Ölürsem Çeviri Fransızca
879 parallel translation
Aşkım Muriel : Eğer ölürsem-bil ki bilim uğruna ölmüşümdür.
Bien chère Muriel, Si je meurs, c'est pour la science.
Ben ölürsem, o da ölür.
Mais si je meurs, il meurt.
Bugün ölürsem, ilk ölen ben olmayacağım.
Nutall! Je ne suis plus à ça près aujourd'hui!
Bak Edith, eğer ölürsem...
Ecoute, Edith. Si je suis tué...
- Eğer ölürsem dedim ve sen yaşarsan, Jack Laverie'yi ara.
- J'ai dit, si je suis tué et pas toi, mets-toi en contact avec Jack Laverie.
Ölürsem aşkımızda leke kalmayacak.
Moi morte, notre amour sera sans tache.
- Ben ölürsem...
- Si j'étais tué...
Eğer ben ölürsem bebeğimi alır mısın?
Si je meurs... veux-tu prendre mon bébé?
Eğer ölürsem Ellen bu ameliyat hakkında hiçbir şey bilmesin.
Si quoi que ce soit arrive, ne parle pas de l'opération à Ellen.
"İlk ben ölürsem, sen de benim küllerimi."
Sinon, tu le feras pour moi. "
Ölürsem, kim benim için böyle ağlar?
Qui me pleurerait si je mourais?
Ölürsem, böyle ölmek istiyorum.
Si je dois mourir, autant ce moyen-là qu'un autre.
Onunla birlikte ölürsem, belki onu tekrar koruyabilirim.
Si je meurs avec lui, peut-être que je pourrai le protéger encore.
Ben ölürsem o harika paranın ve işinin ne faydası olacak?
A quoi peut servir ton argent et tes affaires si je meurs?
ölürsem üzülür müsün?
Est-ce que tu serais triste si je mourrais?
Bu teni değiştirip ölürsem de mutlu olacağım.
Si je pouvais me dépouiller de cette peau et mourir, je m'en réjouirais.
Ölürsem...
Si je meurs...
Bunu, yapmadan ölürsem cehennemde yanayım Tanrım...
Seigneur, envoyez-moi en enfer avant que...
Ben... sana sormayı düşünüyordum, ben ölürsem ve bir oğlum olursa, senden alınmasına izin verme.
Mais, si je suis tué et si j'ai un fils... Gardez-le avec vous.
Ya ben ölürsem?
Et si je ne suis plus là?
Sonra da ölürsem öleyim.
Alors, mourir me sera égal.
Ama beni dinleyin. 48 saat içinde ölürsem,... tek başıma ölmeyeceğim. O zaman 48 saat içinde ölürsünüz.
Dans 48 heures, vous serez mort.
Bir asker eşi olarak ayda 200 mark almaya hak kazanacaksın. Üstelik ölürsem tazminat var.
Vous auriez 200 marks par mois, plus une indemnité si je meurs.
Eğer ben ölürsem para şirketim tarafından ödenecek.
Si je meurs... mes héritiers vous paieront.
Ölürsem, üzülür müydün?
Tu serais triste si je mourais?
Ölürsem üzüleceğim tek şey var.
Il y a une chose que je regrette.
Ölürsem çelenk gönderirsin.
Tu m'envoies une couronne si je claque?
Eğer uyanmadan önce ölürsem, yüce tanrım ruhumu alsın.
Si je meurs avant de m'éveiller " Que Dieu emporte mon âme.
Şifreyi aklında tut çünkü, uyanmadan önce ölürsem sana miras kalacak.
Souviens-t'en. Si je meurs avant de me réveiller, tu en hérites.
Ölürsem, sen de ölür müsün?
Et si je mourrais, tu mourrais?
Ölürsem... yalnız kalacaksın.
Si je meurs... tu seras toute seule.
Eğer 1 Mayısta ölürsem ve cennet varsa ben kesinlikle oraya gidiyorum ".
"Si je meurs le 1er mai, " je suis sûr d'aller au paradis s'il existe. "
Ben, annemden önce ölürsem yabancıdan farkın kalmaz.
Si je meurs avant ma mère, tu ne seras qu'une étrangère.
Ölürsem hiçbir şey alamazsın.
Si je meurs, il n'y aura rien pour toi.
Eğer ölürsem, tanrılar benimle birlikte değildi demektir.
Si je meurs les dieux n'auront pas été avec moi.
- Ya ölürsem?
- Et si je meurs?
Artık uyusana? - Size kim bakacak ben ölürsem?
- Je te souhaite un fils pareil!
Ben yaşlı bir adamım ve eğer ölürsem burada öleceğim.
Je suis vieux, et si je dois mourir, ce sera ici.
Ölürsem, bir günahkarın öldükten sonraki şekliyle,... cezalar hakkında seni uyarmaya geleceğim.
Si je meurs, je viendrai te dire quel châtiment nous attend après la mort.
Eğer ben ölürsem, bu savaşı devam ettireceğine yemin et.
- jure-moi de continuer la lutte.
Evet. Ve ölürsem, o güzel paralara dokunamayacaksın bile.
Si je suis tué, tu ne toucheras jamais ces belles pièces d'or.
Ya ölürsem?
Et si je tombais raide mort?
Sanırım bir asker gibi ölürsem bizimkiler mutlu olur.
Mes vieux seraient bien plus contents si je mourais en soldat.
Eğer ölürsem Katsuura'daki çocuğuma ne olacak?
J'ai un enfant à Katsuura... Si je meurs, que lui arrivera-t-il?
Ama yine de... Eğer ölürsem çocuğuma ne olacak?
En tout cas... si je meurs, que lui arrivera-t-il?
Kaybedince mızmızlık etmeyi sevmem, ama ölürsem onu öldür.
Je ne veux pas faire mon mauvais perdant, mais si je meurs, tue-le.
Ben ölürsem Cevdet'ten kim intikam alacak?
Si je suis tu , qui prendra veangeance sur Dzhavdet?
Ben ölürsem, bu kahrolası ülkenin yarısı da benimle gelir.
Si je meurs, la moitié du pays disparaîtra.
Eğer ilk ben ölürsem?
Si je mourais avant toi?
Ama... ya ölürsem...
Si je meurs...
Ben ölürsem... niye kötü... olur...?
Ah bon?