Uyanıyorum Çeviri Fransızca
576 parallel translation
Ve bazen soğuk ve yağmurlu gecelerde, ağlayarak uyanıyorum, rüyamda, seni çamur içinde ölmüş görüyorum.
Parfois la nuit, quand il fait froid et qu'il pleut, je me réveille en pleurs, car en rêve, j'ai vu ton corps gisant inerte dans la boue.
Gecenin bir yarısında uyanıyorum ve pençelerinin tıkırtıları beynimde yankılanıyor.
La nuit, je reste éveillée... et leurs pas murmurent dans ma tête.
Bazen uyanıyorum da.
La nuit. Parfois je me réveille.
Her sabah uyanıyorum ve ah çekiyorum Mutlu akşam bittiği zaman
Chaque matin je me lève en soupirant ravie que la nuit s'achève.
Her sabah uyanıyorum ve dua ediyorum O günün gelmesi için
Chaque matin, je me lève en priant, en priant que la journée soit brève.
BiImem. Bazen o kadar boş uyanıyorum ki...
Des fois, je me réveille vide.
Uyanıyorum, ve bir şeyin rüyasını gördüğümü biliyorum ve ne olduğunu hiç anımsayamıyorum.
Je me réveille, et je sais que j'ai rêver de quelque chose et Je ne me souviens pas de quoi.
çünkü tam o sırada uyanıyorum. çığlık atarak uyanıyorum.
car c'est là que je me réveille, en criant.
Ama şimdi uyanıyorum.
Maintenant, si.
1911 yılı, taç giyme töreni sabahı uyanıyorum ve çılgınca aşığım.
En ce jour de couronnement de 1911... je me réveille follement amoureuse de vous.
Evet. Sadece ben hep çok erken uyanıyorum.
Mais je m'éveille toujours trop tôt.
Kendimi gece bir köprüden atmadıysam ertesi sabah çöpten zehirlenmiş olarak uyanıyorum.
Je me réveille asphyxié, si je ne me suis pas jeté d'un pont la veille.
Bazen, halen, sabahları uyanıyorum ve diyorum ki, "Frank'in kahvaltısını hazırlamalıyım."
Souvent, le matin, je me réveille et je me dis : "Je dois préparer le déjeuner de Frank!"
Çığlıklarla uyanıyorum.
Je me réveille en hurlant.
Anlıyor musun? Yapmalıyım. Çünkü eğer bir gece yapmazsam ertesi sabah baş ağrısıyla uyanıyorum.
Si je passe une nuit sans, j'ai la migraine le lendemain.
Sabah saat 5'te uyanıyorum, sırf Neely "ışıldasın" diye.
Je dois être debout à 5 heures du matin et être étincelante!
Böylece ter içinde uyanıyorum ve rahatlıyorum.
Alors, je me réveille en sueur.
Her saban nefesim kokuyor diye korkuyla uyanıyorum.
Chaque matin, je m'éveille en rêvant que j'ai mauvaise haleine.
Bazı geceler dünyanın nereye gittiğini | düşünerek uyanıyorum.
La nuit, je me réveille et je me demande où va le monde.
Uyanıyorum ve kendimi ülkenin en çok aranan on kişisi arasında buluyorum.
Je reste couché dans un container pendant 200 ans. Je me réveille, et soudain je suis sur la liste des dix plus grands criminels.
Farz et evde uyanıyorum ve başımdan aşağı su döküp, çık buradan diye bağıran bir kadın görüyorsun.
Mettez-vous à ma place : je me réveille dans mon lit, à cause d'une inconnue qui vide sur moi le contenu d'une bouilloire.
Düşünsene, evde kendi yatağımda uyanıyorum ve başımdan aşağı su döken tanımadığım bir kadın görüyorum.
Mettez-vous à ma place : je me réveille dans mon lit, à cause d'une inconnue qui vide sur moi le contenu d'une bouilloire. Je dis : fichez-moi le camp d'ici, vous!
Farz et evde uyanıyorum ve başımdan aşağı su döküp, çık buradan diye bağıran bir kadın görüyorsun.
imaginez-moi, me réveillant à la maison et voyant une femme étrange, qui déverse de l'eau sur moi. et criant : "sortez d'ici!"
Düşünsene, evde kendi yatağımda uyanıyorum ve başımdan aşağı su döken tanımadığım bir kadın görüyorum. Kadın "defol evimden git" diye bağırıyor.
imaginez moi me réveillant chez moi, dans mon propre lit, et voyant une femme étrange verser de l'eau sur moi.
- Sonra uyanıyorum.
- Ensuite, je me réveille.
