Bilgin olsun diye söylüyorum Çeviri Portekizce
251 parallel translation
Bilgin olsun diye söylüyorum, geçen hafta Londra'dan Büyükelçi'ye gelen bir mesajı fotoğrafladın.
Na semana passada fotografou um despacho de Londres para o Embaixador.
Bilgin olsun diye söylüyorum, Bayan Ruby Fletcher'ın evine gidiyorum.
Para que saibas, vou a casa da Sra. Ruby Fletcher.
Bilgin olsun diye söylüyorum, Toni'yle evleniyoruz.
Para sua informação, eu e a Toni vamos casar.
Bilgin olsun diye söylüyorum, böyle bir iş hiçbir zaman senin kamyonla yapılmadı.
Pois fica sabendo que um camião nunca conseguiu fazer esse tempo.
Bilgin olsun diye söylüyorum, o beni dün gece öldürmeye kalktı.
Fique sabendo que ela tentou matar-me ontem.
- Bilgin olsun diye söylüyorum demode moda oldu.
Para tua informação, a foleirice está na moda.
Bilgin olsun diye söylüyorum, Edgar Allan Poe'nun klasik bir Korku hikayesini okuyorum.
Para tua informação, estou a ler um conto clássico de terror escrito por Edgar Allan Poe.
Bilgin olsun diye söylüyorum... o seninle benim yanımda olabilmek için evlendi, ama seni hiç sevmedi.
Para tua informação, só se casou contigo para ficar perto de mim ; a ti nunca amou.
Bilgin olsun diye söylüyorum : İlişkimizi Gwen bitirdi, ben değil.
Para sua informação, não fui eu que acabei com a Gwen, foi ela que acabou comigo.
Bilgin olsun diye söylüyorum. Ben onun babasıyım.
Para tua informação, sou pai dele!
Bilgin olsun diye söylüyorum
Vais aprender comigo Tens tanto para ver
Bilgin olsun diye söylüyorum, klüp artık Neanderthal vatandaşı olan kimseyi almıyor.
Pois fique a saber que... a confraria já não aceita Neanderthais.
Bilgin olsun diye söylüyorum, Yılbaşında Paolo, Roma'da.
Para tua informação, o Paolo vai estar em Roma, no Fim de Ano.
Bilgin olsun diye söylüyorum, yalan değildi.
E, para que saiba, isso não é mentira.
Bilgin olsun diye söylüyorum, ona karşı his - settiklerimi geride bırakmak için gidiyorum.
Para tua informação, vou vê-lo para esquecer todos aqueles sentimentos.
Bilgin olsun diye söylüyorum, senden asla nefret etmedim.
Para tua informação, nunca poderia odiar-te.
Böyle bir şey için bizde öldürülebiliriz, bilgin olsun diye söylüyorum.
Para tua informação, ele podia ter sido eliminado só por causa disso.
Biliyorsun, bilgin olsun diye söylüyorum, planının ikinci kısmı yoktu.
Para tua informação, não há segunda parte do seu plano.
Bilgin olsun diye söylüyorum, bunlar şirket malı!
Para tua informação, estes são da empresa!
Çık! Benim sevgili, tatlı kardeşim bilgin olsun diye söylüyorum ben şu anda kariyerimin tam doruğundayım.
Minha querida irmãzinha... faço-te saber... que neste momento a minha carreira está num ponto bem alto.
Bilgin olsun diye söylüyorum Ben insanlığın son umuduyum.
Para sua informação eu sou a última esperança da humanidade.
Bilgin olsun diye söylüyorum, hayatım tam bir cehennem gibi.
Para tua informação, a minha vida é um inferno!
Bilgin olsun diye söylüyorum, seni yenebilecek bir öğrencim var.
Para tua informação, eu tenho um aluno que te dava uma coça.
Bilgin olsun diye söylüyorum, odayı boyamadan önce Kyle'a en az otuz tane örnek göstermiş.
