Bu hafta Çeviri Portekizce
8,324 parallel translation
Patty ve ben bu hafta gitmiyoruz.
Esta semana eu e a Patty não vamos.
Peki, hazır yumuşak başlı davranıyorken bu hafta akşam dersin olmadığı bir zamanda sinemaya gidebilir miyiz?
Isso, então, enquanto estás dócil... podemos ir ver um filme, esta semana, quando não tiveres aulas?
Bu hafta Brooklyn'deki bir tekstil firmasıyla görüştüm.
"Fui a uma entrevista esta semana... " numa firma têxtil aqui em Brooklyn. "
Bu hafta sanki bütün dünyanın zemin katını su basmış gibi.
" Esta semana parece que as caves de toda a gente se inundaram.
Bu hafta rekor kırdık.
Batemos o recorde.
Bu hafta seninle görüşebilir miyiz?
Se talvez nos pudessemos encontrar esta semana.
Beni dinle, bu hafta sonu yapmamız gereken küçük bir işimiz var.
Escuta. Temos um óptimo negócio este fim de semana.
Bu hafta South By Southwest için Austin'e gidiyorsun, değil mi?
Vais para Austin ao South By Southwest esta semana, certo?
Pandora, Radio 1'la telefonda şarkı listesini konuşuyor ama bu hafta itibariyle The Box'ta en çok istenen klip oldu.
A Pandora está ao telefone na Rádio para falar da playlist, mas temos o vídeo mais pedido na The Box.
Bu hafta sonu neler yaptınız? Herkes söylesin.
O que é que fizemos este fim de semana?
- Hazır başlamışken şunu da sorayım : Bu hafta bir iş bulacak mısın?
- Já que estamos a falar em arranjar, vais arranjar um emprego esta semana?
Bu hafta annemin doğum günü. Babam da Cumartesi akşamı, Greenwich'te akşam yemeği düzenleyecek.
É o aniversário da minha mãe esta semana e o meu pai vai fazer um jantar na noite de sábado em Greenwich.
Ayrıca bu hafta yeterince itilip kakıldım.
Além disso, levei muita porrada, esta semana.
Sadece bir yıl önce ölümden dönen oyuncu Brody Walker bu hafta sonu gişe rekoru kırması beklenen Gridlock adlı başarılı filmiyle yeniden gündemde.
Depois de sobreviver a uma experiência de quase morte há um ano, o actor Brody Walker está de volta com o seu novo êxito de bilheteira, Gridlocked, que está prestes a tomar a bilheteira de fim de semana de assalto.
Tabii Sophia. Bu şartlar altında takımla bu hafta sonu tanışamazsın. - Umarım Luke iyidir.
Sophia, eu percebo que não possas conhecer hoje a equipa, dadas as circunstâncias e espero que o Luke melhore.
İki tanesi bu hafta olacak.
Uns quantos deles este fim de semana.
Bu hafta Amy Winehouse'u gazetelerde gördünüz mü?
Viram a Amy Winehouse no jornal desta semana?
Yani, büyük final bu hafta sonu. Winyerp'li futbolcular pis botları ve iğrenç dilleriyle geliyor olacak.
Este fim de semana haverá a grande final e jogadores de Winyerp virão aí com botas sujas e linguagem porca.
Dinle. Ben ve dostum Barney birlikte bu hafta sonu ufak bir spor eğlencesi düzenliyoruz.
Ouve, eu e o meu amigo Barney estamos a organizar um evento desportivo, este fim de semana.
Seni bu hafta görüp göremeyeceğimi merak etmiştim.
Estava a pensar se te veria esta semana.
Bu hafta Hornets'lerle karşılaşıyorsunuz. Gerçekten çok sağlamlar. Size bu kadarını söyleyeyim.
Vamos enfrentar os Hornets esta semana, e eles são uns chatos, isso vos garanto.
Bu hafta sonu için planın var mı?
Tens grandes planos para o fim-de-semana?
Belki bu hafta sonu havuzda görüşürüz.
Talvez te veja na piscina no próximo fim-de-semana.
Her neyse, Krystal bu hafta sonu beni partiye davet etti.
De qualquer modo, ela convidou-me para numa festa no próximo fim-de-semana.
Çünkü bu hafta sonu bizimle Disney'ye geleceksin, değil mi?
