English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ U ] / Umurunda değil

Umurunda değil Çeviri Fransızca

1,920 parallel translation
O senin umurunda değil. Veya gerçeği söyleyeceksin.
Vous n'en avez rien à faire de lui sinon vous diriez la vérité.
Konservatuvarda mutlu olmamam umurunda değil mi?
Tu t'en fous? Je suis pas heureuse au conservatoire.
Konservatuvarda mutlu olmamam umurunda değil mi?
Ça ne t'intéresse pas que je sois heureuse ou pas au conservatoire!
Babasının ne düşündüğü umurunda değil gibi davranıyor ama öyle olmadığını biliyorum.
Il fait comme s'il se fichait de l'avis de son père, mais c'est faux.
Kimsenin umurunda değil. Bunu aş artık.
On s'en fiche, passe à autre chose.
Malzemelerinden memnun olmaman, hiç umurunda değil.
Je me fiche de ce que vous pensez des ingrédients!
Koca botlarınla oraya girdin ve her şeyi darmadağın ettin, bu sırada kimi incittiğin ve kimin hayatını mahvettiğin umurunda değil.
Vous êtes arrivée avec vos gros sabots et vous avez tout foutu en l'air, vous vous foutez des gens que vous blesses, des gens dont vous détruisez la vie.
Kağıt işleri zerre kadar umurunda değil.
- Laisse.
Hiç kimsenin umurunda değil.
Il est pas branché.
- Ona ne olacağı umurunda değil mi yani?
- Vous vous foutez de ce qui lui arrive?
Kimsenin umurunda değil anne!
On s'en fout, M'man!
Çocukların umurunda değil.
Pas étonnant que les jeunes décrochent.
Ve kadına ne yapacakları umurunda değil, ama kanıtları yok etmek konusunda çok titiz davranıyor.
Et il se moque de ce que les gars font à ces filles, tout en étant assez méticuleux pour effacer les preuves.
- Umurunda değiliz, değil mi?
- Vous vous foutez de nous.
Gerçekte nasıl biri olduğu umurunda değil. Hayır. Umurumda.
Il serait stupide de conclure de votre malaise que vous manquez de professionnalisme.
Hiçbir şey umurunda değil çünkü hayatta hiçbir şey için mücadele etmesi gerekmedi.
Parce qu'elle n'a jamais eu à travailler dur pour quoi que ce soit.
Bugünün Cumartesi olması kimsenin umurunda değil mi?
Tout le monde s'en fout que ce soit samedi?
Eskiden kim olduğum umurunda değil mi?
Vous vous fichez de savoir qui j'étais?
Kimsenin umurunda değil.
Tout le monde s'en fout.
- Umurunda değil ki.
- T'en as rien à foutre.
Artık umurunda değil. Sen böyle iyisin.
Tu n'es plus un gosse, t'es cool.
Canın ne isterse yapıyorsun ve kimi kırdığın umurunda değil.
Tu fais tout ce que tu veux en te fichant de qui tu blesses.
Ailesi umurunda değil, yemek bile yapmıyor.
Elle néglige sa famille, elle fout rien.
Şimdi bekleme zamanı ve kimsenin umurunda değil.
Maintenant, c'est l'attente. Et personne ne s'y intéresse.
Onun bacaklarının başka eller tarafından okşanması umurunda değil mi?
Tu n'as pas peur qu'elle ait les jambes autour d'un autre type maintenant?
Kimin parasını aldığın ya da kimin karısıyla yattığın umurunda değil.
Eh bien, tu te fous... de ceux à qui tu prends du fric... ou de celui qui est marié à la femme avec laquelle tu couches.
En aptal ve acımasız makine. Gelmeye devam ediyor ve hiçbir şey umurunda değil.
C'est comme une machine qui revient sans cesse, bêtement et sans état d'âme.
- Dünya umurunda değil.
- Il est imprudent.
Nereye gittiği ne yaptığı kimsenin umurunda değil.
Personne ne s'intéresse à ce qu'il fait ni à où il va.
Umurunda değil.
T'en as rien à foutre.
Raph mı? Umurunda değil.
Raph, il s'en fout.
Adamın dünya umurunda değil.
Prêt à se jeter contre les murs.
Bu gazeteci adamların hiç umurunda değil, değil mi?
Ces chaînes de journaux n'en ont rien à foutre, hein?
Ama kimsenin umurunda değil.
Sauf que on s'en fiche.
- Artık o üçü Lee'nin hiç umurunda değil.
Il n'a rien à faire de ces trois, plus maintenant.
Bu kimsenin umurunda değil ki.
Personne s'intéresse à cette merde.
Umurunda değil.
Ne réponds pas.
Homo olman kimsenin umurunda değil.
Tout le monde s'en fiche si tu es gay.
Kimsenin umurunda değil, o yüzden homo ol!
Tout le monde s'en fiche, alors sois gay!
Homey daha iyisini bilir,.. Hymie'nin umurunda değil,..
"Homie" le sait mieux,
Ve bu senin umurunda bile değil!
Et tu t'en fous!
Hayır, ben... Biriyle buluştuğunda hiç umurunda olmuyorlar, değil mi?
Non, je veux dire... quand on rencontre quelqu'un, on s'en fiche pas mal, hein?
Frankly, buraya ne diyorlarsa, Ferrando'nun umurunda bile değil.
Franchement, Ferrando se fout de son nom.
Bunların hiçbiri umurunda bile değil!
Tu te fiches de tout ça!
Hem bil ki senin hiç umurunda olmaması sorun değil ama benim işimi mahvedemezsin, çünkü ben umursuyorum!
Et sais-tu quoi? Tu peux bien t'en foutre, mais pas tout gâcher pour moi! Ça compte pour moi!
O lanet aklını kaçırmış bir vaziyette ne durumda olduğun onun umurunda bile değil.
Il est cinglé, au cas où t'aurais pas remarqué.
İstediğini yap. - Umurunda değil demek. - Hayır, değil.
Tes explications ont... un certain "je ne sais quoi".
- Ve bu umurunda bile değil, kabul et.
Et tu t'en moques, avoue.
Kimsenin umurunda olmayan barbar bir fahişe için değil!
Pas juste une putain gothique qui couche facile!
Bizim testimiz sıcaktan kavrulurken senin bu iş hiç umurunda bile değil.
- Sous-titre non traduit -
Ama neden umurunda olsun ki, ne de olsa ölmüş olacaksın, değil mi?
Mais pourquoi tu t'en soucies? Tu seras déjà mort, non?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]