Binbaşım Çeviri Portekizce
1,173 parallel translation
Yalan söylediğimi mi ima ediyorsunuz, Binbaşım?
Astá dizer que estou a mentir, major?
Diğer bir deyişle, binbaşım bu yaratıkların kurbanları sadece sadece önemsiz yaralar alsa bile hastalık bulaştırılmıştır.
Em outras palavras, Major, as vítimas destas... criaturas são contaminados, mesmo que apenas sofram... ferimentos leves.
Yaklaşma binbaşım yoksa ölürsün.
Não se mexa Major ou vou matá-lo.
Beni aptal yerine koyamazsın, binbaşım.
Não me vai enganar Major...
Bir dakika, Binbaşım.
Um momento, Major.
Ama binbaşım.
Mas Major.
Binbaşım! Hey! Hey!
Major!
Affedersiniz, binbaşım.
Desculpe, Major.
Emredersiniz, Binbaşım.
Sim, senhor Major.
Dinliyorum Binbaşım.
Sim, estou aqui, Major.
- Evet Binbaşım.
- Sim, Major.
- Senin planın ne Binbaşım?
- E o senhor, Major?
Doğrudur binbaşım.
É verdade, major.
Binbaşım!
Major!
Doğrudur Binbaşım.
Exacto, major.
Ben böyle düşünmüyorum Binbaşım.
Não estou de acordo, major.
Başka sorunuz var mı Binbaşı Thomas?
Alguma pergunta, major Thomas?
Binbaşı Thomas, anladığım kadarıyla Teğmen Handcock kanıt sunmayacak.
Estou entendendo, major Thomas, que o tenente Handcock não quer testemunhar?
Binbaşı çıktı mı?
O major já saiu?
Aşağı yukarı doğru, binbaşım.
Mais ou menos isso, Major, está correcto.
Öğrenci Binbaşılığına atandığımda çok fazla iştahımın olduğunu sanmıyorum.
É delicioso, Senhor. Imagino que também não tinha apetite quando fui nomeado Cadete-major.
Biliyorsunuz, Öğrenci Binbaşısının üzerinde rütbece sadece ben varım... bu da mevkiyi biraz sorumlu bir mevki yapar.
O Cadete-major responde apenas perante mim, o que traz a essa posição alguma responsabilidade.
Bu berbat postallarla forma girmek zor olacak. O yüzden umalım da Alman Binbaşı bize gerekli üniformaları versin.
Vai ser difícil ficar em forma com a porcaria destas botas, por isso, esperemos que o Major alemão nos dê equipamento adequado.
- Size ihtiyacımız var binbaşı.
- Precisamos de si, Major.
Sadece bu da değil, Pentagon Bay Perry ya da Binbaşı Briggs'i tanımıyor.
E ainda há mais... O Pentágono jura desconhecer o Sr. Perry e o Major Briggs.
Binbaşı Celliers mı? Evet. O da sesten rahatsız.
Sim, sim, o barulho perturba-o.
Binbaşı Celliers'a izin verdim, komutanım.
Eu autorizei o Major Celliers. Os homens têm fome. Estão doentes e dava-lhes jeito alguma comida.
- Bir oyun daha oynayalım mı Binbaşı?
- Mais um jogo, Major?
Binbaşı Dexter Smythe'i hatırlar mısın?
Lembra-se do Major Dexter Smythe?
Orada yarım kalmış çok iş var Binbaşı Johnson.
Há muitos assuntos a tratar por lá, Major Johnson.
Annem Bengal Topçu Taburu'nda görev yapan Binbaşı General Stoner'ın dul eşiydi, annemin ikinci evliliğini yaptığı zaman, ben 2 yaşındaydım ve kız kardeşim, Julia, benden 5 yaş büyüktü.
Era a jovem viúva do Major Stoner. Eu tinha apenas dois anos quando do segundo casamento da minha mãe. A minha irmã Julia era cinco anos mais velha do que eu.
İki sene önce, Julia deniz kuvvetlerinde yarım maaşla görev yapan bir binbaşıyla tanıştı ve onunla nişanlandı.
Há dois anos, a Julia conheceu um Major de quem ficou noiva.
Ölü bir Rus binbaşıdan aldım onu.
Tirei isto de um major russo morto.
- Binbaşı Harris komutanım.
- O major Harris.
- Ben binbaşıyla konuşacağım.
Eu falo com o major.
Binbaşı Çrumpler, oyalama planımızın durumu nedir?
Major Crumpler... como está o nosso plano de distração?
Bobby, sen de Binbaşıyla kal, sonra araçlarla birlikte bahçede buluşalım.
Bobby, fique com o Major, depois leve o meu carro e vemo-nos no pomar.
Albayım Binbaşı geliyor.
coronel, e o Major.
Binbaşı Powers beni bu takımın başına getirdi.
O Major Powers encarregou-me deste Pelotão de Reconhecimento.
Binbaşı ile birlikte seçme askerlerden bir takım yetiştiriyoruz.
Eu e o major estamos a formar uma unidade de elite de combatentes.
Evet Üstçavuş. Binbaşı, Keşif Takımı'nı eğitim amaçlı kullanmak istiyor.
Sim, o major gosta de usar para treino o Pelotão de Reconhecimento.
Bunu Binbaşı Powers ile tartıştınız mı?
Falou sobre isso com o Major Powers?
Binbaşı Powers'a burada pusu kuracağımızı kim söyledi?
Quem disse que lhe vamos armar uma emboscada aqui?
Binbaşı Malcolm Powers komutanım.
Major Malcolm Powers.
Binbaşım.
Major.
Binbaşı Max'in adamlarıyla takıştım. "İşkence odası" yazımdan pek hoşnut kalmamışlardı. Garson!
Os rapazes do Major Max... não gostaram da história da câmara de tortura.
Ben Binbaşı Max'i Rio Grandi'de görmekten daha fazla korkarım.
Ora, conte-me outra, tanques cubanos em Rio Grande? Preocupo-me mais com o Major Max no Rio Grande.
Komutanım! Bu benim mesleğim, havacı. Kıdemli Binbaşı Dickerson diyeceksin.
Trate-me por sargento-mor Dickerson.
Olasılıkla, elbiseniz Mısırlı bir terzi tarafından yapılmış. Evraklarda, damgada Binbaşı Meinerzhagen adına gazetelerden.
Possivelmente, uniforme novo de um alfaiate Egípcio e os papéis novinhos, feitos para um Major Meinerzhagen.
Yardımcım Binbaşı Rankin, Sör.
- O meu adjunto Sr. Major Rankin.
Korkarım bizim de emirlerimiz var, Binbaşı.
Temos as nossas ordens, Major.