Özel baskı Çeviri Fransızca
121 parallel translation
İNTİKAMCI TUTUKLANDI Özel Baskı
ARRESTATION DU VENGEUR EDITION SPECIALE DU SOIR
Özel baskı!
Edition spéciale.
Okuyun. Emniyette temizlik. Özel baskı.
Nettoyage au sein de la police!
Lompoc Picayune muhabiri, iki hırsızı yakaladığımı anlatan özel baskı çıkardı...
Les renseignements insignifiants de Lompoc... ont sorti une édition spéciale disant comment j'ai appréhendé les voleurs.
Özel baskı! 'Aday Kane "şarkıcı" yla aşk yuvasında basıldı'
KANE SURPRIS DANS SON NID D'AMOUR AVEC UNE "CANTATRICE"
Suçluluk Kompleksinin Labirenti adlı kitabın bu özel baskısı, 750 kopyayla sınırlıdır ve her biri bizzat yazar tarafından imzalanmıştır.
L'édition du Labyrinthe du complexe de culpabilité est publiée à sept cent cinquante exemplaires signés par l'auteur. Anthony Edwardes
Hayır, hayır, özel baskı.
Non. L'édition de luxe.
Özel baskı! Özel baskı!
Édition spéciale!
Özel baskı! Özel baskı! Hepsi burada!
Édition spéciale!
Özel baskı!
Édition spéciale.
Özel baskı! Uzayla hala firarda.
L'extraterrestre court toujours.
Özel baskı! Hepsi burada.
Tous les détails!
Özel baskı! Prens Alexandre ölüm kalım savaşı veriyor!
La Patrie édition spéciale, demandez La Patrie! "Le Prince Alexandre entre la vie et la mort!" Demandez La Patrie, Demandez...
Seçim özel baskısını alın!
Edition spéciale élections!
- Özel baskı! - Le Journal ver.
- Edition spéciale!
Özel baskı için birkaç güzel söz...
Rennie, voilà une vraie bombe! De quoi faire une édition spéciale.
Şunu bitirip özel baskıya yetiştirmek istiyorum.
Je veux finir ça pour l'édition spéciale.
- Özel baskıya yetişecek, değil mi? - Evet.
Mets ça en édition spéciale.
Ama özel baskıydı!
Une édition comme celle-ci!
Bir özel baskı çıkardın.
Tu as oublié une édition spéciale, cette nuit.
Özel baskı! Özel baskı!
Edition spéciale!
Gazetenin özel baskısı için yemekten önce ağzını aramaya çalışacağım.
J'essaie de sortir une édition spéciale avant le déjeûner.
Özel baskı. Okuyun.
Demandez l'édition spéciale.
Gazap Tanrısı Poultra özel baskımıza hoş geldiniz, merhabalar.
Bonjour et bienvenue à "Poultra, dieu de la colère".
Sana Cervantes'in özel baskısını getireceğim.
Tu y gagneras une belle édition de Cervantès.
Özel Baskı!
Édition Spéciale!
Özel Baskı!
Édition Spéciale! Édition Spéciale!
Gerçek bir "son dakika", "özel ek" "yeni baskı gerektiren" görev.
"Arrêtez les presses, changez la une" "Tenez vous prêt à refaire un tirage."
O özel vagonda sekreteri ile düşünüldüğünde uygun olmaz ve bürodan baskı gelir.
Il n'est pas fait pour être enfermé avec des comptables et toute cette pression.
Seçim özel baskısını alın!
Edition spéciale élections.
Bu öyle ilk baskı ve özel bir şey değil sadece bir kitap.
Ce n'est pas une première édition, c'est juste un livre.
Aix-en-Provence'ta kiralık bir villada bir özel dedektifin cesedi bulundu. Bir su baskını gerekiyormuş. Otopside kurbandan bir kurşun ortaya çıkarıldı.
L'autopsie a révélé la présence d'une balle de revolver... dans le corps de la victime... qui semble justifier la thèse d'un guet-apens criminel.
Özel baskı!
Edition spéciale!
Özel ciltli, kaba baskı ve hatta bazı çok nadir baskılar bile var ve gerçekten hepsine bayılıyorum.
Couvertures dures, livres de poche. J'ai quelques éditions rares aussi. Et je les adore.
Özel baskı.
"Edition spéciale."
Bilmiyorum. Doğu inançlarında bir inanış. Modell'in sesindeki özel bir tını ve ritm,... insanların beyin kimyasını geçici bir süre baskı altına alıyor.
C'est peut-être une technique mentale d'un art martial, le cerveau se bloque à une cadence de la voix de Modell.
Ve özel ipek bir baskı kullanılmış.
Un tirage limité, façon impression sur soie.
Özel ekiplerle baskın yapılır.
On peut y aller avec des unités spéciales.
Özel kağıda baskı aldım.
J'ai fait l'impression sur un papier au ton plus approprié.
Bu arada, bu baskı dört cilt. "Don Kişot" iyidir, ama özel bir değeri yoktur.
Au fait, cette édition en quatre volumes de "Don Quichotte" est très belle, mais sans grande valeur.
Çok nadir baskılar ve çok özel seçilmiş olanlar.
Les plus rares éditions qui existent.
Bundan sonra duruşmalar kamu baskısından uzak, özel yapılacak.
À l'avenir, il faudra l'interroger à l'abri de la pression populaire.
Bu muhbir, vergi ödeyenlerin parasıyla polis tarafından finanse edilerek... uyuşturucu kullanmaya devam eden bu adam... polisin dürüst Amerikalıların yaşamaya çalıştığı özel bir... çiftliğe baskın yapmasını sağlayan bağlantıdır.
Cet informateur, payé par la police... utilisant les dollars des contribuables pour satisfaire sa toxicomanie... a été le maillon permettant à la police de faire un raid sur une ferme privée... "Columbus, Ohio - Cour Suprême d'Etat"
Neslimize engel olan bu baskıcı gruplar, avukat grupları ve özel ilgi gruplarının hiçbiri yoktu.
Il n'y avait ni groupe de pression ni groupe de défenseurs, ni groupe d'intérêt pour handicaper la course.
- Dergi özel bir baskıyla duyurdu.
- Ils ont tiré une édition spéciale.
Özel Polisler tanıklık etmesi için Prichard'a baskı yapıyorlardı ama etmedi.
Les Marshals ont fait pression sur Prichard pour qu'il témoigne, mais il a refusé!
Özel Polislerin ona baskı yağtığını biliyoruz para topluyordu ve hazırlanıyordu.
Bon, les Marshals faisaient pression sur lui, il avait rassemblé tout son fric et il se préparait.
Özel Tim'de bazen öyle bir an gelir ki sokak baskınında biraz yasadışı davranman gerekebilir.
Parfois, au SWAT, on frôle la légalité, tu me suis?
Özel olarak... tekrardan deneriz veya denemeyiz, baskı yok?
Ou pas... la semaine d'après. Sans pression.
Sinir-baskının öğretilmesi... oldukça özel bir davranıştır.
L'instruction de la pression neurale est... un acte très intime.
Bugün, şafakta Özel Kuvvetler Kings Cross'te bir depoya baskın düzenledi.
À l'aube, les Forces Spéciales ont investi un entrepôt de King's Cross.