Demir Çeviri Portekizce
3,867 parallel translation
Kalbini kapali tutan o demir kapiya ne oldu?
Onde está o portão de ferro que trancava o teu coração?
Demir Perde'nin ötesinde bir Amerikan kasabası.
Uma Mayberry atrás da Cortina de Ferro.
Ve içeriğinde manganez ve demir tozları karıştırılmış ki bu da Afganistan'daki gibi bir çöl iklimini işaret ediyor.
E têm... manganês e minério de ferro incorporados, o que aponta para um clima deserto como o do Afeganistão.
Sen Demir Haç kazanmak konusunda bu kadar istekliyken bana laf düşmez tabii Schneider.
Não me interpretes mal, Schneider, estás mesmo interessado em conseguir uma Cruz de Ferro, não é?
Ruthie Halam buna demir yahudi derdi.
A tia Ruthie costumava chamar a isto, o Judeu de Ferro.
Demir dövücünün bir de adamlarınıza neler yapabileceğini bir düşünün.
Imagina o que a Forja podia fazer com o teu corpo.
Demir dövücünün gücünün tükendiği doğru mu?
É verdade que a Forja ficou drenada de toda a energia?
- Demir oksit.
- Óxido férrico. - O quê?
Demir oksit bakımından zengin olan mağaraların duvarlarından geliyordu.
Acontece que as paredes das cavernas eram ricas em óxido de ferro.
Küçük bir çocukken Çin'deki demir ayakkabı giydirme hakkında bir makale okumuştum.
Quando eu era miúdo... li numa revista um artigo sobre "lótus de ouro" na China.
Eğer şimdi paramızı harcayıp Hristiyan topraklarına sevkiyat için sipariş verirsek Ramazan ayının gelmesiyle tüm Türk donanması toplanacağı için yağ yüklü gemilerimiz sorunsuzca Kefalonia'ya demir atabilir.
Se investirmos o dinheiro, dermos agora a ordem, para a expedição, às terras cristãs, no mês do Ramadão, os nossos barcos carregados de azeite poder ser atracados em Cefalónia. no mês sagrado, juntamente com a toda a frota turca.
- Yağla dolu gemiler Kefalonya'ya demir attı.
Os navios carregados de azeite estão atracados em Cefalónia.
Ona karşı Demir Adam olmana gerek yoktu ama yine de sağ ol.
Não precisas de agir como o Iron Man, mas, tu sabes... Obrigada.
Demir yollarının hiçbir şansı yok.
Os caminhos de ferro não vão ter por onde pegar.
Tüm mürettebatın dikkatine, 10 dakika içinde demir alıyoruz.
Atenção, preparem-se para içar a âncora daqui a dez minutos.
ve onu üzerinde demir kesici ile gördü!
e agredi-lo com um berbequim!
Demir kesici!
Um berbequim!
Fakat Demir Dövücünün bunu yapması için gücü yok.
Mas a Forja perdeu todos os poderes ao fazer isso.
Optimus, Demir Dövücüsüne birçok duyguyla bağlı olduğunu biliyorum.
Optimus, sei que há muitas emoções ligadas à Forja.
Gemi bir hafta daha demir atmış durumda kalacaktı o yüzden içinde kimse yoktu.
O navio ia partir daqui a uma semana e por isso eu tive que ficar cá.
Demir testeresiyle yapılmış.
Foi com uma serra de metais.
Demir Adam, kulenin içinde ultraviyole ışın sistemi var, değil mi?
Homem de Ferro, a Torre tem luz UV embutida, não é?
Demir Adam'ın yanıldığı zamanlar hoşuma gidiyor.
Gosto quando o Latinha está errado!
Bir dahaki sefere Demir Adam, sana tavsiyem... -... bakışlarımdan uzak dur...
Da próxima vez, Homem de Ferro, aconselho-te... que fiques longe de meus raios...
Görünüşe göre Demir Adam hepinizden çok daha duyarlı.
Parece que o Homem de Ferro é o mais sensato de vocês.
Hayır, Demir Adam.
Não, Homem de Ferro.
- Ee... Demir eksikliğin var.
Bem, tem deficiência de ferro.
Demir Adam!
Homem de Ferro!
Sahip olduğun metali ağzına sokma zamanı geldi, Demir Adam.
Está na hora de fazer-te engolir metal... Homem de Ferro.
Fakat ben Demir Adam'a karşı gelmezdim.
Mas eu não enganava o Homem de Ferro.
Sanırım şu an Demir Adam oldukça işimize yarardı.
Penso que o Homem de Ferro podia ser útil.
Belki de Demir Adam'ı getirmeliydim.
Devia ter trazido o Homem de Ferro.
- Demir Adam mı?
Homem de Ferro?
Demir Adam'ı mı?
O Homem de Ferro?
O her zaman "Demir Adam Kretz" di Çok azimliydi, üstüne bindiğinde o kahrolası şeyi ya kıracaktı ya da yarışı kazanacaktı, hepsi bu.
Era conhecido como Ironman Kretz, estava tão determinado que quando chegava.. ou partia a maldita coisa ou ganhava a corrida, era tudo.
Ratchet, bu demir dövücüsüyle ya da Omega anahtarıyla olmayabilir fakat gezegenimizi yeniden yapmak için bir yol bulacağız.
Ratchet, pode não ser com a Forja ou com a Chave Ómega mas vamos encontrar um modo de reconstruir o nosso planeta.
O araba beyzbol sopası, musluk borusu hatta demir balyoz gibi bir şeyle parçalanmış.
Aquele carro foi destruído por um bastão de basebol, um cano, talvez mesmo uma marreta.
- Onu yakaladığımda bile çantayı demir kapının üstünden atmaya çalışıyordu.
Acreditas nessa merda? Ele tentou atirar o saco pela vedação, mesmo depois de eu o apanhar.
% 99.4 uyuşuyor. Çantayı aldığımda kuzeydeki demir kapının üstünden atmamı söyledi.
99.4 % de correspondência... troca de saco e atira-o por cima da vedação norte.
Demir, beyin ortası ana arterinin yanından geçmiş.
O vergalhão atravessou a artéria cerebral média.
Demir oradan geçip şuraya kadar girmiş. Ön taraftaki temporal loba vurmamış.
O vergalhão atravessou aqui e não atingiu o lobo temporal.
Demir çıkmayacak değil mi?
Não vamos remover esta coisa, pois não?
Şu anda demir onu hayatta tutan tek şey.
Agora, o vergalhão é que a mantém viva.
Demir yolunda.. .. bulduğun kan ile karşılaştıra bilir misin?
Manda comparar com o sangue que encontraste na linha férrea.
Bütün pencerelere demir parmaklıklar koyun.
Grades de ferro em todas as janelas.
Demir tavında dövülür.
Tempos difíceis requerem medidas difíceis.
Kemiklerimizdeki kalsiyum, kanımızdaki demir... Hepimiz bir patlamanın eseri doğduk.
Nascemos da explosão que fez nascer tudo.
Demir dövücüyü aldım!
Tenho a Forja!
Sahip olduğun metali ağzına sokma zamanı geldi, Demir Adam. 1.
Está na hora de te fazer engolir metal... Homem de Ferro.
O Demir Adamdı.
Ele era o Ironman!
O zaman takası nasıl yapacağız diye sorduğumda çantayı aldığımda kuzeydeki demir kapının üstünden atmamı söyledi.
ele disse para trocar o saco e atirá-lo pela vedação norte.