Zahmet etme Çeviri Fransızca
917 parallel translation
Aman zahmet etme ben alırım.
Ne te fatigue pas, je m'en charge.
- Hiç zahmet etme.
- Ne te dérange pas.
Zahmet etme, Cobb.
Laissez tomber, Cobb.
Zahmet etme. Artık gerekmiyor.
C'est inutile, maintenant!
Zahmet etme aslanım, hiçbir şeyim yok.
Ah! J'ai rien, moi, mon vieux!
Beni korumak için zahmet etme. Sana bir yararı olmaz.
Il ne vous servira à rien de vouloir me protéger.
Zahmet etme.
Inutile.
Saymak için zahmet etme.
Pas la peine de compter.
Zahmet etme.
J'apporte une plume!
Zahmet etme. Birçok şeyin kaybolduğunu göreceksin.
Ce n'est sûrement pas la seule chose qui a disparu.
Bırakın da... Zahmet etme, Favell.
Laissez-moi faire, Favell.
Eğer bana Bayan Alexander'dan bahsetmek için sarhoş olduysan zahmet etme.
Si tu t'es grisé pour me parler de... Miss Alexander, tu as perdu ton temps.
- Lütfen zahmet etme.
- Ne vous inquiétez pas, je vous prie.
Hayır. Zahmet etme.
Inutile.
Zahmet etme. Ben istemiyorum.
Non, père, je n'en veux pas.
- Sen zahmet etme.
- Je m'en occupe.
- Zahmet etme. Kendimiz gireriz.
On s'annoncera tous seuls!
- Zahmet etme, Yvette.
- Ne vous dérangez pas, Yvette.
Hiç zahmet etme Johnny.
Ne te dérange pas, Johnny.
Hiç zahmet etme, yolu biliyorum.
Ne te dérange pas.
- Zahmet etme. - Lütfen. Biraz bekle.
J'en ai pour un instant.
- Zahmet etme.
Ne vous dérangez pas!
- Zahmet etme.
Non.
Eğer o ispiyoncunun tarafındaysan, hiç zahmet etme.
Si c'est de la part du cafteur, épargne ton souffle.
Julia, onunla zahmet etme.
Ne vous embêtez pas avec cela.
Gitsem iyi olacak. Zahmet etme.
J'y vais.
Oh, zahmet etme. Ben onu kaldırırım.
Ne vous inquiétez pas.
Zahmet etme. Ben bakarım Carlotta.
Ne te dérange pas, j'y vais.
- Zahmet etme hayatım.
Ne te dérange pas.
Zahmet etme. Üstelik yapılması hoş bir şey değil.
Te donne pas la peine.
Sen zahmet etme, perdeleri ben hallederim.
Ne t'occupe pas de ça.
- Zahmet etme.
- Inutile.
- Zahmet etme. Bayan Brown şimdi gelecek.
- Inutile, Mme Brown passera bientôt.
- Zahmet etme.
- C'est inutile.
- Zahmet etme. İştahım kaçtı.
Merci, je n'en ai plus envie.
- Zahmet etme, önemsiz biri.
- T'occupe, c'est personne.
Yeniden yazmaya zahmet etme.
Pas la peine de le remanier.
Zahmet etme ama fasulye sever.
Ne t'en fait pas, il aime les haricots.
- Zahmet etme.
- Ne t'inquiète pas.
Zahmet etme.
Ne te tracasses pas.
Kalkmak için zahmet etme.
Pas besoin de vous lever.
Zahmet etme. Kola sevmem.
Je n'aime pas le coca.
- Hiç zahmet etme.
- Ne vous inquiétez pas de ça.
- Gel, sizi tanıştırayım. - Zahmet etme.
- Laissez-moi vous présenter.
- Yoklama için zahmet etme.
- Inutile de battre le rappel
Hayır, hayır, zahmet etme.
Mais c'est vrai!
Zahmet etme baba.
Inutile.
Hiç zahmet etme.
Inutile de monter.
- Lütfen zahmet etme.
Pas la peine.
Zahmet etme. Vücudunda kaç beni var onu bile biliyorum.
Je la connais bien.
Zahmet etme.
Pas la peine.
zahmet etmeseydin 16
zahmet etmeyin 92
etme 17
etmeyeceğim 40
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etmeyecek misin 23
zahmet etmeyin 92
etme 17
etmeyeceğim 40
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etmeyecek misin 23