English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ A ] / Ağlıyordu

Ağlıyordu Çeviri Portekizce

552 parallel translation
Saçları dibinden kesilmişti ve hiç durmadan ağlıyordu, birisi ona dokunduğunda ise, köpek yavrusu gibi titriyordu.
Ela estava completamente careca e chorava sem parar, e se alguém lhe tocasse, tremia como um cão molhado.
Ağlıyordu, tıpkı şu an senin gibi.
E ela estava a chorar, como tu, agora.
Onu yukarı çıkarttı. Ben evden çıkarken hala ağlıyordu.
Quando saí, ainda a conseguia ouvir chorar.
Elveda dediğini hatırlıyorum. Sanırım ağlıyordu.
Lembro que disse adeus, acho que estava chorando.
Apaçi kadınları oğulları için ağlıyordu.
As mães Apache choram pelos seus filhos.
Birisi ağlıyordu.
Está alguém a chorar.
Belki de ağlıyordu.
Talvez estivesse a chorar.
Onu eve getirdik. Hiç konuşmuyordu. Sadece ağlıyordu.
Trouxemo-la para casa, mas ela nunca falou, apenas chorava.
Sweet River'dan ayrıldığım gün, küçük Pete ağlıyordu ve... Bana dedi ki :
No dia em que saí de Sweet River, o pequeno Pete estava chorando... e ele me disse :
- Ağlıyordu.
- Ela estava a chorar.
Annem ağlıyordu... - Ya sen?
A minha mãe chorou tanto...
Bir an saldırganlaşıp bağırıyor sonra zayıf yanı ortaya çıkıyor, ağlıyordu.
Ora gritava violentamente, ora chorava como um bebé.
Ağlıyordu.
Estava a chorar.
Hüngür hüngür ağlıyordu.
Estava a chorar.
- Evet, ağlıyordu.
- Estava, pois.
Onu kollarıma verdi. Durmadan ağlıyordu.
Pôs-ma nos braços enquanto eu chorava.
Annem devamlı ağlıyordu.
A mãe fartava-se de chorar.
Annem oradaydı. Zavallı bir biçimde ağlıyordu.
Estava mamãe, mamãe que chorava, pobrezinha.
Acınaklı bir şekile çocukları için af dilercesine ağlıyordu.
Ela chorou desalmadamente, como pedindo piedade pelas crianças.
Benim için ağlıyordu.
Chorava por mim.
Maish benim için ağlıyordu.
O Maish chorava por mim.
Ağlayan, Rachel'dı. Çocukları için ağlıyordu. çünkü artık onlar yoktu.
Era Raquel... chorando por seus filhos... porque não mais existiam.
Büyükbabam öldüğünde çok üzgündüm ve kuzenim de deli gibi ağlıyordu.
Quando o meu avô morreu, fiquei muito triste... e a minha prima estava inconsolável.
Çocukları güldürürken kendi ağlıyordu.
Fazia as crianças rir... mas seus filhos, chorar.
Ebeveynler, çocuklar herkes ağlıyordu.
Todos choravam, pais e filhos.
Ağlıyordu ve'EIisabeth.
Chorava e dizia :
Diğeri eteğini tutuyordu. İçlerinden bir tanesi odaya giren, ağlıyordu. Bugün gibi hatırlıyorum.
E ainda me lembro perfeitamente do alemão que entrou em casa.
Bu nedenle anlayabiliyorduk ki İmparator Majesteleri, ağlıyordu.
Podíamos ver que o Imperador, Sua Majestade o Imperador, estava a chorar.
Birçok hasta ağlıyordu.
Muitos dos doentes choravam.
Kız sessizce ağlıyordu.
Muito devagar, a raparigar começa a chorar.
"Pis fahişe," ağlıyordu, yeniden bana doğru geldi, ve kıçımın üstüne boşaldı.
Cadela imunda! " Gritou ele, aproximando-se de mim e ejaculando-me nas costas.
"Gel, gel," diye sürdürdü konuşmasını, o titreyen sesiyle, hıçkırarak ağlıyordu.
"Venha, venha!", continuou ele, com a sua voz quebrada e soluçante.
Rachel, çocukları için ağlıyordu, ama rahatlayamıyordu, çünkü artık çocukları yoktu.
A dor das crianças que choramos não receberá conforto, porque elas cessaram de existir.
Çam ağaçları zirvede sallanıyordu, gecenin içinde rüzgar ağlıyordu.
Os ventos uivavam na noite E os pinos rugiam em cima
Harge ağlıyordu onu aldım ve eşyalarımı da alarak oradan alelacele ayrıldım.
Só pensei em pegar nossas coisas e sair de lá.
Yaşlı bir adam peşimizden koşuyordu ve ağlıyordu.
E veio um velho a correr atrás de nós, a chorar.
- Annem sizin için mi ağlıyordu?
Foi por vós que minha mãe tanto chorou?
Ta orada, bir köşede yapayalnız ağlıyordu
Lá bem no canto chorando sozinho
Anne, Trevor ağlıyordu!
Mãe, o Trevor estava a chorar!
O kadar çok ağlıyordu ki, güçlükle konuşabiliyordu.
Ela começou a chorar tanto que nem sequer conseguia falar.
Gerçekten ağlıyordu.
Ele chorou de verdade.
- Ağlıyordu.
- Ele chorou.
Kelly bebekti, ağlıyordu ben de pembe dizi izliyordum.
Ela era bebé, estava a chorar, eu estava a ver as telenovelas.
Ağlıyordu.
Ele chorou!
Ralph, kocam, ağlıyordu.
O Ralph, o meu marido, chorava.
Yurdumdan uzaklaştırılıyordum ve hafif yağmur damlaları benim için ağlıyordu.
Fizeram-me sair da minha pátria e suaves gotas de chuva choravam por mim sobre o meu rosto.
Çocuklarım ağlıyordu.
Os meus filhos estavam a chorar.
Karım ağlıyordu.
A minha mulher estava a chorar.
Evraklarla boğuşmak, bütçeleri gözden geçirmek... Anam ağlıyordu. Güzel bir değişiklik oldu.
Burocracia, rever orçamentos, população a cobrar-me...
O ağlıyordu, ben de ağlıyordum...
Ela estava chorando...
Onlar da ağlıyordu.
Eram as lágrimas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]