Ela deve ter mostrado ao Kyle mais de 30 amostras de tinta, antes de ter pintado a sala.
Bilgin olsun diye söylüyorum, makyajımı kendim yaptım.
Para que saibas, pintei-me sozinha.
Bilgin olsun diye söylüyorum, bakımsız olduğu için bu halde.
Para tua informação, isso é por ele ser horrível.
Sadece bilgin olsun diye söylüyorum bütün krediyi size verdim.
Para que saiba, eu dei-vos todo o crédito.
Sadece bilgin olsun diye söylüyorum bu tür şeyler gerçekten umurumda değil.
Isso não me interessa lá muito.
Bilgin olsun diye söylüyorum. Vegas'a gelmek benim fikrim değildi.
Para tua informação, eu não queria vir para Las Vegas.
Bilgin olsun diye söylüyorum, ben tek değilim.
Para sua informação, não sou a única.
İzliyordum. Bilgin olsun diye söylüyorum, ne zaman kafamı çevireceğimi bildim.
Sabe, eu estava a observar e para sua informação, eu sabia quando não devia olhar.
Bilgin olsun diye söylüyorum, bu hiphop denen şeyden para kazanacağım.
Para tua informação, essa "merda" de hip-hop vai render-me dinheiro.
- Bilgin olsun diye söylüyorum, Dominic akciğer kanserinden öldü.
Para tua informação, o meu irmão Dominic morreu de cancro no pulmão.
Teşekkürler. Bilgin olsun diye söylüyorum.
Só para que conste, não quero aprender isto.
Bilgin olsun diye söylüyorum, son görüştüğümüz günden bu yana. inanamayacağın değişimlerden geçtim.
E para tua informação, tenho passado por mudanças... em que não acreditarias, desde a última vez que estivemos juntos.
Bilgin olsun diye söylüyorum. Benim de onun hala şansım var.
Para tua informação, ainda tenho hipóteses com ela.
Bilgin olsun diye söylüyorum. Hiçbir şey bulamadılar.
E, para tua informação, não encontraram nada.
Alicia bak, sadece bilgin olsun diye söylüyorum.. .. ben aileni mahvetmedim.
Alicia, para que fique registado, eu não destruí a tua família.
Bilgin olsun diye söylüyorum, Köpekbalığı Avcısı benim.
Para a tua informação, sou o matador de tubarões.
Bilgin olsun diye söylüyorum.
Só para saberes.
Bilgin olsun diye söylüyorum, ben her zaman aşığım.
para sua informação estou sempre apaixonada.
Bilgin olsun diye söylüyorum. Bunu gerçekleştirmenin bir yolu var.
Para tua informação... já aconteceu antes.
Bilgin olsun diye söylüyorum.
Para sua informação. Só uma coisa para sua informação.
Biz öpüştük. FYI ( For Your Information ) Bilgin olsun diye söylüyorum.
Beijámo-nos, se queres saber.
Tanrım, senin için tam bir yıkım olmalı. FYI ( For Your Information ) Bilgin olsun diye söylüyorum.
Deve ser devastador para ti, se queres saber.
Ama bilgin olsun diye söylüyorum... Onu elde etmek için seni destekliyordum.
Mas para que saibas, apostava que eras tu que o fisgavas.
Bilgin olsun diye söylüyorum, ben kalplerindeki boşluğu bebekle doldurabilen şu kadınlardan değilim.
E não sou uma daquelas mulheres que tem um vazio no coração que só pode ser preenchido por um bebé.
Evet. Bilgin olsun diye söylüyorum, sırf senin için amigo kızların yarısını reddettim.
Fique a saber que recusei metade das meninas de claque por si.
Bilgin olsun diye söylüyorum.
Depois conto-te quando formos a caminho.
Sadece bilgin olsun diye söylüyorum, ona dokunmadım.
Não lhe toquei.
Bilgin olsun diye söylüyorum, her canlı kendini iyileştirme yeteneğine sahiptir.
Fica a saber que todos os seres têm a capacidade de se curar.