Başta Çeviri Portekizce
16,653 parallel translation
İlk başta, evet.
No início, sim.
- Başta haberi yoktu.
Ele não sabia disso no inicio.
Başta belki de beni gerçekten yeniden test ederler sandım.
No início, pensei que voltassem a fazer-me um teste.
Doksanlı yıllardaki optik illüzyon posterleri gibi. Başta sadece durağan renkler olduğunu düşünüyorsun.
É como aqueles posters do Olho Mágico dos anos 90, em que, primeiro, achamos que é estática colorida.
İlk başta, basit bir köpek ısırığıydı.
Ao principio, era apenas uma mordida de um cão.
Dürüst olmak gerekirse, en başta da o kadar çok değillerdi.
Para sermos justos, já não havia muitos.
İlk başta işimize yarıyordu.
Ele foi útil para nós no início.
İlk başta nasıl paketlendiğimize dair çok ilginç bir teorisi mevcuttu.
Tinha uma teoria interessante sobre a razão por que foi preso.
İlk başta aramızda bir düşmanlık hissi vardı ama şimdi sen ciddi olduğun için etkisi yumuşadı.
No início, sentia que me tinhas traído, mas agora que sei que estão numa relação, sinto-me melhor.
Kim olduğunu bilmiyorum ama tek bakışla söylebilirim.
Não o conheço, mas basta olhar para ele para notar.
Bütün bilmen gereken Frank Castle'ın onu istediği.
Basta-lhe saber que o Frank Castle o procura.
Yeter konuştuğun.
Basta disto.
Yeter!
Basta!
Gizli saklı meseleler yok.
Basta de falar borradas.
Daha fazla içki yok.
Basta de bebidas.
Daha fazla sarhoş kafalar da yok.
Basta de linhas borradas.
Daha fazla benimle yatma çabarı da yok.
Basta de tentar dormir comigo.
Tamam, bu kadarı yeter.
Certo, basta disto.
Bu kadar porno yeter.
Basta de pornografia.
Biraz sabredin, sonunda hepimiz istediğimize ulaşacağız.
Basta ficar sentado e vamos obter o que queremos.
Ölen adamı bırakalım şimdi.
Muito bem. Basta de falar do tipo morto.
Bırak şu vaazları, Peder!
Basta de sermões, pregador!
İncil'i hatim etmiş biriyim o yüzden eğer danışmana ihtiyacın olursa haber vermen yeterli.
Conheço a Biblia por dentro e por fora, por isso se precisares de um consultor, basta avisar-me.
Buraya kadar.
Basta.
Tuhaf davranmayı kes.
Basta de comportamentos estranhos.
Hadi ama vaiz, benden yeterince konuştuk. Biraz da senin karanlık tarafından bahsedelim.
Por isso, homem pregador, basta de falar de mim, e vamos falar sobre os teus segredos obscuros e imundos, sim?
Başka sözler verme.
Basta de promessas.
Yeter Mazikeen.
Basta, Mazikeen.
Annen burada. - Bu kadar yeter.
Basta disso.
Tek gereken diğer ortaklardan bir oy.
Basta que os outros sócios votem.
Farklı ödeme seçeneklerimiz mevcuttur.
Basta pagar os portes.
- Sabrımı taşırıyorsun Terrell.
Vá lá, Terrel, basta.
Yeter.
Basta!
Artık sütyen yok!
Basta de sutiãs!
Geri dönmeyeceğiz!
Retroceder, não! Já basta!
Geri dönmeyeceğiz!
Já basta! Retroceder, não!
Adınız burada yeterlidir.
Basta o primeiro nome aqui.
Bloğun sonundan sola dön ve Circuito Norte Yolu tabelalarını izle.
Basta voltar à esquerda no fim do bloco e seguir as indicações na estrada do circuito norte.
İhtiyacım olan tek şey bu.
É quanto basta.
- Oyalandığınız yeter.
Basta de engonharem.
İhtiyacımı karşılar.
É quanto basta.
Evet, yapacağım.
Basta pressionar o botão play.
Sadece, 30 yılda neler yaptığını bir düşün.
Bem, basta pensar em tudo que voce fez em seus 30 anos.
Karşı koyma Gracie.
Basta deixá-lo acontecer, Gracie-loo-hoo.
Bize onu getir.
Por favor, Helen, basta fazer isso.
Yeterli!
Basta!
Su iyi, sağ ol.
Água basta, obrigado.
Yok, sadece buradaki düğmeye bassan yeter ve, sıkıntı yok.
Não, basta carregares neste botão aqui, fechar e zás-trás, está tudo.
- Kapıyı kapalı tutsan yeter.
Basta fechares a porta.
Evet, hemen yukarda.
- Sim, é ali, basta...
Taş bulsa yeter.
Basta uma pedra.