English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ö ] / Öleceğim

Öleceğim Çeviri Fransızca

2,224 parallel translation
Her iki şekilde de, öleceğim.
De toute façon, je mourrai.
Aslında o kadar bile sürmeyecek, ne kadar çok içersem, o kadar çabuk öleceğim.
- Ce ne sera pas si long, car plus je bois, plus vite je mourrai,
- Lütfen. Kanamadan öleceğim.
- Pitié, je me vide de mon sang.
Yani herşeyden sonra öleceğim?
Alors je vais mourir quand même?
Nasıl öleceğim?
Comment mourrai-je?
Öleceğim. Geberip gideceğim.
Je vais crever, putain.
Asıl aradığım cevapları hemen bulamazsam öleceğim.
Je serai bientôt mort à moins d'avoir des réponses. Alors, arrête la voiture.
Nasılsa yakında öleceğim.
Je serai bientôt mort.
Ne istediğinizi bilmiyorum ama karşı koyarak öleceğim.
J'ignore ce que tu veux, mais je te jure que je me défendrai.
Sonra ben bir korkak gibi öleceğim.
Et je mourrai comme un lâche.
Ve bende tam bana yakışacak şekilde, korkudan öleceğim.
Et moi, je vais mourir bêtement là, de peur, comme un pauvre type.
Yaşlı bir adam olarak kollarında öleceğim.
Je mourrai en vieil homme dans tes bras.
Demek istediğim eninde onunda öleceğim!
Non, pas ce soir! Je veux dire, un de ces jours!
Burada öleceğim.
Je vais mourir ici.
Bu odada... öleceğim
Je vais mourir dans cette pièce.
Bu tablolarla normal heyecan ve "Anneciğim, öleceğim!" arasındaki farkı anlayabilecek kadar uzun süredir ilgileniyorum.
Je lis ces données depuis assez longtemps pour connaître la différence entre l'excitation et la peur réelle de mourir.
Öleceğim ben!
Je vais crever!
Anladım benim hayatım önemli değil çünkü yakında öleceğim öyle mi?
Ah, donc si je comprends bien ma vie n'a pas d'importance ici parce que je vais bientôt mourir de toute façon.
Bakir öleceğim!
Je ne veux pas mourir puceau!
Tek istediğim Irak'a girmekti böylece karıma işe yaramaz biri... Ama şimdi öleceğim.
Je voulais juste passer en Irak pour prouver à ma femme que je n'étais pas un... et maintenant je vais mourir.
Öleceğim ve karım haklı çıkacak.
je vais mourir, et elle a raison.
- Galiba kan kaybından öleceğim.
Je crois que je saigne à mort
Bu da sikimde lanet böceklerle öleceğim anlamına geliyor.
Et je mourrai avec ces putains d'insectes dans ma queue.
Atalarımın kemikleriyle burada öleceğim ve Cavil'la olmaktan bin kat daha iyidir.
Je préfère mourir avec mes ancêtres plutôt que de retourner affronter Cavil.
Ben de öleceğim.
Moi, un jour.
Ama ben herkesten önce öleceğim.
- Tout de même... Je vous passe devant.
Kesin öleceğim.
Je vais mourir.
Öleceğim.
Je mourrai.
Bütün müşteri listeni çalacağım ve sonra hepsini senin önünde öleceğim.
Je vais te voler tous tes clients, - et les tuer sous tes yeux.
Ve sonunda kanepende öleceğim.
Et un jour, je mourrai sur votre canapé. C'est ce que vous voulez?
Yemin ederim Cally, eğer bu rolden kurtulamazsam, gerçekten öleceğim.
Je le jure, Cally, si je ne sors pas de ce rôle, je vais vraiment mourir.
Şimdi düşüp öleceğim!
Tu me tues carrément!
Öleceğim. Ciddiyim.
- Je vais mourir.
Şimdi o ruhu bulup yaptığım korkunç şey için özür dileyebileyim diye, öleceğim günü dört gözle bekliyorum.
Maintenant, j'attends le jour de ma mort, pour que je puisse me repentir de la terrible chose que j'ai faite.
- Kesin öleceğim.
Je suis déjà un homme mort.
Her türlü öleceğim, Dr.Shephard.
De toute façon, je vais mourir, Dr. Shepherd.
Onu bütün gece uyutmadım çünkü anevrizmam patlayacak ve öleceğim diye çok korktum.
Je l'ai empêché de dormir, car j'avais peur que mon anévrisme explose, et de mourir sur-le-champ.
Öleceğim.
Je vais mourir.
Seninle birlikte öleceğim.
Je mourrai avec toi.
Ya iyileşeceğim ya da öleceğim öyle mi?
Je vais mieux ou je meurs?
Bana yardım etmezsen öleceğim.
Je mourrai si vous ne m'aidez pas.
Tanrım, öleceğim.
Dieu, je vais mourir.
sana söylemiştim... zaten öleceğim.
Je vous ai dit... Je vais mourir.
Bu geri zekalı arabanın ön koltuğunda öleceğim.
Je vais crever sur la banquette avant de cette caisse pourrie.
Hiç olmazsa, iyi tasarlanmış bir uzay gemisinde kan kaybından öleceğim!
Au moins, je saignerai dans un vaisseau très bien conçu.
- Öleceğim diye beni mi kandırdın?
- Tu fais semblant d'être mourant?
Yakında öleceğim eğer yeni bir böbrek bulamazsam.
Je serai bientôt mort. Je ne peux pas recevoir un nouveau rein.
Yalnız ve yaşlı bir kadın olarak öleceğim ve yüzlerce kedinin çürümüş bedenimi çiğneyecek olması falan mı?
Que je vais mourir vieille et seule au milieu de chats mastiquant mon corps putréfié?
- Öleceğim! - Hayır. hayır. Baban burada.
- Je vais mourir.
Şöyle düşündüm : " Ben de öleceğim.
Je me suis dit :
- Olamaz! Buracıkta öleceğim!
Où sont mes jambes?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]