupérer mes cartes de base-ball.
Senle veya sensiz. Umurumda değil.
Avec ou sans vous, je m'en fiche.
Silahı var. Silahı umurumda değil.
Je me fiche de l'arme.
Umurumda değil. Ama silah senin.
Mais c'était votre arme.
- Bir, umurumda değil.
D'une part, ça ne m'intéresse pas.
Bunların hiçbiri umurumda değil.
Rien de ceci n'a de sens pour moi.
Caz pek umurumda değil ama.
Mmm, j'en m'en fout un peu du jazz en fait.
Umurumda olmazdı.
Uh... Je m'en ficherais.
Açıkçası bu pek de umurumda değil.
Je suis assez certain que je m'en fous.
- Umurumda değil.
- Je m'en fiche.
Elimi sıkmış olman umurumda değil.
Je me fiche que l'on se serre la main.
Ona borçlu olduğunu düşündüğün şey umurumda değil.
Je me fiche que ce que tu penses lui devoir.
- Umurumda değil.
- Je m'en moque.
Bana karşı olan suçlamalar umurumda değildi.
Je n'ai pas pensé aux charges retenues contre moi.
İlmiği geciktirmek de umurumda değildi.
Je n'ai pas pensé à un sursis éventuel pour la corde.
Neler olduğu umurumda değil.
Qu'importe ce qui est arrivé.
Banan inanıp inanmamanız umurumda değil.
Je me fiche que vous me croyez.
Başta umurumda değilmiş gibi davrandım ama tabii ki umurumda dostum.
Et je sais que je donnais l'air d'en avoir rien à foutre, mais en fait, c'est tout le contraire, mec.
Hiç oy kullanamamak umurumda olmazsa Ya da şarkı söylerken kilisem alev almazsa
Si je me fiche d'aller voter Et de voir mon église partir en fumée
Kaç adamla yattığı umurumda değil, o rolü asla alamaz.
Qu'elle couche tant qu'elle veut, elle n'aura pas ce rôle.
Bak ne diyeceğim, artık umurumda değil.
Je ne pense pas... Je m'en fous désormais. Je m'en fous.
- Umurumda değil!
- Je m'en fous!
Bakmadım, umurumda da değildi.
J'ai pas regardé, je m'en foutais.
Nerede olduğunu bilmiyorum, umurumda da değil.
Je sais pas où il est et je m'en fous.
Umurumda değil "Ama, önemsiyorum."
Je m'en fiche "
- Kendimi mahvetmem umurumda bile değil.
- Je me fiche de si je me ruine,
- Bilmiyorum ve umurumda değil.
Je sais pas et je m'en fous.
- Sence umurumda mı?
Tu crois que je m'en préoccupe?