Deneyeceğim Çeviri Portekizce
2,438 parallel translation
Demek istediğim, tamamiyle antremanlıyım, ama ne olursa olsun deneyeceğim,
Quero dizer, tenho-me exercitado e tudo, mas não importa o quanto eu tento,
Galiba tepeyi deneyeceğim.
Penso que vou tentar por cima.
- Deneyeceğim.
Vou tentar.
Söz veriyorum, deneyeceğim.
Eu prometo que vou tentar.
Sanırım kendi yolumla halletmeyi deneyeceğim.
Acho que vou tentar à minha maneira.
Şansımı deneyeceğim.
Eu vou tentar.
Tamam, deneyeceğim!
Ok, vou tentar!
Deneyeceğim.
Deixe-me tentar.
* Deneyeceğim başkaldırmayı *
* I think I'll try * * defying gravity... *
* Ama deneyeceğim, hiç bilinmez *
* But till I try I'll never know... *
Beaudry'nin diş fırçasının olmasına inanmak biraz zor. Ama şansımı deneyeceğim.
É pouco credível que o Beaudry tivesse uma escova de dentes, mas vou apostar nisso.
22 onsluk çekiçi deneyeceğim.
Vou experimentar este de 620 gramas.
Deneyeceğim.
Vou tentar.
Bugün şu pembe olanları deneyeceğim, ya sen?
Hoje vou experimentar um daqueles cor-de-rosa. E tu?
Ama bunu zevkle deneyeceğim.
Mas de certeza que vou gostar de tentar.
Bir şey daha deneyeceğim.
Vou tentar mais uma coisa.
Bunu deneyeceğim.
Vou tentar isso.
Telesekretere bağlanıyor. Kulaklıkları deneyeceğim.
Está a ir para voicemail, vou tentar o rádio.
- Şansımı deneyeceğim.
- Vou correr o risco.
Elle düzeltmeyi deneyeceğim.
Vou tentar corrigir manualmente.
Daha yakına gitmeyi deneyeceğim konuştuklarını duymaya çalışacağım.
Vou arriscar chegar mais perto para ouvi-los.
Tamam, deneyeceğim.
Ok, vou tentar.
Pekala, tamam. Şu tüylü şeyi deneyeceğim.
Está bem, eu experimento o vestido das penas.
Kemoterapiyi deneyeceğim.
Vou fazer o R-CHOP.
Sadece kendime bakmayı deneyeceğim. Biliyorum...
Só estou a tentar cuidar de mim.
Ve eğer şimdi bana izin verirsen, Hakkinda harika şeyler duyduğum Cabernet Sauvignon'u deneyeceğim.
Agora, se me dás licença, vou provar um Cabernet Sauvignon de que dizem maravilhas.
Tamam, oraya gidip, Charles Stewart ile görüşmeyi deneyeceğim.
Ok, eu vou para ali tentar falar com o Charles Stewart.
Sunucuyu devre dışı bırakmayı deneyeceğim.
Vou ter de tentar desligar o servidor.
Şimdi zamanda geri geldim ve tekrar deneyeceğim.
Agora, voltei atrás no tempo para tentar de novo.
Buradan tüm sistemi kapatmayı deneyeceğim.
Vou tentar desactivar o sistema daqui.
-... deneyeceğim. - Pekâlâ, Ray şu anki fiziksel durumunuzu nasıl tarif ediyorsunuz?
Ray, como descreveria o seu estado físico atual?
Neyse bir deneyeceğim.
- Experimento na mesma.
Tekrar deneyeceğim.
Eu tento outra vez.
Sanırım şansımı lady luck'ta deneyeceğim.
Eu acho que vou ver se estou com sorte.
Koridordaki kapıyı deneyeceğim.
Vou verificar o corredor.
Evet, şansımı Playboy'da deneyeceğim.
Sim, vou tentar entrar na Playboy.
Kontrolleri devredışı bırakmayı deneyeceğim.
Vou tentar anular os controlos.
Şansımı deneyeceğim.
Acho que tenho boas hipóteses.
Kendimi mutlu etmeye hiç izin vermedim, Ivan. Değişmeyi deneyeceğim.
Eu nunca me permite a ser feliz, Ivan.
Deneyeceğim.
Ela disse que encontrou esse livro no porão.
Sanırım bunu deneyeceğim. Bağırsak sancılarıyla sonuçlanmadan nasıl oluyormuş bakalım.
Vou arriscar e ver se saio desta sem o sofrimento do costume.
- Deneyeceğim, tamam mı?
- Vou tentar, certo?
Fakat deneyeceğim.
Mas... mas vou tentar.
Hayır. Neyse, deneyeceğim.
Não, eu vou... experimentá-lo.
Deneyeceğim, teşekkürler.
Vou tentar. Obrigada.
Nick, cep telefonunu bir daha deneyeceğim.
Nick, sabes, acho que vou experimentar o meu telemóvel novamente.
* Deneyeceğim başkaldırmayı * * ve artık kıramayacaksın kalbimi *
* And you won't bring me down *
* Deneyeceğim başkaldırmayı * * ve artık kıramayacaksın kalbimi *
* And you won't bring me down... *
Bunu yapmayi deneyeceğim. Şimdi söylemesi kolay geliyor.
- Isso é fácil de dizer.
- Ben bir tane deneyeceğim.
- Acho que vou provar um.
Tamam, birkez daha deneyeceğim. Güzel.
- Certo, vou tentar.