Uygun Çeviri Fransızca
25,829 parallel translation
Jake, hayatın boyunca gerçekten çok yetenekli insanlarla tanışacaksın. Ama hepsi oyuncu olmaya uygun insanlar olmayacak.
Tu rencontreras plein de gens très doués au cours de ta vie, et ils seront pas tous faits pour être artistes.
Senin için uygun mu?
Tu veux bien?
Yeni konak bedeni menfaati için oldukça uygun.
Ce nouveau corps n'est que temporaire.
Sadece bu teleskop özel optiklere uygun değil.
Elle n'est juste pas faite pour ce télescope. de ce télescope.
Biliyor musun şu an hiç uygun bir zaman değil.
Tu sais, maintenant ce n'est pas un bon moment pour moi.
Bunu söylemek pek uygun olmaz.
Ce n'est pas mon rôle d'en parler.
Tamam telaşlanma, uygun bir süt ayarlayacağız sana.
T'inquiète pas. Je vais te montrer un nouveau lait.
Uygun bir karaciğer bulacağımız konusunda ümitliyim.
J'ai bon espoir de trouver un donneur.
Tek istediğim bu petrol krizine uygun bir çözüm...
Je veux m'assurer de trouver une solution...
Bana uygun bir şey var mı?
- Tu as quelque chose?
Fabrikatör giysileri yapabilir ama yine de bu döneme uygun silahlara ihtiyacınız var.
La machine peut créer des vêtements, mais vous allez aussi avoir besoin d'un protection appropriée à l'époque.
Dediğim gibi, elindeki ilaç bu çağa uygun olmayan gelişmiş bir ilaç.
Comme j'ai dit, c'est de la médecine avancée peu convenable à cette période,
Bay Fisk engelinize uygun bir şeyler hazırlamamı istedi.
M. Fisk a demandé à tenir compte de votre handicap.
Uygun musunuz?
Vous êtes visible?
Sadece sormak istiyorum ki, yakın bir gelecekte bir toplantı ayarlamam uygun olur mu?
Je voulais juste savoir si, dans un avenir proche, je pouvais t'organiser un rendez-vous.
Bana sahip olsalar bile, onlar için uygun bir örnek olmam.
Même en cage, je serai leur fausse idole.
Kusura bakma dostum, pek uygun bir zaman değil.
Désolé, ce n'est pas le moment.
Her şey plâna uygun giderse burada sadece birkaç dakika kalacağız.
Si tout se déroule selon le plan. Nous ne serons là que quelques minutes, puis sans doute ne jamais s'en souvenir.
Muhtemelen asla hatırlayamayacaklardır. - En son ne zaman her şey plâna uygun gitti?
Quand le plan s'est-il déroulé convenablement?
Hadi ya? Kızlara uygun cinayetlerle mi uğraşayım?
Coincé dans le rôle de la gentille meurtrière?
Benim aklıma daha uygun isimler geliyor.
J'ai d'autres noms en tête.
- Her şey plana uygun olarak gidiyor.
Tout va selon le plan.
Maalesef kaşıkların standartlara uygun değil, o yüzden...
J'ai bien peur que vos cuillères ne soient pas aux normes...
Bu mekan kesinlikle standartlara uygun değil.
Ça va? Cet endroit ne doit pas respecter les normes.
Sen onu uygun pozisyona getir, ben ateşlerim.
Mets-la dans mon champs pour que je la vise.
Kara, mizah için uygun bulduğum birçok şey var.
Kara, il y a beaucoup de sujets que je trouve appropriés pour l'humour.
- Bir yer kirala benimki uygun değil.
Louons un lieu. C'est nul, chez moi.
Bir sonraki tuzağınızın peşinden gitmeye uygun mühimmatı verdim mi size?
Est-ce que je vous ai donné l'arme appropriée pour poser votre prochaine embuscade?
Aşağılayıcı bir genelleme oldu, bu durumda uygun olmasına rağmen.
C'est une généralisation insultante, bien qu'appropriée dans ce cas.
Çok uygun olmadığını biliyorum, bu yüzden...
Je sais que ce n'est pas très commode...
Orası da çalışman için uygun ve nadir yerlerden biri.
Et c'est un travail unique et merveilleux pour toi.
Aslında güney kanadında bana daha uygun bir lojmanları var ama ben burada kalmayı tercih ediyorum.
Je peux loger dans un immeuble du côté sud, mais on préfère ici.
Karım inanılmaz derecede anlayış ve güven gösterdi ve en azından bazı uygun sınırlara saygı göstermeliyiz.
Ma femme est incroyablement compréhensive et confiante, et je pense que le peu que l'on puisse faire est de respecter ses limites.
Bölgede profıle uygun doğal afetlere bak.
Identifie les catastrophes naturelles dans la région, ce qui pourraient coller à notre profil.
- Arkadaşının uygun bir şekilde silinmediğini söylemeliydin.
Tu aurais du me dire que ton amie n'était pas complètement effacée.
Ayrıca Green hanım daha uygun olur.
Et cela est Mme Green.
Onun da yaşam şartı pek uygun değildi.
Eh bien, ses conditions de vie n'étaient pas non plus idéales.
Kiminki uygun ki?
Pour qui le sont-elles?
Bu kısmın nasıl kötü kesildiğine bakarsak böbreğin nakil için uygun olacağından bile şüpheliyim.
Vu comment le côté a été mal incisé, je doute que l'organe soit même viable pour une greffe.
Bakın, her şeyi kitabına uygun yapmak isteriz.
Nous aimerions tout faire dans les règles, vous comprenez?
Arkadaşının göreve uygun olduğundan emin olsan iyi edersin aksi takdirde hatasının bedelini sen ödersin.
Assurez-vous que votre ami le puisse où vous payerez pour ses échecs.
Korkarım ki bu özel görev için uygun değiliz.
J'ai bien peur que nous ne soyons pas faits pour cette mission spéciale au final.
- Uygun bir zaman değil! - Gus!
C'est pas le moment!
Evet, olduğunu düşündüğüm kişiyse uygun bir alıcı olduğu kesin.
S'il est celui auquel je pense, c'est un acheteur sûr, en effet.
Ani bir şekilde öldürülme meraklı biri için uygun bir son, öyle değil mi?
La combustion spontanée, quelle fin pour un visionnaire, n'est-ce pas?
Biliyor musun, barda tanıştığımız zaman yaptığın işe uygun olduğuna anlamak için öz geçmişine bakma ihtiyacı duymadım.
Quand je t'ai rencontré au bar, je n'ai pas eu besoin de voir ton CV pour savoir que tu étais l'homme de la situation.
Burası ona uygun değil, Angel.
Ce n'est pas un endroit pour elle, Angel.
Saldırmak için en uygun zamanı.
Il est temps de frapper.
- Saldırıya uygun olacaklardı.
Bons à être attaqués.
Uygun tedavi olmadan çoğu kendi kendini tedavi eder.
Sans les soins adéquats, beaucoup font de l'automédication.
Pekala, neden yaşına uygun davranmıyorsun?
Bon. Sois un peu mature.