Vais connosco à Disney, lembras-te?
Bu hafta biraz yaramazdınız.
Portaram-se muito mal esta semana.
Doğru konuşmak gerekirse, Ariana bu hafta pop star olmaya en yakın kişiydi.
Para ser justo, foi a Ariana quem esteve mais perto de ser a estrela da semana.
Bazen işleri kendi bildiği şekilde halletme konusunda fazla heyecanlı davranabiliyor. Fakat bu hafta dışarıdaki performansı tek kelime ile... etkileyiciydi. Ve ödüllendirilmeyi hakediyor.
Às vezes gosta de ser o primeiro, no que a marotices diz respeito, mas a sua recuperação esta semana foi impressionante, e merece ser recompensada.
Bu hafta sonu Henry'nin doğum günü partisine gelmek istiyor musun?
Queres vir à festa do Henry neste fim de semana?
Oğlum bu hafta sonu babasında kalacak.
O meu ex fica com o meu filho este fim de semana.
Bu hafta başka kimseyi becerdin mi?
Dormiste com alguém esta semana?
Bu hafta sonu olan şeyi anlattınız mı?
Contou-lhes o que aconteceu no fim de semana?
Bu hafta sonu şehir dışında.
Ele está fora este fim-de-semana.
- Broşürleri bu hafta evine getiririm.
Vou levá-las a tua casa, esta semana.
Bu hafta meşgul değilsen beni ara.
Se tiveres um tempinho esta semana, liga-me.
Geç kaldın Ashley. Bu hafta üçüncü oldu.
Estás atrasada, Ashley.
Bu hafta sonu planlar var mı?
Planos para o fim-de-semana?
- Bu hafta sonu sıra bende.
- Este fim-de-semana é a minha vez.
Her hafta o lanet dansa gitme sebebim işte bu.
Por isso é que vou todas as semanas aquele baile miserável.
Sorun şu günlerde en yoğun dönemde olmamız. Bu yüzden geçen hafta bütün çalışanlar ve sürücüler fazla mesai yaptı.
O problema é que esta é a época de mais trabalho, todos os empregados e motoristas fizeram horas extraordinárias na semana passada.
Bu olay IMF'in gizlice Kremlin'e sızdığı hafta yaşanmıştı.
Isto foi na mesma semana em que o IMF se infiltrou no Kremlin.
Sana söylemek istediğim... bu stajım 2 hafta sonra bitecek ve... Yeni bir staj arayacağım.
Bem, eu só te queria dizer... que o meu estágio irá acabar daqui a duas semanas, e... irei arranjar outro estagiário.
Bu da şu anlama geliyor, Ben'in dosyayı için üç hafta zaman var.
O que significa que, dentro de três semanas, o processo do Ben será destruído.
İddiasına varım, iki hafta sonra bana bu olanları unutmam için yalvaracaksın.
Juro, daqui a duas semanas vais implorar-me para esquecer que isto aconteceu.
Her neyse... Bir hafta önce, bu davayla ilgili bile değildin ve şimdi etrafımda dolanıyorsun.
De qualquer forma... há uma semana, não estavas sequer interessado neste caso, e agora não páras de falar nisto...
Beyler, beyler, ben de Einstein'la tanışmak istiyorum, tamam mı? Ama bu makine sadece üç hafta geriye gidebiliyor.
Eu quero recuar no tempo e conhecer Einstein, mas esta máquina só recua três semanas.
Bu "mükemmel kariyer" sayesinde... önümüzdeki hafta Ulusal Güvenlik'le terfi görüşmesi yapacağım.
Por causa dessa "distinta carreira"... tenho reunião com a Segurança Interna para a semana para uma promoção.
Bu gelmiş geçmiş en iyi son hafta sonu olacak.
Vai ser o melhor fim-de-semana de sempre.
Bu bir hafta önce oluyor.
Foi há uma semana.
Aslına bakarsan, bu okul açılmadan önceki hafta sonuna denk geliyor.
- Sabes uma coisa? É o fim de semana antes das aulas começarem.
İki hafta sonra tüm bu işler bitecek ve düşüneceğin tek şey Avrupa'da dört haftanın her şeyi görmeye yetip yetmeyeceği olacak.
Daqui a duas semanas, isto terá passado e só terás de te preocupar se quatro semanas na Europa chegam para ver tudo.