Çop Çeviri Fransızca
6,008 parallel translation
Senin çöp kutun mu bu?
Est-ce que c'est ta benne à ordure?
Bu saçmalığı bir kenara bırakıp tatlı poponla çöp kutuma gelmeye ne dersin?
Donc que dirais-tu d'arrêter d'être stupide, et de ramener tes jolies fesses dans ma benne tout de suite.
Beni o çöp kutusunda görmek istiyorsan, geleneksel yollarla götüreceksin.
Si tu me veux dans ta benne, tu vas devoir m'y attirer traditionnellement.
Çöp kutusunda mı yaşıyormuş?
Il vit dans une benne à ordure?
O çöp konteyneri dairesinden bir blok uzaklıktaydı.
Cette benne était à un pâté de maison de son appart.
Birkaç saat sonra bu işe yaramaz çöp torbasıyla edeceğim yemini düşünüyorum ben. - Ne yapacağız?
Je suis plus inquiète à propos du serment que je devrais faire avec ce tas de déchets inutile d'ici quelques heures.
"Santa Monica Polisi" adındaki yeni bir projede çalışıyor.
Il travaille sur un nouveau show nommé Santa Monica Cop.
Biz de çöp çektik.
On a joué à la courte-paille.
Tamam, yeni haftaya başlarken çöp çekeceğiz.
Dès la semaine prochaine, on tirera à la courte-paille.
Çöp atmaya çıkmıştım ve onu etrafta tökezlerken gördüm.
Je suis sortie pour jeter mes poubelles, et je l'ai trouvé titubant, tous fusillés comme ça.
- Sanırım mutfaktaki çöp kovası dolmuş. - Halledeyim.
La poubelle de la cuisine déborde.
Vize sınavında'Kişiye özel tasarım'projemiz için çöp karıştırıp elbise aramak.
C'est comme ça que ça arrive... Fouiller les ordures pour trouver du tissu Pour notre projet de haute couture.
Dairenin yakınlarındaki çöp konteynırlarını araştırıp Ella'yı boğarken kullandığın şalı bulmaktan daha çılgınca değil.
Excepté qu'on a cherché dans les poubelles autour de votre appartement, Et nous avons trouvé l'écharpe d'ella.. Celle que vous avez utilisé pour l'étrangler.
Roscoe, çöp sırası sende.
Roscoe, c'est à ton tour de sortir les poubelles.
Çöp bacasının hemen orada.
C'est juste au bout du couloir à côté du vide-ordure.
Çöp tenekesi mi?
Dans les poubelles?
Bunu çöp tenekesinde mi buldun?
Vous l'avez trouvé dans les poubelles?
Bir çöp konteyneri engellediği için şoförü veya plakasını göremedik.
Elle était cachée par la poubelle. On ne voit ni la plaque ni le conducteur.
Çöp kutusunda ufak bir yangın çıktı.
Un petit feu dans une corbeille à papier.
Çöp kutusu yangınından daha çarpıcı bir şeyler ummuştum dedektifim.
J'espérais plus dramatique qu'une corbeille à papier... inspecteur.
- Çöp kutusu yangını.
- Le feu dans la corbeille à papier.
Birini septik tanka atmak, maktule çöp muamelesi yapmaktır.
Nous avons tous été brûlés.
Çöp kutusunda kırık cam yok.
Il n'y a pas de verre brisé dans la poubelle.
Mecbur kalmam durumunda, elimde kendisi için hazırladığım bir çöp konteyneri var. Bu yüzden şöyle bir etrafına bakıp evden sana ait olmayan bir şeyle ayrılmış mısın bir kontrol etsen diyorum.
Et si vous vérifiez de n'avoir pas pris quelque chose qui ne vous appartient pas.
Çöp kutusu sallanıyorsa kapıyı çalma bebek.
Si la benne secoue, rentre chez toi, mon choux.
Çöp tenekesine şarap ve peynir partisi için beni davet et.
Invite-moi dans cette poubelle pour une soirée vin et fromage.
Bebekken, çöp kutusu bana yeterli geldi yetişkin olunca hâlâ yeterli.
Je vivais dans une poubelle quand j'étais bébé, alors ça ne change pas grand chose.
