Ölecek Çeviri Fransızca
6,412 parallel translation
Cesur Amerikan askerleri o savaşta ölecek, ama böyle olmak zorunda değil.
De braves soldats américains vont mourir dans cette bataille, mais ils n'ont pas à le faire.
Etkisini göstermeden birçok kişi ölecek.
Beaucoup mourront avant qu'il fonctionne.
Kaç kişi ölecek?
Combien vont mourir?
O ölecek. O çoktan öldü.
Elle est déjà morte.
Ama birkaçı ölecek, değil mi?
Mais il y aura des morts, non?
Kaç kişi ölecek?
Combien de gens vont mourir?
O levyeyi çekersen buradaki insanlar ölecek.
Tire ce levier, et ces gens mourront.
Sonra belki gerçekten ölecek ve bu benim yüzümden olacak.
Ainsi elle finira peut-être par mourir, et ce sera de ma faute.
Sen zaman öldürürken o kan kaybından ölecek.
Et pendant que tu perds ton temps, il se vide de son sang.
O kurşunu çıkartmazsak ölecek.
On ne peut pas extraire cette balle, sinon il va mourir.
O levyeyi çekersen buradaki insanlar ölecek.
Tu tires ce levier, ces gens vont mourir.
Öylece uzanıp ölecek miyiz?
On va tous s'allonger et mourir?
Duymadın mı? Dışarı çıkmazsam Simmons ölecek.
Si je n'y vais pas, Simmons mourra.
Biriniz ölecek burada, bugün, bir diğerinizin elinden.
Un de vous doit mourir ici, aujourd'hui, de la main de l'autre.
Kırk yedinin tamamı ölecek.
Les 47 mourront tous.
Biz yaşayalım diye onlar ölecek.
Ils mourront pour qu'on puisse enfin vivre.
Yaptıklarından ötürü sadece çocuk ölecek.
Seul le garçon peut mourir pour ce qu'il a fait.
O zaman senin için ölecek.
Alors il meurt pour toi.
Günün birinde ölecek.
Il mourra un jour.
Belki de bir sürü insan ölecek.
Beaucoup peut être.
- Saul da ölecek olsa bile mi?
Même avec Saul sur la trajectoire?
- Saul da ölecek olsa bile.
Même avec Saul sur la trajectoire.
Onu kullanmazsak, ölecek. Tıpkı o çocuk gibi.
Si on ne l'utilise pas, il mourra, tout comme le garçon.
Elimden geleni yapıyorum, ama kısa sürede hasteneye götürmezsem kan kaybından ölecek.
Je fais du mieux que je peux, mais si vous ne l'emmenez pas tout de suite à l'hôpital, il va se vider de son sang.
Korkunç bir şekilde ölecek eğer siz...
Il va succomber à une mort horrible à moins...
Hepsi ölecek.
Ils vont tous mourir.
Ve temizleyicileri onaramazlarsa diğerleriyle birlikte ölecek.
Et s'ils ne réparent pas les épurateurs, Elle mourra avec eux.
Eğer osurduğun için ölecek olursam seni de yanımda götürürüm.
Si je meurs parce-que t'as pété, je t'emmène avec moi.
Ölecek miyim?
Je vais mourir?
Bırakın çalışalım yoksa bu adam ölecek.
Laissez-moi bosser ou il va mourir.
Peki o zaman herkes ölecek..
Eh bien, vous l'aurait voulu!
Karım ölecek.
Ma femme va mourir.
Herkes ölecek... Herkes.
Tout le monde va mourir, tout le monde.
Ve eğer ona yardım etmezsek, büyük ihtimalle yalnız ölecek.
Et si on ne l'aide pas, il va probablement mourir seul.
- Ama bir şey yapmazsak Simon ölecek.
Si on ne fait rien, Simon mourra.
Ama hapishanede ölecek bir zavallısın.
Mais vous êtes juste un pathétique petit homme qui va mourir en prison.
Ölecek. Suyun içinde.
Meurt dans...
-... arasında ölecek.
Il va mourir entre les deux obèses avant de se noyer dans l'eau.
Çok derinlere iniyorsun, er geç, biri ölecek.
T'as assez creusé, tôt ou tard, tu vas tomber sur un os.
- Hayır, ama ölecek.
- Il le sera bientôt.
Yani biriniz yaşayacak, diğeriniz ölecek. Ama Kai'yi bulup Jo ile güçlerini birleştirmesini sağlayabilirsek..
Ça veut dire qu'un de vous vit, l'autre meurt, mais si on aide Kai et qu'il trouve un moyen de fusionner avec Jo,
Vampirlerle arkadaşlık ettiğimiz için bunları görmezden geliyoruzdur. Vampirlerin insanları öldürdüğü gerçeğini kabullenmemiz için daha kaç insan ölecek?
On a tous tourné les yeux parce qu'on est amis avec des vampires, mais combien de personnes doivent mourir pour qu'on réalise que les vampires tuent aussi des gens?
Kai ondan milyon kez daha güçlü. Jo ölecek.
Kai est un million de fois plus puissant.
Bizim yüzümüzden insanlar ölecek.
Des personnes vont mourir, et ce sera de notre faute.
Diyelim ki Mystic Falls üzerinden Boing 747 ile geçiyorsun. Ölecek misin yani?
Si tu volais au dessus de Mystic Fall, dans un 747, tu mourrais?
Atlarsan, aşağıda büyük bir kazaya sebep olacaksın ve masum insanlar ölecek.
Si vous sauter, vous allez provoquer un gros accident en bas, et des gens innocents vont mourir.
Gücü absorbe etme yeteneği Jo'yu yenecek. Jo ölecek ve meclisimiz bir delinin ellerine mahkum olacak.
Sa capacité à détourner la magie va accabler Jo, elle mourra, et notre clan sera abandonné aux bras d'un taré.
Onu dışarı yollamazsanız emin ol o evdeki herkes bugün ölecek.
Si tu ne l'envoies pas dehors Je te garantis que toutes les personnes dans cette maison mourront aujourd'hui.
- Ölecek... misin?
Allez-vous mourir?
O ölecek!
Elle va mourir!
İnsanlar ölecek.
Des gens vont mourir.
öleceksin 176
ölecek mi 35
öleceksiniz 32
ölecek miyim 32
ölecekler 24
öleceğim 150
öleceğiz 96
öleceğimi sandım 17
ölecek mi 35
öleceksiniz 32
ölecek miyim 32
ölecekler 24
öleceğim 150
öleceğiz 96
öleceğimi sandım 17