English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ü ] / Üstüne

Üstüne Çeviri Fransızca

17,408 parallel translation
- Baş üstüne efendim.
- Oui monsieur.
Ama eğer Y.Z.nin yaratıcılarının asıl görevlerinin üstüne çıkabileceğine inanıyorsanız ve arabayı daha agresif, daha insan gibi yapmak için tanıttığınız belirsiz sürüş teorisinin... -... o halde neden bilgisayarınız güvenlik kontrollerinde baskın çıkamıyor?
Mais si vous pensez que l'IA peut dépasser la mission originale de ses créateurs, et vous avez introduit la théorie de la conduite floue pour rendre la voiture plus agressive, plus humaine, alors pourquoi l'ordinateur ne pourrait pas
Bir el diğerinin üstüne.
Une main devant l'autre.
Kapsülü deri üstüne doğru enjekte et.
Ça va. Je vais bien.
Pastanın üstüne şeker mi koymuşlar?
Ils ont mis des bondons sur le gâteau d'Andy?
Ama eminim ki Genos bundan tatmin olmaz üstüne üstlük bir sayborg o!
Ça lui sert à rien, c'est un robot!
Dizlerinin üstüne çök, ellerini başında birleştir.
A genoux, mets les mains derrière la tête.
B sınıfının üstüne çıkamazlar tabii.
C'est pour ça que tu restes coincé en B.
Bütün kahramanlar üstüne çullansa bile patates olursunuz.
Même en vous y mettant à dix, vous ne gagnerez pas.
Pekala. İşareti verdiğim an yardırın üstüne.
À trois, on l'attaque tous en même temps.
Şimdi, yapının üstüne yeterli büyüklükte bir branda serebilirsek yeni bir çatı verebilir ve çevresel su tahliyesini iyileştirerek şu tepeden gelecek bir çamur kaymasını önleyebiliriz.
Maintenant, si nous pouvons faire flotter une grande bâche assez sur la structure, nous pouvons lui donner un nouveau toit et améliorer le drainage environnante pour empêcher un glissement de terrain de cette colline.
Brandayı binanın üstüne bir saat içinde yayarız.
Nous flottons la bâche sur le bâtiment en moins d'une heure.
Kolay yoldan kurtulmak için suçu Bill'in üstüne atıyorsun,... -... gerçek caniyi göremiyorsun.
Vous accusez Bill pour la facilité, vous allez rater le vrai criminel.
Rob Henak, orada çalışan memurlardan da yardım alarak Manitowoc Adliyesinin arşivinin altını üstüne getirdi.
COMTÉ DE MANITOWOC Rob Henak a dû fouiller dans les archives du tribunal de Manitowoc, et les secrétaires l'ont aidé à dénicher des cartons.
Hurdalığın altını üstüne getirdiler.
Ouais, ils fouillent tout le terrain.
Tanrım, Danny. Her şey senin üstüne dönmüyor.
Seigneur Dieu, Danny, tout ne tourne pas autour de toi.
Meşhur olmamı ve Kate'in beni seçmesini hazmedemiyorsun çünkü her şey senin üstüne dönmeli!
Tu supportes juste pas le fait que je sois célèbre et que Kate m'ait choisi, parce que tout doit te concerner!
Evin altını üstüne getirdiler.
Ils ont tout sorti de la caravane.
- Dizlerinin üstüne çökmeden olmaz.
Jodi a rappelé à 20h57 le jour du supposé crime. Jusqu'à ce que je te vois à genoux...
-... koydun masanın üstüne.
- Voilà la table.
İnce ince kesip üstüne tuz ekeceksin.
En tranches fines, avec un peu de sel dessus.
Ayrıca şunu giy üstüne.
Et mettez ceci.
Yüzlerce yıllık tarihin altını üstüne getirmiştir.
Il a renversé des centaines d'années d'Histoire.
Şimdi ceketimi al ve git düzgün bir şeyler giy üstüne yoksa donacaksın.
Maintenant, prenez mon manteau, rentrez chez vous et habillez vous correctement avant de geler.
Yatağın üstüne.
Allongez-vous sur le lit.
Paris'te bir leydinin bir kokuyu üstüne sıktığını asla düşünemezsiniz.
A Paris, voyez-vous, une dame n'esseairai pas un parfum directement sur elle. Elle...
Sağ elinin üstüne koy. Sağ elinle şuradan tut.
Prends ceci avec ta main droite, tiens-le avec ta main droite.
Sen üstüne düşeni yaptın.
Vous avez fait le nécessaire.
Ta ki çenesini ayırıp üstüne eko-plazma püskürtene dek.
Jusqu'à ce qu'elle se décroche la machoire et qu'elle s'ecto-déverse sur toi.
Hani iğneler halıya düşer ve fark etmeden üstüne bastığın zaman ayağına saplanır ya.
Ça pique les pieds quand on marche dessus.
- Evet. Dışarı çıkarken hiç bir işe yaramadığı halde ceketin üstüne atkı takan adamsın.
Vous portez une écharpe par-dessus votre veste, ce qui ne sert strictement à rien.
Anladın mı? Lanet çocuklarımın üstüne yemin ederim ki, Hapse girmeden önce, Jeff " in üstüne birini göndericem
Si je vais en prison, je te jure sur la tête de mes gamins que Jeff aura un tueur au cul.
Bob bir bahçivan, paraların üstüne biraz su tutar, ve paralar aniden çoğalmaya başlar.
Il arrose des billets de banque et tout à coup... ça fait des bourgeons.
Çinlilerin üstüne yok da ondan!
L'art de la guerre chinois est sans égal!
Aldığım her canın, yaptığım bütün kötülüklerin vebali senin üstüne!
Chaque vie que je prends, chaque atrocité que je commets, vous en êtes la cause!
Acaba belirli bir yaşa geldikten sonra pastanın üstüne yaşın kadar mum koymanın sınırı yok mudur?
Est-ce qu'il y a une limite au nombre de chandelles à mettre sur un gâteau après un certain âge?
Ellerini başının üstüne koy!
Mains sur la tête!
Dizlerinin üstüne Altın Jet.
À genoux, Jet Doré.
Sonra ellerini böylece üstüne yerleştiririm.
Puis je mettrai tes mains dessus, comme ça.
- Tam üstüne bastın, biliyor musun?
- C'est un peu gros, non?
Birbirimizi ta o zamandır... Tasarladığının binanın yüzümün üstüne düşüp kariyerimi mahvettiği günden beri mi?
On s'est pas revus depuis que tu as détruit mon visage et ma carrière?
Sanırım üstüne kafa yoracak çok şeyim var.
J'ai encore pas mal à méditer.
Tam üstüne bastın, şişko patates.
Ça veut dire... C'est bien ça, Jumbo.
Fırtına gibi çökeceğim üstüne.
Les coups vont pleuvoir.
Bir yalan üstüne aile kurmama göz yumdun.
J'ai construit ma famille sur un mensonge.
Herkesin üstüne hediye atardı.
Il lançait des cadeaux dans la foule.
Borcunun üstüne 3 milyon daha ekleyeceğini söyledi.
Elle dit que ça vaut trois millions en plus du reste.
Bırak üstüne gelsin.
- Laisse-le venir.
Duran küçük vuruşlarla Leonard'ın üstüne gidiyor.
Durán parvient à déjouer le jab de Leonard.
- Evet, J. Crew de üstüne attırmış.
Pendant que Jey-Crew giclait. Shit, non!
Bacak bacak üstüne.
Agenouille-toi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]