Sırf burası dışarıdan çöp diye içerisinin güzel bir daire olmayacağı anlamına gelmez.
Parce que c'est une poubelle de l'extérieur ne veut pas dire que ce n'est pas joli de l'intérieur.
Senin Deke... Çöp konteyneri Deke...
Le Deke qui vit dans une benne...
Çöp ve sidik kokulu havanın tadını şimdiden alabiliyorum.
Je peux presque sentir l'odeur des poubelles et de la pisse.
Kadın öldükten sonra, katil kanı bir çeşit havluyla temizlemiş, şu çöp kutusunun dibinde saklamış.
Le tueur a essuyé le sang avec des serviettes, et les a cachées dans cette poubelle.
- Bir çöp kovası var.
Ok, continuez.
Çöp çıkarmak için biraz geç değil mi?
Il est tard pour sortir les poubelles non?
Neden erkek arkadaşının çöp kutusuna girmeye çalıştığımızı anlayamıyorum.
On entre dans la benne de ton copain.
Diş fırçamı almaya geldim... Sonra seni ve çöp kutunu bırakayım da osuruğunuzdan elmas yapın.
Je suis ici pour ma brosse à dent, et je te laisserai dans ta benne d'ivoire assis tout seul et pétant des diamants.
Hani sana çöp kutusunda yaşayan, hayatta çalışması gerekmeyen tembel McRichy Rich demiştim ya.
Tu sais comment je t'appelais Mr le fainéant Richy le riche qui n'a jamais eu à travailler et qui vit dans une benne d'ivoire?
Sabahları uyanıyorsun, pasta okuluna gidiyorsun çöp kutusundan evler yapıyorsun. Pek çok şey yapıyorsun.
Tu te lèves, tu vas à l'école, et tu fabriques des bennes, tu fais pleins de choses.
Yani dökülüyor bu zavallı kızın cesedi yolculuğa çöp parçası gibi bir alanda?
Donc, vous avez largué le corps de cette pauvre fille comme un morceau de poubelle sur la rue dans un champ?
Basın ona "Çöp Adam" ismini taktı.
La presse la appelé... "L'Homme de Paille"
Cesedin bulunduğu durum seri katil Michael Costa, nam-ı diğer Çöp Adam'ı işaret ediyor.
La disposition du corps indique le tueur en série Michael Costa, dit "l'homme de paille".
Belki de Michael Costa Çöp Adam değildi.
Peut-être que Michael Costa n'était pas l'Homme de Paille.
Çöp Adam'ın memurları görünce kimseyi kaçıramadan telaşa düşeceğini umuyoruz.
Le truc c'est que le vrai homme de paille voit les policiers et s'effraye avant d'enlever quelqu'un d'autre.
Çöp Adam'ı buralardan birine yönlendirip harekete geçmesini bekleyeceğiz.
On mène l'homme de paille à l'un d'eux, on va l'observer faire son truc.
Sarah Newlin çöp yiyor. Kimin aklına gelirdi ki?
Sarah Newlin mangeant des ordures... qui aurait pu le penser?
Çöp gibi kokuyor... Ve resmen maaş bağlamışlar heriflere sana kaba davransınlar diye.
Ça sent les ordures et tout le monde ici est simplement payé pour être impoli avec toi
Kulağa çizgi filmdeki çöp araba sesi gibi geliyor.
Bernice? Ça sonne comme un camion poubelle de dessin animé.
Selo bant, ikaz bandı, çöp torbası, yatak örtüsü, ne olursa.
Ruban adhésif, ruban de signalisation, sacs poubelles, draps...
Bugünden sonra çöp alanlarının % 10'unun saç olduğuna ikna oldum.
Après cette journée, je suis convaincu que nos décharges sont remplies à 10 % de cheveux.
İstiridyem artık berber dükkanının çöp kovası gibi gözükmüyor sormak istediğin buysa eğer.
Ma moule ne ressemble plus à la poubelle du barbier, si c'était ta question.
Bu çöp yığınında mı? Baba, orada...
Dans ce tas d'ordures? Papa, elles sont là... elles sont juste ici.
Evet, birleşmeden bu yana, gerçekten çok kötü bir çöp sorunu yaşıyoruz.
Depuis la fusion, nous avons un vrai problème avec les ordures.