Uyanıyorum, geceyarısı.
Je me réveille en pleine nuit.
Teşekkürünü, beni bırakarak gösteriyorsun, ve yalnız uyanıyorum.
Et je me réveille seul! Ne boude pas.
Uyanıyorum.
Je me réveille.
Gece yarısı... ayak seslerine uyanıyorum. Odanın içinde dolaşıp duruyor.
Je l'entendais, à l'étage, arpenter les couloirs en pleine nuit.
# Şimdi, öğlenleyin uyandığım zaman # # ki bu beni memnun ediyor, kimse bana kötü haber getirmesin # # çünkü zaten negatif biçimde uyanıyorum # # ve fitilim tutuşmuş durumda o yüzden, kimse bana kötü haber getirmesin #
Quand je me réveille l'après-midi J'aime bien faire ça de temps en temps Ne me faites pas part des mauvaises nouvelles
Şimdi, sabah uyanıyorum.
Maintenant, je me lève le matin.
Bazen, geceleri uyanıyorum ve nerede olduğumu bilemiyorum.
Des fois, je me réveille, je sais plus où je suis
Hala gecenin yarısında titreyerek uyanıyorum. Ve suratımdaki silahın dünyamı karartışını hatırlıyorum.
Je me réveille encore la nuit, tremblant, quand je revois ce revolver pointé sur moi et le monde qui s'écroule.
Ben bu tabiri içinde meydana gelen olaylara uyan bir mimariyi tanımlamak için kullanıyorum.
Une architecture répondant à ce qui s'y passe.
Sonra uyanıp yanımda olmadığını gördüğümde,... seni bulabilmek umuduyla heryanı arıyorum.
Je me levais, je te cherchais
Baba, ta çocukluğumdan beri karanlıktan korkup gecenin bir yarısı uyanırım ; sanki evin altı üstüne dönmüş gibi. Yatağa tutunmazsam gökyüzüne fırlayacağımı sanıyorum.
Quand j'étais petite, je me réveillais en pleine nuit, effrayée par l'obscurité, croyant que la maison était à l'envers et que si je ne m'accrochais pas au matelas, je tomberais dans le ciel.
Uyanık kalamıyorum, uykuya dalıveriyorum.
Je n'en peux plus.
Kadınlar yarım kadeh fazla içip rahatlarlar, uyanınca da suçlu hissedip, "hatırlamıyorum" der ve kirlenen iffetlerini aklamaya çalışırlar.
Dès que les femmes ont un coup dans le nez et se laissent un peu aller, elles culpabilisent et disent avoir tout oublié pour se refaire une vertu.
Dünyanın çatısındaki o oyun alanında uyanıyorum.
C'est le toit du monde.
Hayatı. Her sabah uyanıp yeni bir günle karşılaştığımda kendimi tutamıyorum.
Tous les matins, de savoir qu'une nouvelle journée commence, je suis folle de joie.
Pek uyanık sayılmasan da, sana inanıyorum.
Vous n'en avez pas l'air, mais je vous crois.
Hastanede uyanışımı hatırlıyorum. Bir general, 40 Rus'u tek başıma öldürdüğüm için beni kutluyordu.
Je me souviens de mon réveil à l'hôpital, où un général me félicitait d'avoir tué 40 Russes à moi seul.
Katılıyorum, R'nin ruhu çoktan bu dünyayı terk etti. Uyanırsa karşımızdaki R'nin ruhu olmayacak.
Regardez, il s'est laissé bander les yeux, son âme a déjà accepté.
Karanlıkta yarı uyanık kiliseye.. alındığını hatırlıyorum.
Je me souviens, iI faisait encore Ia nuit on me réveillaient, m'habillait et m'emmenait.
- Hemen uyanıyorum.
Je viens de me réveiller.
Kendimi uyanık tutmaya çalışıyorum
J'ai déjà du mal à rester éveillé.
Bu tarife uyan birini tanımıyorum.
Nul ne répond à ce signalement.
Bakın, bu şey konusunda kalın kafalı olmamı bağışlayın, fakat hiç anlamıyorum. Az önce o kilide uyan bir anahtarı bana gösterdiniz.
Excusez-moi si j'ai l'air de ne pas comprendre, mais vous venez de me montrer la clé de cette serrure.
Her gece soğuk terler içinde uyanıyorum.
Je me réveille en sueur.
Uyanık kalamıyorum.
- Tu iras mieux demain.
Hill'in haritasına daha iyi uyan bir haritayı kimsenin bulamamasına şaşıyorum.
Curieux qu'ils n'aient pas trouvé... une carte qui corresponde mieux à la carte de Hill.